|
Secde Suresi
|
AYET NO |
MEAL |
1 |
Elif, Lâm Mîm. |
|
2 |
Kendisinde şüphe olmayan bu Kitabın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır. |
|
3 |
Yoksa onlar: «Bunu uydurdu» mu diyorlar? Hayır, o, Rabbinden olan bir haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı, korkutucu gelmemiş olan bir kavmi uyarıp korkutman için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar. |
|
4 |
Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra da arşa istiva etti. Sizin O´nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçi olanınız yoktur. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? |
|
5 |
Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O´na yükselir. |
|
6 |
İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O´dur. |
|
7 |
Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya da bir çamurdan başlayandır. |
|
8 |
Sonra onun soyunu bir özden (sülale´den), basbayağı bir sudan yapmıştır. |
|
9 |
Sonra da onu ´düzeltip bir biçime soktu´ ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz? |
|
10 |
Dediler ki: «Biz yer (toprağın için)de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışta bulacakmışız?» Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir. |
|
11 |
De ki: «Size vekil kılınan ölüm meleği, sizin hayatınıza son verecek, sonra da Rabbinize döndürülmüş olacaksınız.» |
|
12 |
Suçlu günahkârları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: «Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız» (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen. |
|
13 |
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: «Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (küfre sapanlarla) tamamiyle dolduracağım». |
|
14 |
Öyleyse bu (azab gününüzle karşılaşmayı) unutmanıza karşılık olarak azab tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yapmakta olduklarınıza karşılık ebedi azabı tadın. |
|
15 |
Bizim ayetlerimize, ancak onlarla kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder. |
|
16 |
Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. |
|
17 |
Artık hiçbir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez. |
|
18 |
Öyleyse, iman eden kimse, fasık olan gibi olur mu? Bunlar eşit olmazlar. |
|
19 |
İman eden ve salih amellerde bulunanlar ise, artık onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere, bir ağırlanma konağı olarak barınma cennetleri vardır. |
|
20 |
Fasık olanlar içinse, artık onların da barınma yeri ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri çevrilirler ve onlara: «Kendisini yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın» denir. |
|
21 |
Andolsun, biz onlara belki (küfürden İslam´a) dönerler diye o büyük (uhrevi) azabtan önce, yakın (dünyevi) azabtan da taddıracağız. |
|
22 |
Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra, onlardan yüz çevirenden zalim kimdir? Gerçekten biz, suçlu günahkârlardan intikam alıcılarız. |
|
23 |
Andolsun, biz Musa´ya kitabı vermiştik; böylece sen ona kavuşmaktan kuşku içinde olma. Biz onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık. |
|
24 |
Ve onların içinden, sabrettikleri zaman emrimizle doğru yola iletip yönelten önderler kıldık; onlar bizim ayetlerimize kesin bilgiyle inanıyorlardı. |
|
25 |
Hiç şüphe yok, senin Rabbin, ihtilafa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü aralarında ´hükmünü verip ayıracaktır´. |
|
26 |
Yurtlarında gezip dolaşmakta oldukları nice kuşakları kendilerinden evvel, yıkıma uğratmış olmamız, hâlâ onları doğru yola iletip yöneltmedi mi? Hiç şüphe yok, bunda ayetler vardır; yine de işitmiyorlar mı? |
|
27 |
Görmüyorlar mı; biz, suyu çorak toprağa sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları da, kendileri de yemektedir? Yine de görmüyorlar mı? |
|
28 |
Derler ki: «Eğer doğru söyleyenler iseniz, şu fetih ne zamanmış?» |
|
29 |
De ki: «Fetih günü, küfre sapmakta olanlara (o gün) inanmaları bir yarar sağlamaz ve onlara bir süre de tanınmaz.» |
|
30 |
Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler. |
|