بَلْ أَتَيْنَاهُمْ بِالْحَقِّ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Bel eteynâhum bil hakkı ve innehum le kâzibûn(kâzibûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır. |
|
ELMALILI SADE |
Doğrusu Biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise şüphesiz yalancılar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Hayır... Biz onlara hakkı getirdik. Onlar ise şüphe yok ki, elbette yalancılardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Aslında biz onlara gerçeği sunduk, fakat onlar yalan söylüyorlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Hayır, biz onlara gerçeği getirdik ve şüphe yok ki onlar, yalan söylemedeler elbette. |
|
İBN-İ KESİR |
Hayır, Biz, onlara gerçeği getirdik. Ama onlar muhakkak yalancılardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar. |
|
BEKİR SADAK |
Hayir; Biz onlara gercegi getirdik ama, onlar yalancidirlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
Evet, biz onlara hakkı (doğruyu ve gerçeği) getirdik ve onlar cidden yalancıdırlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Hayır, biz onlara hakıykatı getirdik. Onlarsa muhakkak yalancıdırlar. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Doğrusu biz, onlara, hakkı (tevhîdi) getirdik. Şüphesiz onlar, (Allah çocuk edindi, melekler kızlarıdır sözlerinde) yalancıdırlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Hayır, Biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar. |
|