إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ |
ARAPÇA LATİN |
İnneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn(mudbirîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Şüphesiz sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. |
|
DİYANET VAKFI |
Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın. |
|
ELMALILI SADE |
Şüphesiz sen, ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı işittiremezsin. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Şüphe yok ki, sen ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp kaçan sağırlara da dâvetini işittiremezsin. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sen ölülere söz işittiremezsin. Arkalarını dönüp yanından kaçan sağırlara da çağrını duyuramazsın. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Şüphe yok ki sen, ölüye duyuramazsın ve arkalarını çevirip giderlerken çağırsan da sağırlara sesini işittiremezsin. |
|
İBN-İ KESİR |
Elbette sen; ölülere işittiremezsin, dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin. |
|
BEKİR SADAK |
Sen, olulere suphesiz ki isittiremezsin; donup giden sagirlara da cagriyi duyuramazsin. |
|
CELAL YILDIRIM |
Şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin ; arkalarını dönüp gidecekleri vakit sağırlara da (Hakk´ın davetini) duyuramazsın. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Zîrâ şübhesiz ki sen ölülere duyuramazsın. Arkalarını dönmüş kaçarlarken sağırlara da da´veti (ni) işitdiremezsin. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Şüphesiz sen, (kalbleri) ölü olanlara işittiremezsin ve arkalarını dönmüş kaçarlarken, (kalbleri) sağırlara hak çağrını duyuramazsın. |
|
ALİ BULAÇ |
Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin. |
|