وَالَّذِينَ يُؤْتُونَ مَا آتَوْا وَقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ أَنَّهُمْ إِلَىٰ رَبِّهِمْ رَاجِعُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Vellezîne yu’tûne mâ âtev ve kulûbuhum veciletun ennehum ilâ rabbihim râciûn(râciûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Rabblerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler, |
|
DİYANET VAKFI |
Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar; |
|
ELMALILI SADE |
Ve Rablerinin huzuruna varacaklarından yürekleri çarparak vergilerini verenler, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve o kimseler ki, onlar Rablerinin huzuruna muhakkak varacaklarından dolayı kalpleri şiddetli korkarak verdiklerini (sadakaları vesâireyi) verirler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ve onlar ki, Rabb´lerine dönecekler diye kalpleri ürpererek verdikleri şeyi verirler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Öyle kişilerdir onlar ki verecekleri neyse verirler ve yürekleri, şüphesiz olarak dönüp Rablerinin tapısına varacaklarını bildikleri için korkuyla dolar. |
|
İBN-İ KESİR |
Ve Rabblarına döneceklerinden kalbleri ürpererek vermeleri gerekenleri verenler, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve onlar gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler; |
|
BEKİR SADAK |
(57-61) Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine es kosmayanlar, Rablerine donecekleri icin kalbleri urpererek vermeleri gerekeni verenler, iste onlar iyi islerde yaris ederler, o ugurda ileri gecerler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlar ki kendilerine verilen (nîmetler)den (Allah yolunda muhtaçlara) verirler ve Rablarına mutlaka döneceklerini (bildikleri) için kalbleri ürperir; |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(57-58-59-60-61) Hakıykaten Rablerini büyük tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin âyetlerine îman etmekde sebat gösterenler, Rablerine eş tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna döneceklerinden yürekleri kork (u ile çarp) arak vergilerini verenler (yok mu?) İşte bunlardır ki hayırlarda sür´at yarışı yaparlar ve bunlar onun için tâ önde gidenlerdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Rablerinin huzuruna varacaklarından kalbleri korkarak verdiklerini (zekâtlarını) verenler, |
|
ALİ BULAÇ |
Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler; |
|