فَذَرْهُمْ فِي غَمْرَتِهِمْ حَتَّىٰ حِينٍ |
ARAPÇA LATİN |
Fe zerhum fî gamratihim hattâ hîn(hînin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak! |
|
DİYANET VAKFI |
Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak! |
|
ELMALILI SADE |
Şimdi sen onları bir zamana kadar dalgınlıkları içinde bırak. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Artık sen onları kendi dalâletleri içinde bir zamana kadar terket. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bir süre için onları gafletleri ve sapıklıkları ile başbaşa bırak. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Artık bir zamâna dek sapıklıkları içinde bırak onları. |
|
İBN-İ KESİR |
Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla başbaşa bırak. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. |
|
BEKİR SADAK |
Onlari bir sureye kadar sapikliklariyla basbasa birak. |
|
CELAL YILDIRIM |
Artık sen onları (ilâhî emir ve hüküm ininceye kadar) bir süre şaşkınlıkları içinde (bocalar halde) bırak. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Şimdi sen onları bir vaktâ kadar sapıklıkları içinde bırak. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Şimdi (Ey Rasûlüm), o Mekke kâfirlerini bir vakte kadar dalgınlıkları içinde bırak. |
|
ALİ BULAÇ |
Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. |
|