فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُوا مِنَ الْمُهْلَكِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe kezzebûhumâ fe kânû minel muhlekîn(muhlekîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Böylece ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular. |
|
DİYANET VAKFI |
Böylece onları yalanladılar ve bu sebeple helâk edilenlerden oldular. |
|
ELMALILI SADE |
Böylece onları yalanladılar da helak edilenlerden oldular. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Bu cihetle onları tekzîp ettiler de artık helâk olmuş olanlardan oldular. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onları yalanladılar ve bu yüzden yok edildiler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Dediler de ikisini de yalanladılar ve onlar, helâk edilenlerdi zâten. |
|
İBN-İ KESİR |
Onları yalanladılar ve bu yüzden helake uğratılanlardan oldular. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Böylece onları yalanladılar ve yıkıma uğrayanlardan oldular. |
|
BEKİR SADAK |
(47-48) Bu yuzden: «Milletleri bize kul iken, bizim gibi iki insana mi inanacagiz?» deyip onlari yalanci saydilar. Bu yuzden yok edildiler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Böylece Musâ ile Harun´u yalanladılar da bu yüzden yok edilen (bedbaht)lardan oldular. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
İşte onları tekzîb etdiler ve helak edilenlerden oldular. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Böylece onları (Musâ ve Harûn’u) yalanladılar da helâk edilenlerden oldular, (denizde boğuldular). |
|
ALİ BULAÇ |
Böylece onları yalanladılar ve yıkıma uğrayanlardan oldular. |
|