وَإِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ عَنِ الصِّرَاطِ لَنَاكِبُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve innellezîne lâ yu’minûne bil âhıreti anis sırâtı le nâkibûn(nâkibûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar. |
|
ELMALILI SADE |
Fakat ahirete inanmayanlar, o caddeden sapmaktadırlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve muhakkak o kimseler ki, ahirete imân etmezler, elbette onlar yoldan sapıtmışlardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ama ahirete inanmıyorlar doğru yolun uzağına düşüyorlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Fakat gerçekten de âhirete inanmayanlar, doğru yoldan sapıyorlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Ama ahirete inanmayanlar, mutlaka bu yoldan sapmaktadırlar. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ancak ahirete inanmayanlar, şüphesiz yoldan sapmakta olanlardır. |
|
BEKİR SADAK |
(73-74) Aslinda sen onlari dogru yola cagiriyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadirlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
Gerçekten o Âhiret´e inanmayanlar (çağırdığın o) doğru yoldan sapmaktadırlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Âhirete îman etmez olanlar, mutlakaa (doğru) yoldan sapanlardır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Fakat ahirete inanmıyanlar, bu doğru yoldan sapmaktadırlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Ancak ahirete inanmayanlar, şüphesiz yoldan sapanlardır. |
|