لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا |
ARAPÇA LATİN |
Lâ yes’meûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ(kizzâben). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan. |
|
DİYANET VAKFI |
Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler. |
|
ELMALILI SADE |
Orada ne boş bir laf işitirler ne de bir yalan isnadı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Orada bir boş lakırdı ve bir yalanlama işitmezler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Orada ne boş bir söz ve ne de yalan işitirler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ne boş bir söz duyarlar orada, ne birbirlerini yalanlama. |
|
İBN-İ KESİR |
Orada yalan ve boş söz işitmezler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İçinde, ne ´boş ve saçma bir söz´ işitirler, ne bir yalan. |
|
BEKİR SADAK |
Orada bos ve yalan soz isitmezler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Orada ne boş-anlamsız söz, ne de yalan işitirler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Orada ne boş bir lâkırdı, ne de birbirine yalan söyleme (nedir) işitmezler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Orada ne boş bir lâf işitilir, ne de bir yalan... |
|
ALİ BULAÇ |
İçinde, ne ´boş ve saçma bir söz´ işitirler, ne bir yalan. |
|