وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ |
ARAPÇA LATİN |
Vellezîne câû min ba’dihim yekûlûne rabbenâgfir lenâ ve li ihvâninellezîne sebekûnâ bil îmâni ve lâ tec’al fî kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfun rahîm(rahîmun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” |
|
DİYANET VAKFI |
Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin! |
|
ELMALILI SADE |
Ve şunlar ki, onların arkalarından gelmişlerdir. Şöyle derler: «Ey Rabbimiz, bizleri ve önceden iman ederek bizleri geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve gönüllerimizde, iman etmiş olanlara karşı kin tutturma! Ey Rabbimiz, şüphe yok ki, Sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin!» |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve o kimseler ki bunlardan sonra gelmişlerdir. Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bizim için ve imân ile bizi geçmiş olan kardeşlerimiz için mağfiret buyur ve bizim kalblerimizde imân etmiş olanlar için bir kin bulundurma. Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen çok esirgeyicisin, çok rahmet sahibisin.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlardan sonra gelenler derler ki: «Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!» |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve onlardan sonra gelenler de Rabbimiz derler, suçlarımızı ört bizim ve bizden önce inanan kardeşlerimize ve inananlara karşı gönlümüze bir kin, bir haset verme; Rabbimiz, şüphe yok ki sen esirgeyicisin, rahîmsin. |
|
İBN-İ KESİR |
Onlardan sonra gelenler ise derler ki: Rabbımız, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Ve iman etmiş olanlar için kalblerimizde kin bırakma. Rabbımız, muhakkak ki Sen; Rauf´sun, Rahim´sin. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: «Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman etmiş olanlara karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.» |
|
BEKİR SADAK |
Onlardan sonra gelenler: «Rabbimiz! Bizi ve bizden once inanmis olan kardeslirimizi bagisla; kalbimizde muminlere karsi kin birakma; Rabbimiz! suphesiz Sen sefkatlisin, merhametlisin» derler. * |
|
CELAL YILDIRIM |
Bunlardan sonra (imânları uğruna hicret edip) gelenler ise, «ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imân eden kardeşlerimizi bağışla. Kalblerimizde imân edenlere karşı kin bırakma. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli ve çok merhametlisin» (dediler). |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bunların arkasından gelenler (şöyle) derler: «Ey Rabbimiz, bizi ve îman ile daha önden bizi geçmiş olan (dîn) kardeşlerimizi yarlığa îman etmiş olanlar için kalblerinizde bir kîn bırakma. Ey Rabbimiz, şübhesiz ki sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlardan (Muhacirlerle Ensar’dan) sonra gelenler şöyle derler: “- Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla; iman etmiş olanlar için kalblerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz! Muhakkak ki sen, Raûf’sun= çok şefkatlisin, Rahîm’sin= çok merhametlisin.” |
|
ALİ BULAÇ |
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin." |
|