بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ |
ARAPÇA LATİN |
İzâ câekel munâfikûne kâlû neşhedu inneke le resûlullâh(resûlullâhi), vallâhu ya’lemu inneke le resûluh(resûluhu), vallâhu yeşhedu innel munâfikîne le kâzibûn(kâzibûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, “Senin, elbette Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor. (Fakat) Allah, o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder. |
|
DİYANET VAKFI |
Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah´ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O´nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir. |
|
ELMALILI SADE |
(1-2) Münafıklar sana geldiklerinde: «Şehadet ederiz, gerçekten sen Allah´ın Resulüsün!» dediler. Allah da biliyor ki, sen şüphesiz O´nun Resulüsün! Bununla beraber Allah şahitlik ediyor ki, doğrusu münafıklar katiyyen yalancıdırlar. Yeminlerini bir kalkan edinip de Allah yolundan yan çizmektedirler. Doğrusu onlar ne fena yapıyorlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Münafıklar sana geldiği zaman dediler ki: «Şahadet ederiz, elbette sen Allah´ın peygamberisin.» Allah da bilir ki sen muhakkak O´nun elbette peygamberisin ve Allah şehâdet eder ki, şüphe yok münafıklar elbette yalancıdırlar. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ey Muhammed! Münafıklar sana geldiklerinde, «şahitlik ederiz ki, sen Allah´ın peygamberisin» derler. Allah ta bilir ki sen elbette, kendisinin peygamberisin. Bununla birlikte Allah münafıkların yalancı olduklarını da bilir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Münâfıklar, sana gelince, tanıklık ederiz ki dediler, sen, şüphe yok, elbette Allah´ın peygamberisin ve Allah bilir ki şüphe yok, sen, onun peygamberisin ve Allah tanıklık eder ki şüphe yok, münâfıklar, elbette yalancılardır. |
|
İBN-İ KESİR |
Münafıklar sana geldiklerinde: Şehadet ederiz ki muhakkak sen, Allah´ın peygamberisin, derler. Allah da bilir ki; sen, elbette kendisinin peygamberisin. Allah; münafıkların şüphesiz yalancılar olduklarına şehadet eder. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Münafıklar sana geldikleri zaman: «Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah´ın elçisisin» dediler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O´nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir. |
|
BEKİR SADAK |
Ikiyuzluler sana gelince: «Senin suphesiz Allah´in peygamberi olduguna sehadet ederiz» derler. Allah, senin kendisinin peygamberi oldugunu, bilir; bunun yaninda Allah, ikiyuzlulerin yalanci olduklarini da bilir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Münafıklar sana geldikleri zaman derler ki: «Biz elbette senin Allah´ın Peygamberi olduğuna şehâdet ediyoruz.» Allah, senin, kendi peygamberi olduğunu elbette bilir ve Allah, münafıkların şüphesiz yalancılar olduklarına şehâdet eder. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Münafıklar sana geldiği zaman «Şehâdet ederiz ki sen muhakkak ve mutlak Allahın peygamberisin» dediler. Allah da bilir ki sen elbette ve elbette Onun peygamberisin. (Fakat) Allah o münafıkların hiç şübhesiz yalancılar olduğunu da biliyor. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Ey Rasûlüm), münâfıklar sana geldiği zaman şöyle dediler: “- Şehadet ederiz (kalbimizdeki inancı beyan ederiz) ki, doğrusu sen, muhakkak Allah’ın peygamberisin.” Allah’da biliyor ki, gerçekten sen, O’nun şübhe götürmez peygamberisin. Bununla beraber Allah, şehadet ediyor ki, münâfıklar tamamen yalancıdırlar, (sözleri inançlarına uymamaktadır, yalan yere yemin ediyorlar). |
|
ALİ BULAÇ |
Münafıklar sana geldikleri zaman: "Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah´ın elçisisin" dediler. Allah da bilir ki sen elbette O´nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder. |
|