Yunus Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Elif, Lâm, Râ. Bunlar, hikmetli Kitabın ayetleridir. Facebook'ta Paylaş
2 İçlerinden olan bir adama: «İnsanları uyarıp korkut ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında ´gerçek bir makam´ olduğunu müjde ver» diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre sapanlar: «Gerçek şu ki bu, açıkça bir büyücüdür» dediler. Facebook'ta Paylaş
3 Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra da arşa istiva eden işleri de evirip çeviren Allah´tır. Onun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O´na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? Facebook'ta Paylaş
4 Sizin tümünüzün dönüşü O´nadır. Allah´ın va´di bir gerçektir. İman edip salih amellerde bulunanlara, adaletle karşılık vermek için yaratmayı başlatan sonra onu iade edecek olan O´dur. Küfredenler ise, küfre sapmaları dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
5 Güneşi bir aydınlık, ayı da bir nur kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tesbit eden O´dur. Allah, bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır. Facebook'ta Paylaş
6 Gerçekten, gece ile gündüzün ardarda gelişinde ve Allah´ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup sakınabilen bir topluluk için elbette ayetler vardır. Facebook'ta Paylaş
7 Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; Facebook'ta Paylaş
8 İşte bunların, kazanmakta olduklarından dolayı barınma yerleri ateştir. Facebook'ta Paylaş
9 İman edenler ve salih amellerde bulunanlar da, Rableri onları imanları dolayısıyla altından ırmaklar akan nimetlerle donatılmış cennetlere yöneltip iletir (hidayet eder) . Facebook'ta Paylaş
10 Oradaki dualar: «Allah´ım, Sen ne yücesin» dir ve oradaki dirlik temennileri: «Selam»dır; dualarının sonu da: «Gerçek, hamd alemlerin Rabbi olan Allah´ındır.» Facebook'ta Paylaş
11 Eğer Allah, onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız. Facebook'ta Paylaş
12 İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken yada ayaktayken bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara bizi hiç çağırmamış gibi döner gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. Facebook'ta Paylaş
13 Andolsun, sizden önceki nesilleri, peygamberleri kendilerine apaçık deliller getirdiği halde, zulme saptıkları ve iman etmeyecek oldukları için yıkıma uğrattık. İşte biz, suçlu, günahkâr olan bir topluluğu böyle cezalandırırız. Facebook'ta Paylaş
14 Sonra, nasıl yapıp davranacaksınız diye gözlemek için, onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. Facebook'ta Paylaş
15 Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: «Bundan başka bir Kur´an getir veya onu değiştir.» De ki: «Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem, benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, kuşkusuz ben, büyük günün azabından korkarım.» Facebook'ta Paylaş
16 De ki: «Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?» Facebook'ta Paylaş
17 Allah´a hakkında yalan uydurup iftira edenden ve O´nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu, günahkârları kurtuluşa erdirmez. Facebook'ta Paylaş
18 Allah´ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek, yararları da dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: «Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir» derler. De ki: «Siz, Allah´a göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk katmakta olduklarınızdan uzak ve yücedir.» Facebook'ta Paylaş
19 İnsanlar, tek bir ümmetten başka değillerdi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu. Facebook'ta Paylaş
20 Bir de derler ki: «Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!..» De ki: «Gayb yalnızca Allah´ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim.» Facebook'ta Paylaş
21 İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika geliştirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim) dir. De ki: «Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin ´geliştirmekte olduğunuz düzenleri´ yazmaktadırlar.» Facebook'ta Paylaş
22 Karada ve denizde sizi gezdiren O´dur. Öyleki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgârla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgâr gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O´na ´gönülden katıksız bağlılar (muhlisler) ´ olarak Allah´a dua etmeye başlarlar: «Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak sana şükredenlerden olacağız.» Facebook'ta Paylaş
23 Ama (Allah) onları kurtarınca, onlar hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi nefisleriniz aleyhinedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra sizin dönüşünüz bizedir, biz de yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz. Facebook'ta Paylaş
24 Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyleki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi de gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiç bir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için biz ayetleri böyle birer birer açıklarız. Facebook'ta Paylaş
25 Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip iletir. Facebook'ta Paylaş
26 Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; onda ebedi olarak kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
27 Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah´tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; onda ebedi olarak kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
28 O gün, onların tümünü bir arada toplayacağız, sonra şirk katanlara: «Yerinizden ayrılmayınız; siz de, şirk koştuklarınız da» diyeceğiz. Artık onların arasını açmışızdır. Şirk koştukları derler ki: «Siz bize ibadet ediyor değildiniz.» Facebook'ta Paylaş
29 «Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizlerdik.» Facebook'ta Paylaş
30 İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Allah´a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar. Facebook'ta Paylaş
31 De ki: «Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip çeviren kimdir? Onlar: «Allah» diyeceklerdir. Öyleyse de ki: «Peki, siz yine de korkup sakınmayacak mısınız?» Facebook'ta Paylaş
32 İşte bu, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah´tır. Öyleyse haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hâlâ çevriliyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
33 Böylece Rabbinin sözü o fıska sapanlar üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: «Onlar gerçekten iman etmezler.» Facebook'ta Paylaş
34 De ki: «Sizin şirk koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra onu iade edecek olan var mı?» De ki: «Allah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu iade eder. Öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?» Facebook'ta Paylaş
35 De ki: «Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mıdır?» De ki: «Hakka ulaştıracak Allah´tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?» Facebook'ta Paylaş
36 Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir. Facebook'ta Paylaş
37 Bu Kur´an, Allah´tandır, başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak o, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir. Facebook'ta Paylaş
38 Yoksa: «Bunu kendisi yalan olarak uydurdu» mu diyorlar? De ki: «Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüler iseniz. Allah´tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.» Facebook'ta Paylaş
39 Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine de henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulme sapanların nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak. Facebook'ta Paylaş
40 Onlardan ona inananlar vardır ve onlardan ona inanmayanlar da vardır. Rabbin fesad çıkaranları daha iyi bilir. Facebook'ta Paylaş
41 Eğer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: «Benim yaptıklarım benim, sizin de yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.» Facebook'ta Paylaş
42 Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan, sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın? Facebook'ta Paylaş
43 Ve onlardan sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın? Facebook'ta Paylaş
44 Şüphesiz Allah, insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendilerine kendileri zulmediyorlar. Facebook'ta Paylaş
45 Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları bir arada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Allah´a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş de değildi. Facebook'ta Paylaş
46 Onlara vaadettiğimiz (azabın) bir kısmını sana gösteririz veya senin hayatına son veririz (de görmen ahirete kalır.) Onların dönüşleri bizedir, sonra Allah işlemekte olduklarına şahiddir. Facebook'ta Paylaş
47 Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. Facebook'ta Paylaş
48 Derler ki: «Eğer doğru sözlüler iseniz, bu belirttiğiniz süre (va´d) ne zamanmış?» Facebook'ta Paylaş
49 De ki: «Allah´ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim, her şey Allah´ın iradesine bağlıdır, Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.» Facebook'ta Paylaş
50 De ki: «Düşündünüz mü hiç, eğer O´nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu günahkâr olanlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?» Facebook'ta Paylaş
51 Gerçekleştikten sonra mı O´na iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun erkence gelmesini istiyordunuz. Facebook'ta Paylaş
52 Sonra o zulmetmekte olanlara: «Sürekli azabı tadın» denilecek. Kazanmakta olduklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?» Facebook'ta Paylaş
53 «Bu bir gerçek mi?» diye senden haber soracaklar. De ki: «Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak olanlar da değilsiniz.» Facebook'ta Paylaş
54 Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir. Facebook'ta Paylaş
55 Haberin olsun; göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Allah´ındır. Haberin olsun; şüphesiz Allah´ın va´di haktır; ancak onların çoğu bilmezler. Facebook'ta Paylaş
56 O, diriltir ve öldürür. Ve O´na döndürüleceksiniz. Facebook'ta Paylaş
57 Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü´minler için bir hidayet ve rahmet geldi. Facebook'ta Paylaş
58 De ki: «Allah´ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır.» Facebook'ta Paylaş
59 De ki: «Allah´ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz?» De ki: «Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?» Facebook'ta Paylaş
60 Allah hakkında yalan uydurup iftira edenlerin kıyamet günü zanları nedir? Şüphesiz Allah, insanlara karşı büyük ihsan (fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler. Facebook'ta Paylaş
61 Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur´an´dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. Facebook'ta Paylaş
62 Haberiniz olsun; Allah´ın velileri, onlar için korku yoktur, onlar mahzun olacak değildirler. Facebook'ta Paylaş
63 Onlar iman edenler ve (Allah´tan) korkup sakınanlardır. Facebook'ta Paylaş
64 Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah´ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük ´kurtuluş ve mutluluk´ budur. Facebook'ta Paylaş
65 Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ´izzet ve gücün´ tümü Allah´ındır. O, işitendir, bilendir. Facebook'ta Paylaş
66 Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah´ındır. Allah´tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak ´zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.´ Facebook'ta Paylaş
67 O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı (mubsir) olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. Facebook'ta Paylaş
68 «Allah, çocuk edindi» dediler. O, (bundan) yücedir; O, hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Kendinizde buna ilişkin ispatlayıcı bir delil de yoktur. Allah´a karşı bilmeyeceğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
69 De ki: «Allah hakkında yalan uydurup iftira edenler, kurtuluşa ermezler.» Facebook'ta Paylaş
70 (Onlar için) Dünyada geçici bir meta (vardır). Sonra dönüşleri bizedir; sonra da küfre sapışları dolayısıyla onlara şiddetli azabı taddıracağız. Facebook'ta Paylaş
71 Onlara Nuh´un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: «Ey kavmim, benim makamım ve Allah´ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah´a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin. Facebook'ta Paylaş
72 Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Allah´a aittir. Ve ben, müslümanlardan olmakla emrolundum. Facebook'ta Paylaş
73 Fakat onu yalanladılar; biz de Onu ve gemide Onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılıp korkutulanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak. Facebook'ta Paylaş
74 Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) peygamberler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini böyle damgalarız. Facebook'ta Paylaş
75 Sonra bunların ardından Firavun´a ve onun önde gelen çevresine Musa´yı ve Harun´u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu, günahkâr bir kavimdi. Facebook'ta Paylaş
76 Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: «Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür.» Facebook'ta Paylaş
77 Musa: «Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler» dedi. Facebook'ta Paylaş
78 Onlar: «Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz» dediler. Facebook'ta Paylaş
79 Firavun: «Bana bütün bilgin büyücüleri getirin» dedi. Facebook'ta Paylaş
80 Büyücüler geldiğinde Musa onlara: «Atacak olacağınız şeyleri atın» dedi. Facebook'ta Paylaş
81 Onlar atınca, Musa dedi ki: «Sizlerin (ortaya) getirdiğiniz büyüdür. Doğrusu Allah onu geçersiz kılacaktır. Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez.» Facebook'ta Paylaş
82 Allah, suçlu günahkârlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. Facebook'ta Paylaş
83 Sonunda Musa´ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. Facebook'ta Paylaş
84 Musa dedi ki: «Ey kavmim, eğer siz Allah´a iman etmişseniz (ve) müslüman olmuşsanız artık yalnızca O´na tevekkül edin.» Facebook'ta Paylaş
85 Onlar dediler ki: «Biz Allah´a tevekkül ettik; Rabbimiz, bizi zulme sapan bir kavim için bir fitne (konusu) kılma.» Facebook'ta Paylaş
86 «Ve bizi, kâfirler topluluğundan rahmetinle kurtar.» Facebook'ta Paylaş
87 Musa ve kardeşine (şöyle) vahyettik: «Mısır´da kavminiz için evler hazırlayın, evlerinizi namaz kılınan (ve kıbleye dönük) yerler yapın ve namazı dosdoğru kılın. Mü´minleri de müjdele.» Facebook'ta Paylaş
88 Musa dedi ki: «Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun´a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalblerinin üzerini şiddetle bağla; onlar, acıklı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler.» Facebook'ta Paylaş
89 (Allah) Dedi ki: «İkinizin duası kabul olundu. Öyleyse dosdoğru yolda devam edin ve bilgisizlerin yoluna uymayın.» Facebook'ta Paylaş
90 Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun) : «İsrailoğullarının kendisine inandığı (ilahtan) başka ilah olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım» dedi. Facebook'ta Paylaş
91 Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve fesat çıkaranlardandın. Facebook'ta Paylaş
92 Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz) . Gerçekten insanlardan çoğu, bizim ayetlerimizden habersizdirler. Facebook'ta Paylaş
93 Andolsun, biz İsrailoğullarını, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir. Facebook'ta Paylaş
94 Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan, senden önce kitabı okuyanlara sor. Andolsun, Rabbinden sana gerçek gelmiştir, şu halde kuşkuya kapılanlardan olma. Facebook'ta Paylaş
95 Ve Allah´ın ayetlerini yalan sayanlardan olma; yoksa hüsrana uğrayanlardan olursun. Facebook'ta Paylaş
96 Gerçek şu ki, Rabbinin kelimesi üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar. Facebook'ta Paylaş
97 Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar. Facebook'ta Paylaş
98 Ama (azab geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında- bir ülke olsaydı ya! Onlar iman ettikleri zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık. Facebook'ta Paylaş
99 Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mü´min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın? Facebook'ta Paylaş
100 Allah´ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkânı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar. Facebook'ta Paylaş
101 De ki: «Göklerde ve yerde ne var? bir bakıverin.» İman etmeyen bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarıp korkutmalar bir şey sağlamaz. Facebook'ta Paylaş
102 Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerlerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: «Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim.» Facebook'ta Paylaş
103 Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü´minleri kurtarmamız da bizim üzerimizde bir haktır. Facebook'ta Paylaş
104 De ki: «Ey insanlar, eğer benim dinimden yana bir kuşku içindeyseniz, ben, sizin Allah´tan başka ibadet ettiklerinize ibadet etmiyorum, ancak ben,sizin hayatınıza son verecek olan Allah´a ibadet ederim. Ben, mü´minlerden olmakla emrolundum;» Facebook'ta Paylaş
105 Ve: «Bir muvahhid (hanif) olarak yüzünü dine doğru yönelt ve sakın müşriklerden olma.» Facebook'ta Paylaş
106 «Sana yararı da, zararı da olmayan Allah´tan başkalarına tapma. Eğer sen (bu emirlerin tersini) yapacak olursan, bu durumda muhakkak sen zulme sapanlardan olursun» (diye de emrolundum). Facebook'ta Paylaş
107 Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O´ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O´nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. Facebook'ta Paylaş
108 De ki: «Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayete ulaşırsa, o, ancak kendi nefsi için hidayete ulaşmıştır. Kim de saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim.» Facebook'ta Paylaş
109 Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır. Facebook'ta Paylaş