مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ |
ARAPÇA LATİN |
Mâ yelfızu min kavlin illâ ledeyhi rakîbun atîdun. |
|
DİYANET İŞLERİ |
İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın. |
|
DİYANET VAKFI |
İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın. |
|
ELMALILI SADE |
Her ne söz söylerse, mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Bir lakırdı telaffuz etmez ki, illâ yanında hazırlanmış bir gözetici (melek) vardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında gözetliyen, dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Hiçbir söz söylemez ki yanında, onu zapteden, gözetip kollayan biri bulunmasın. |
|
İBN-İ KESİR |
O, bir söz atmaya dursun; mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır. |
|
BEKİR SADAK |
(17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ağzından ne gibi bir söz çıkarsa mutlaka yanında onu görüp gözeten bir gözcü vardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
O, bir söz atmaya dursun, mutlak yanında haazır bir gözcü vardır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O, her ne söz atarsa muhakkak yanında hazır bir gözcü vardır. |
|
ALİ BULAÇ |
O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır. |
|