قُلْ إِنِّي لَا أَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا |
ARAPÇA LATİN |
Kul innî lâ emliku lekum darren ve lâ reşedâ(reşeden). |
|
DİYANET İŞLERİ |
De ki: “Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim.” |
|
DİYANET VAKFI |
De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim. |
|
ELMALILI SADE |
De ki: «Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir irşad yapabilirim. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
De ki: «Doğrusu ben sizin için ne bir zarara ve ne de bir faideye malik değilim.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
De ki: «Ben size ne zarar verebilirim ve ne de fayda sağlayabilirim.» |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
De ki: Benim, size bir zarar vermeye de gücüm yetmez, sizi doğru yola götürmeye de. |
|
İBN-İ KESİR |
De ki: Ben; size zarar vermeye de, iyilik yapmaya da muktedir değilim. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
De ki: «Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim.» |
|
BEKİR SADAK |
De ki: «Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir degilim.» |
|
CELAL YILDIRIM |
De ki: Ben size ne bir zarara, ne de doğru yolu gösterip yarar sağlamaya mâlik değilim. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
De ki: «Hakıykat ben sizin için ne bir zarar (yapmak), ne de bir hayır (getirmek kudretine) mâlik değilim». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Ben, size, kendiliğimden ne bir zarar, ne de bir fayda yapma kudretine sahib değilim.” |
|
ALİ BULAÇ |
De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim." |
|