لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلَىٰ مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ ۖ فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ |
ARAPÇA LATİN |
Li yeşhedû menâfia lehum ve yezkurusmallâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin alâ mâ rezakahum min behîmetil en’âm(en’âmi), fe kulû minhâ ve at’ımul bâisel fakîr(fakîre). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. |
|
DİYANET VAKFI |
(27-28) İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah´ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kâbe´ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin. |
|
ELMALILI SADE |
Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah´ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
«Tâ ki, kendileri için birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve kendilerini merzûk etmiş olduğumuz dört ayaklı kurbanlık hayvanlar üzerine malum olan günlerde Allah´ın ismini ansınlar. Artık onlardan yeyin ve yoksul fakirlere yediriniz.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Gelsinler de çeşitli yararlarını gözleri ile görsünler ve Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belirli günlerde kurban ederken O´nun adını ansınlar. Bu hayvanların etinden hem kendiniz yiyiniz, hem de sıkıntı içinde bulunan yoksullara yediriniz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gelsinler de kendilerine âit olan menfaatleri elde etsinler ve kendilerine rızık olarak verilen dört ayaklı hayvanları, muayyen günlerde Allah´ın adını anarak kessinler. Yiyin artık onlardan ve yok yoksul fakiri de doyurun. |
|
İBN-İ KESİR |
Ta ki kendileri için faydalara şahid olsunlar ve Allah´ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O´nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yeyin. Çaresiz kalmış yoksulu da doyurun. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (kurban adarken) Allah´ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. |
|
BEKİR SADAK |
Taki kendi menfaatlerine sahid olsunlar; Allah´in onlara rizik olarak verdigi hayvanlari belli gunlerde kurban ederken O´nun adini ansinlar. Siz de bunlardan yiyin, caresiz kalmis yoksulu da doyurun. |
|
CELAL YILDIRIM |
Tâ ki kendileri lehine bir takım menfaatlere şâhid ve hazır olsunlar. Allah´ın onlara rızık olarak sunduğu eti yenen hayvanlara (kurban etmelerine) karşılık belli günlerde Allah´ın ismini ansınlar. Siz de onların etinden yeyin ve sıkıntıya uğramış fakirlere yedirin. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Tâki kendilerine âid menfeatlere şâhid (ve haazır) olsunlar. Allahın rızk olarak kendilerine verdiği dört ayaklı davarlar (kurbanlıklar) üzerine ma´lûm olan günlerde Allahın adını ansınlar. İşte bunlardan yeyin, yoksulu, fakîri de doyurun». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Tâ ki kendilerine ait menfaatlere şahid olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği dört ayaklı hayvanlar (kurbanlıklar) üzerine belirli günlerde (kurban kesme günlerinde) Allah’ın adını ansınlar. İşte bu kurbanlıklardan yeyin ve muztar fakiri doyurun. |
|
ALİ BULAÇ |
Kendileri için birtakım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (kurban adarken) Allah´ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. |
|