وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا |
ARAPÇA LATİN |
Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. |
|
DİYANET VAKFI |
(31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır. |
|
ELMALILI SADE |
Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır). |
|
FİZİLALİL KURAN |
Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
|
BEKİR SADAK |
(31-34) Dogrusu, Allah´a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(31-32-33-34) (Allah´tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Aynı yaşta tomurcuk sîneliler, |
|
ALİ BULAÇ |
Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. |
|