وَمَا أَنْتَ بِهَادِي الْعُمْيِ عَنْ ضَلَالَتِهِمْ ۖ إِنْ تُسْمِعُ إِلَّا مَنْ يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا فَهُمْ مُسْلِمُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve mâ ente bi hâdîl umyi an dalâletihim, in tusmiu illâ men yu’minu bi âyâtinâ fe hum muslimûn(muslimûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin. |
|
DİYANET VAKFI |
Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da teslim olanlara duyurabilirsin. |
|
ELMALILI SADE |
Sen o körleri sapıklıklarından kurtarıp hidayete erdirecek de değilsin. Sen, ancak ayetlerimize inanacaklara işittirirsin de onlar müslüman olur kurtuluş bulurlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve sen o körleri sapıklıklarından hidâyete erdirici değilsin, sen ancak Bizim âyetlerimize inananlara işittirirsin, işte müslüman olanlar da onlardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sen körleri de sapıklıklarından kurtarıp doğru yola iletemezsin. Sen ancak ayetlerimize inanan ve Rab´lerine boyun eğmiş müslümanlara söz dinletebilirsin. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve köre, sapıklığından döndürüp doğru yolu gösteremezsin sen; ancak delillerimize inanan kişiye duyurursun sesini ve onlardır gerçekten de Müslüman olanlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Körleri sapıklıklarından vazgeçirip hidayete erdirecek değilsin Sen; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin. Ve onlar müslümanlardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve sen, körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici de değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte müslüman olanlar bunlardır. |
|
BEKİR SADAK |
Korleri sapikliklarindan vazgecirip dogru yola donduremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; iste onlar muslumanlardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ve sen körleri bulundukları sapıklıktan kurtarıp doğru yola eriştirici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize inanan kimselere (Hakk´ın sesini) duyurabilirsin. İşte (Hakk´a) teslîm olup esenliğe erişenler bunlardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Ve sen o körleri sapıklıklarından ayırıb hidâyet verici de değilsin. Sen âyetlerimize îman edecek kimselerden başkasına (söz) dinletemezsin. İşte müslüman olanlar onlardır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sen, o körleri sapıklıklarından hidayete erdirici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edeceklere dâvetini duyurursun da onlar müslüman olurlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte Müslüman olanlar bunlardır. |
|