وَإِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
ARAPÇA LATİN |
Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
|
DİYANET VAKFI |
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
|
ELMALILI SADE |
Doğrusu, sen onları dosdoğru bir caddeye çağırıyorsun. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve şüphe yok ki, sen onları dosdoğru bir caddeye dâvet ediyorsun. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Şüphe yok ki sen, onları mutlaka doğru yola çağırmadasın. |
|
İBN-İ KESİR |
Aslında sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın. |
|
BEKİR SADAK |
(73-74) Aslinda sen onlari dogru yola cagiriyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadirlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ve şüphesiz ki sen onları dosdoğru bir yola çağırırsın. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Hakıykatde sen onları doğru bir yola da´vet ediyorsun. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Doğrusu sen, onları, İslâm dinine çağırıyorsun. |
|
ALİ BULAÇ |
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun. |
|