فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا |
ARAPÇA LATİN |
Fel mugîrâti subhâ(subhan). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. |
|
DİYANET VAKFI |
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür. |
|
ELMALILI SADE |
sabahleyin baskın basanlara, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sonra sabahleyin baskın verenlere. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sabah akşam akına çıkanlara, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Sabah çağı, düşmanı basanlara, |
|
İBN-İ KESİR |
Sabah sabah baskın yapanlara, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sabah vakti baskın yapanlara, |
|
BEKİR SADAK |
Sabah sabah akina cikanlara; |
|
CELAL YILDIRIM |
Sabahleyin baskın basanlara, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
sabahlayın baskın yapanlara, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sabah vakti akın edenlere, |
|
ALİ BULAÇ |
Sabah vakti baskın yapanlara. |
|