لَا يُقَاتِلُونَكُمْ جَمِيعًا إِلَّا فِي قُرًى مُحَصَّنَةٍ أَوْ مِنْ وَرَاءِ جُدُرٍ ۚ بَأْسُهُمْ بَيْنَهُمْ شَدِيدٌ ۚ تَحْسَبُهُمْ جَمِيعًا وَقُلُوبُهُمْ شَتَّىٰ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Lâ yukâtilûnekum cemîan illâ fî kuren muhassanetin ev min verâi cudur(cudurin), be’suhum beynehum şedîd(şedîdun), tahsebuhum cemîan ve kulûbuhum şettâ, zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’kılûn(ya’kılûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır. |
|
DİYANET VAKFI |
Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. |
|
ELMALILI SADE |
Onlar sizinle ancak müstahkem mevkilerde veya duvarlar, siperler arkasında topluca savaşabilirler. Kendi aralarında çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu, onların aklını kullanmayan bir topluluk olmalarındandır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sizinle toplanmış olarak savaşta bulunmazlar, ancak müstahkem kasabalarda veya duvarların arkasından (savaşta bulunabilirler). Kendi aralarında savaşları ise pek şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, halbuki onların kalbleri dağınıktır. Bunun sebebi ise şüphe yok ki onlar âkilâne düşünemez bir kavimdirler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar sizinle toplu olarak savaşamazlar, ancak müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, ancak onların kalpleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar düşünmez bir topluluktur. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onların, hepsi birden sizinle savaşmazlar, ancak müstahkem yerlerde, yahut da surların ardında çarpışırlar; onların gücü kuvveti, aralarında çetindir, onları bir topluluk sanırsın ama gönülleri dağınıktır, ayrı ayrıdır; bu da akıl etmez bir topluluk olmalarındandır. |
|
İBN-İ KESİR |
Onlar, sizinle topluca savaşı; ancak surla çevrilmiş kasabalarda veya duvarlar arasında kabul ederler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen, onları toplu sanırsın, ama kalbleri darmadağınıktır. Bu; onların akletmez bir kavim olmalarındandır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, gerçekten onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir. |
|
BEKİR SADAK |
Onlar sizinle toplu olarak, ancak surla cevrilmis kasabalar icinde veya duvarlar arkasindan savasi kabul edebilirler. Kendi aralarindaki cekismeleri ise serttir; onlari birlik sanirsin, oysa kalbleri birbirinden ayridir. Bu, akletmeyen bir topluluk olmalarindandir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlar, sizinle toplu halde vuruşmazlar; ancak kale içindeki kasabalarda veya duvarlar gerisinde savaşmak isterler. Kendi aralarında (birbirlerine karşı) saldırıları pek çetin ve hırçıncadır. Onları toplanıp birleşmiş sanırsın, oysa kalbleri değişik ve dağınıktır. Bu böyledir; çünkü onlar akıllarını kullanmayan bir topluluktur. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onlar müstahkem kasabalarda, yahud dıvarlar (siperler) arkasında bulunmaksızın sizinle toplu bir hâlde vuruşamazlar. Kendi aralarındaki savaşlar ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın. Halbuki kalbleri darma dağınıkdır. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar akıllarını kullanmaz bir kavmdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar (Yahudi’lerle münafıklar) toplu bir halde size karşı savaşamazlar; ancak tahkim edilmiş yerlerde, yahud duvarlar (siperler) arkasından savaşırlar. Aralarında çarpışmaları ise şiddetlidir. (Ey Rasûlüm), sen onları toplu sanırsın, halbuki kalbleri dağınıktır; bu, onların akılları ermez bir kavim olmalarındandır. |
|
ALİ BULAÇ |
Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir. |
|