لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ فِي كَبَدٍ |
ARAPÇA LATİN |
Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık. |
|
DİYANET VAKFI |
(1-4) Bu beldeye -ki sen bu beldedesin-, babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık. |
|
ELMALILI SADE |
gerçekten Biz insanı bir sıkıntı içinde yarattık. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(4-5) Muhakkak ki, Biz insanı elbette bir meşakkat içinde (bulunacağı bir mahiyette) yarattık. Sanıyor mu ki onun üzerine hiçbir kimse güç yetiremiyecek. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Biz insanı birtakım zorluklar, zahmetler ve sıkıntılar içinde yarattık. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gerçekten de biz insanı sıkıntı içinde yarattık. |
|
İBN-İ KESİR |
Biz, insanı gerçekten meşakkat içinde yarattık. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Andolsun, biz insanı bir zorluk içinde yarattık. |
|
BEKİR SADAK |
Insanoglunu, zorluklara katlanacak sekilde yarattik. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ki biz insanı (kendine has) sıkıntı ve zorluk içinde (yaratıp) meydana getirdik. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
ki biz insanı, andolsun, meşakkat içinde yaratdık. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Doğrusu biz, insanı bir meşakkat içinde yarattık. |
|
ALİ BULAÇ |
Andolsun, Biz insanı bir zorluk içinde yarattık. |
|