كَلَّا ۖ بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ |
ARAPÇA LATİN |
Kellâ bel lâ tukrimûnel yetîm(yetîme). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz. |
|
DİYANET VAKFI |
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz. |
|
ELMALILI SADE |
Hayır, hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Yok, yok. Belki siz yetime ikram etmezsiniz. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Hayır yetime karşı cömert davranmıyorsunuz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İş öyle değil, hayır; siz, ne yetîmi ağırlıyorsunuz. |
|
İBN-İ KESİR |
Hayır; doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hayır; aksine, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. |
|
BEKİR SADAK |
Hayir; yetime karsi comert davranmiyorsunuz. |
|
CELAL YILDIRIM |
Hayır, hayır; siz yetîme ikramda bulunmuyorsunuz. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Hayır. Siz bil´akis yetime iyilik etmezsiniz. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hayır, (iyilik zenginlikle, ihanet fakirlikle değildir. İyilik ve fenalık, itaat ve isyan iledir). Doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz, (miras hakkını vermezsiniz). |
|
ALİ BULAÇ |
Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz. |
|