Hac Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Ey insanlar, çekinin Rabbinizden, şüphe yok ki kıyâmetin sarsıntısı, pek büyük birşeydir. Facebook'ta Paylaş
2 Onu gördüğünüz gün, bütün emzikli kadınlar; çocuklarını bile unutup bırakır, her gebe kadın, çocuğunu düşürür ve insanları sarhoş görürsün, fakat sarhoş değildir onlar, ancak Allah´ın azâbı pek çetindir. Facebook'ta Paylaş
3 İnsanlardan öylesi de var ki bilgisi olmadığı halde Allah hakkında münâkaşaya girişir ve her azgın Şeytanın peşine düşer. Facebook'ta Paylaş
4 Ezelden takdîr edilmiştir, kim, onu sever, kim ona uyarsa şüphe yok ki o, azdırır onu ve alev alev yanan ateşin azâbına sürükler. Facebook'ta Paylaş
5 Ey insanlar, ölümden sonra dirilme hakkında şüphedeyseniz bilin ki hiç şüphe yok, sizi topraktan yarattık biz, sonra bir katre sudan, sonra donmuş bir parça kandan, sonra yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir et parçasından size apaçık gösterelim kudretimizi diye. Ve sizi, dilediğimiz muayyen bir zamana dek rahîmlerde kararlaştırırız, sonra çocuk olarak çıkarırız sizi, sonra da ergenlik çağına getiririz ve sizden ölen olur, gene sizden, bilgisinden sonra hiçbir şey bilmez bir hale gelen ve ömrün en aşağılık devresine sürüklenen olur. Ve yeryüzünü kupkuru görürsün, fakat ona yağmur yağdırdığımız zaman harekete gelir, kabarır ve çeşitli, çifter çifter güzelim nebatlar bitirir. Facebook'ta Paylaş
6 Bu da, şüphe yok ki Allah´ın gerçek oluşundandır ve şüphe yok ki o, ölüyü de diriltir ve şüphe yok ki onun, her şeye gücü yeter. Facebook'ta Paylaş
7 Ve gerçekten de kıyâmet gelmededir, şüphe yok onda ve gerçekten de Allah, kabirlerdekileri diriltecektir. Facebook'ta Paylaş
8 Ve insanlardan, bilgisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde Allah hakkında münâkaşaya girişen var. Facebook'ta Paylaş
9 Halkı Allah yolundan saptırmak için kendi kendine ululanır durur. Ona, dünyada aşağılık bir durum var ve kıyâmet günü de yakıp kavurucu azâbı tattırırız ona. Facebook'ta Paylaş
10 Bu da senin, kendi ellerinle kendine hazırladığın şeydir ve şüphe yok ki Allah, alabildiğine zulmetmez kullarına. Facebook'ta Paylaş
11 Ve insanlardan, Allah´a kalbiyle değil de diliyle kulluk eden de var; ona bir hayır isâbet ederse kalbi yatışır o hayır yüzünden, fakat bir sınamaya uğrarsa yüzü dönüverir; dünyâda da ziyan eder, âhirette de; işte budur apaçık ziyan. Facebook'ta Paylaş
12 Allah´ı bırakır da kendisine ne bir zarar verebilen, ne bir fayda verebilen şeyi çağırır. Budur işte doğruluktan tamâmıyla uzak bir sapıklık. Facebook'ta Paylaş
13 Zararı, faydasından daha yakın olanı çağırır; fakat ne de kötü yardımcıdır o, ne de kötü arkadaş. Facebook'ta Paylaş
14 Şüphe yok ki Allah, inanan ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar; şüphe yok ki Allah, dilediğini yapar. Facebook'ta Paylaş
15 Allah, peygambere dünyâda da, âhirette de yardım etmeyecek sanan bilsin ki yardım edecektir, isterse tavana bir ip takıp assın kendini de ölsün ve baksın da görsün, bu yaptığı düzen, kızdığı şeyi ortadan kaldırır mı? Facebook'ta Paylaş
16 İşte biz, apaçık âyetleri böyle indirdik ona ve şüphe yok ki Allah, dilediğini doğru yola sevk eder. Facebook'ta Paylaş
17 Şüphe yok ki inananlar ve Yahûdi olanlar, Sabiîler, Nasrânîler ve Mecusîlerle bir de şirk koşan kişiler; şüphe yok ki Allah, kıyâmet gününde onların aralarını ayırır; şüphe yok ki Allah, her şeye tanıktır. Facebook'ta Paylaş
18 Görmez misin, Allah, şüphe yok, öyle bir mâbut ki ona secde eder ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaç, hayvanlar ve insanların çoğu ve çoğu da azâbı hak etmiştir ve Allah, kimi hor kılarsa onu kutluluğa ulaştırıp ona lütuf ve ihsânda bulunan hiçbir kimse bulunamaz; şüphe yok ki Allah, dilediğini yapar. Facebook'ta Paylaş
19 Şu iki zümre, Rablerinin dini hakkında birbirleriyle çekişen iki düşmandır; kâfir olanlara ateşten libaslar biçilmiştir, tepelerine de kaynar su dökülecek. Facebook'ta Paylaş
20 Ve bu sûretle karınlarında ne varsa o da eritilecek, derileri de. Facebook'ta Paylaş
21 Onlara demirden çomaklar da var. Facebook'ta Paylaş
22 Ne zaman elemlerinden, oradan çıkmak isteseler gene oraya gönderilirler de tadın yakıp kavuran azâbı denir. Facebook'ta Paylaş
23 Şüphe yok ki Allah, inanan ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere koyar, orada altın bilezikler ve inciler takınıp bezenirler ve orada, elbiseleri de ipektir. Facebook'ta Paylaş
24 Ve onlar, sözün en temizini söylemeye irşâd edilmişlerdir ve onlar hamde lâyık Tanrının yoluna irşâd edilmişlerdir. Facebook'ta Paylaş
25 Kâfir olanlar ve halkı Allah´ın yolundan çıkaranlar ve insanlar için ibâdet yeri olarak halkettiğimiz ve orada yurt tutanla orayı ziyâret için gelen hakkında aynı hükümleri yürüttüğümüz Mescid-i Harâm´dan men edenlerse. Ve kim orada nehy edilmiş birşeyi zulmederek yapmak isterse ona elemli azâbı tattırırız. Facebook'ta Paylaş
26 An o zamanı ki hani biz İbrâhim´e, bana hiçbir şeyi şerik tutma ve tavâf edenlere, namaz kılanlara, rükû edenlere, secde kılanlara tertemiz tut evimi diye Beyt´in yerini göstermiştik. Facebook'ta Paylaş
27 Ve insanları hacca davet et, uzak uzak, bütün yerlerden yaya olarak, yahut hayvana binerek gelsinler sana. Facebook'ta Paylaş
28 Gelsinler de kendilerine âit olan menfaatleri elde etsinler ve kendilerine rızık olarak verilen dört ayaklı hayvanları, muayyen günlerde Allah´ın adını anarak kessinler. Yiyin artık onlardan ve yok yoksul fakiri de doyurun. Facebook'ta Paylaş
29 Sonra ihramdayken yapılmayan şeyleri yapıp temizlensinler, adaklarını yerine getirsinler ve tavâf etsinler "Beyt e´l-atıyk"ı. Facebook'ta Paylaş
30 İşte budur hac ve Allah´ın, hürmeti emrettiği şeylere tâzîm eden kişiye bu hareketi, Rabbi katında hayırlıdır ve size, okunan şeyler müstesna, öküz, inek, koyun, deve helâl edilmiştir, artık çekinin putlara tapma pisliğinden ve çekinin yalan sözden. Facebook'ta Paylaş
31 Allah´ı bir tanıyıp ona şirk koşmaksızın ve kim, Allah´a şirk koşarsa sanki havadan düşmüştür de kuş kapmıştır onu, yahut da rüzgâr almış, pek uzak bir yere sürüp atmıştır onu. Facebook'ta Paylaş
32 İşte böyledir bu ve kim Allah dininin hükümlerini ulularsa şüphe yok ki bu hareket, yüreklerdeki çekinme duygusundandır. Facebook'ta Paylaş
33 Kurbanlık hayvanlarda, muayyen bir zamana dek faydalar var size, sonra varıp gidecekleri yer, Beyte´l-Atıyk´tir. Facebook'ta Paylaş
34 Her ümmete kurban kesmeyi meşrû kıldık davarlardan onlara rızık olarak verdiklerimizi keserlerken Allah´ın adını anmaları şartıyla ve bilin ki mâbûdunuz, bir mâbuttur artık ona teslîm olun ve müjdele itâat edip alçak gönüllü olanları. Facebook'ta Paylaş
35 Öyle kişilerdir onlar ki Allah anılınca yürekleri oynar korkudan ve uğradıkları müsîbetlere katlanırlar, namaz kılmaya devâm ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını harcarlar yoksullara. Facebook'ta Paylaş
36 Büyük develeri de Allah´ın size meşrû kıldığı kurbanlık hayvanlar olarak yarattık, onlarda hayır ve menfaat var size. Artık onlar, ayaktayken onları boğazlayın ve Allah´ın adını anın, yanüstü düştükleri zaman da hem siz yiyin ondan, hem de yoksulluğunu bildirip isteyen ve gizleyip istemeyen yoksulları doyurun; siz şükredesiniz diye böylece onları da râm ettik size. Facebook'ta Paylaş
37 Onların ne etleri Allah´a ulaşır, ne kanları, fakat sizin çekinmenizdir ki ona ulaşır. Sizi doğru yola sevkettiğinden dolayı Allah´ı büyük bilmeniz için onları da râm etti size ve müjdele iyilik edenleri. Facebook'ta Paylaş
38 Şüphe yok ki Allah, inananlardan müşriklerin şerrini defedecek; şüphe yok ki Allah, hâinlikte ileri giden nankörlerin hiçbirini sevmez. Facebook'ta Paylaş
39 Kendileriyle savaşa girişilenlere, zulme uğradıklarından dolayı savaşmaya izin verildi ve şüphe yok Allah´ın, onlara yardım etmeye gücü yeter elbette. Facebook'ta Paylaş
40 O kişilerdir onlar ki ancak Rabbimiz Allah´tır dediklerinden dolayı haksız olarak yurtlarından çıkarıldılar ve eğer Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyle defetmeseydi, içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırlar da yıkılırdı, havralar da, kiliseler de, mescitler de ve Allah, kendisine yardım edene mutlaka yardım eder; şüphe yok ki Allah, kuvvetlidir, üstündür. Facebook'ta Paylaş
41 O kişilerdir onlar ki onları yeryüzünde yerleştirdik mi namaz kılarlar, zekât verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar ve bütün işlerin sonucu, Allah´a varır. Facebook'ta Paylaş
42 Seni yalanlarlarsa onlardan önce gelip geçen Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de yalanlamışlardı. Facebook'ta Paylaş
43 Ve İbrâhim kavmi de, Lût kavmi de. Facebook'ta Paylaş
44 Ve Medyen ehli de yalanlamıştı ve Mûsâ da yalanlanmıştı da onların azâbını geciktirdim, bir mühlet verdim onlara da sonra helâk ediverdim onları; nasılmış beni inkâr etmek, nasıl da devletlerini felâkete çevirmişim. Facebook'ta Paylaş
45 Nice şehirler var ki halkı zâlim olduğundan helâk ettik onları ve o şehirlerin tavanları, duvarlarına çökmüş, yerle bir olmuş, ıpıssız kalmış ve nice kuyular kuruttuk, nice yüce köşkler yıktık. Facebook'ta Paylaş
46 Akıl ve tedbîre sâhip olacak akıl, duyup anlayacak kulak elde etmek için hiç de mi yeryüzünde gezip dolaşmazlar? Gerçekten de gözler kör olmaz ama gönüllerdeki can gözleri körleşir. Facebook'ta Paylaş
47 Azâbın, çabucak gelip çatmasını isterler senden ve Allah, vaadinden caymaz kesin olarak ve Rabbinin katında bir gün, sizin sayıp durduğunuz bin yıl gibidir. Facebook'ta Paylaş
48 Ve nice şehir var ki halkı zâlim olduğundan mühlet verdik onlara da sonra helâk ediverdim ve dönüp gelecekleri yer de benim tapımdır. Facebook'ta Paylaş
49 De ki: Ey insanlar, ben ancak size, apaçık bir korkutucuyum. Facebook'ta Paylaş
50 İnanan ve iyi işlerde bulunanlaradır yarlıganmak ve güzel bir rızık. Facebook'ta Paylaş
51 Delillerimize karşı gelmeye uğraşanlara gelince: Onlar, alev alev yanan cehennemin ehlidir. Facebook'ta Paylaş
52 Ve senden önce, şeriât sâhibi veya başkasının şeriâtine uymuş hiçbir peygamber göndermedik ki o, bir şey dilediği zaman Şeytan, onun dileğine bir fitne katmaya uğraşmasın. Fakat Allah, Şeytan´ın katmak istediği şeyi bozar, sonra da âyetlerini sağlamlaştırır ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir. Facebook'ta Paylaş
53 Bu da, Şeytan´ın katmak istediği şeyi, gönüllerinde hastalık olanlarla yürekleri katı bulunanlara bir sınama yapmak içindir ve şüphe yok ki zâlimler, gerçekten pek uzak bir ayrılık içindedir. Facebook'ta Paylaş
54 Bir de bu sûretle kendilerine bilgi verilenler, bilirler ki Kur´ân, Rabbinden gelen bir gerçektir ve artık inanırlar ona, gönülleri, onunla tevâzuya erişir ve şüphe yok ki Allah, inananları elbette doğru yola sevk eder. Facebook'ta Paylaş
55 Kâfir olanlarsa, kıyâmet gelip çatmadıkça, yahut o kısır gün, onlara gelmedikçe onun hakkında şüphe etmekten kurtulamazlar. Facebook'ta Paylaş
56 O gün, saltanat ve tasarruf, Allah´ındır, aralarını hükmeder o, inanıp iyi işlerde bulunanlar, nîmetlerle dolu cennetlerdedir. Facebook'ta Paylaş
57 Kâfir olup delillerimizi yalanlayanlarsa, onlar içindir horlayan, aşağılatan azâp. Facebook'ta Paylaş
58 Allah yolunda yurtlarından göçenleri, sonra öldürülenleri, yahut ölenleri Allah, mutlaka güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır ve şüphe yok ki Allah, elbette rızık verenlerin en hayırlısıdır. Facebook'ta Paylaş
59 Mutlaka onları, hoşnut olacakları bir yere ithal edecektir ve şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir ve azâp etmede acele etmez. Facebook'ta Paylaş
60 Böyledir bu ve kim bir cezâya uğrar da cezâ edeni ona benzer bir sûrette cezâlandırırsa, sonra da gene aleyhine taşkınlıkta bulunulursa Allah yardım eder ona; şüphe yok ki Allah, suçları bağışlar, örter. Facebook'ta Paylaş
61 Böyledir bu, çünkü Allah, geceyi kısaltır, gecenin bir kısmını gündüz yapar, gündüzü kısaltır, bir kısmını gece yapar ve şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, görür. Facebook'ta Paylaş
62 Böyledir bu, çünkü Allah, gerçektir ve şüphe yok ki ondan başka neyi çağırırlarsa boştur, aslı yoktur ve şüphe yok ki Allah, pek yücedir, pek büyük. Facebook'ta Paylaş
63 Görmez misin, şüphe yok ki Allah, gökten yağmur yağdırır da yeryüzü yemyeşil olur; şüphe yok ki Allah, lütuf ve ihsân sâhibidir, her şeyden haberdardır. Facebook'ta Paylaş
64 Onundur ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve şüphe yok ki Allah, müstağnîdir her şeyden ve odur hamde lâyık. Facebook'ta Paylaş
65 Görmez misin, şüphe yok ki Allah, râm etmiştir size yeryüzünde ne varsa ve emriyle denizde akıp giden gemiyi ve izni olmadıkça gökyüzünü yeryüzüne yıkmaz da tutar; şüphe yok ki Allah, insanları pek esirger ve rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
66 Öyle bir mâbuttur ki sizi diriltti, sonra öldürür, sonra gene diriltir, fakat şüphe yok ki insan, pek nankördür. Facebook'ta Paylaş
67 Ve her ümmete bir din verdik, o dine göre ibâdette bulunurlar, artık seninle her hususta çekişmeye kalkışmasınlar ve Rabbinin yoluna çağır, şüphe yok ki sen, doğru yolu bulmuşsun. Facebook'ta Paylaş
68 Seninle mücâdele ederlerse artık Allah de, ne yaptığınızı bilir. Facebook'ta Paylaş
69 Allah, kıyâmet günü, ne hususta aykırılığa düştüyseniz, aranızda hükmeder sizin. Facebook'ta Paylaş
70 Bilmez misin ki Allah, gerçekten de bilir ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde; şüphe yok ki bu, bir kitapta tespît edilmiştir; şüphe yok ki bu, Allah´a pek kolaydır. Facebook'ta Paylaş
71 Ve bu hususta kendilerinin bir delilleri olmadığı ve bir bilgiye sâhip bulunmadıkları halde Allah´ı bırakırlar da başka şeylere kulluk ederler ve zâlimlere hiçbir yardımcı yoktur. Facebook'ta Paylaş
72 Onlara apaçık âyetlerimizi okudun mu yüzlerinde inkâr alâmetleri belirir, görüp tanırsın sen de; neredeyse âyetlerimizi onlara okuyanlara saldırıverecekler. De ki: Bundan daha şer, daha da beter bir şey haber vereyim mi size: Ateş. Allah, kâfir olanlara vaadetmiştir onu ve orası, dönüp gidilecek ne de kötü yer. Facebook'ta Paylaş
73 Ey insanlar, bir örnek getirilmede, dinleyin onu: Allah´ı bırakıp da taptığınız putlar yok mu, onlar, bir sineği bile yaratamazlar kesin olarak, hattâ hepsi bir araya gelse bile ve sinek, onlardan bir şey kapıp gitse onu da tekrar geri alamazlar ondan; isteyen de âcizdir, istenen de. Facebook'ta Paylaş
74 Onlar, Allah´ın büyüklüğünü hakkıyla bilemediler; şüphe yok ki Allah, kuvvet sâhibidir, üstündür. Facebook'ta Paylaş
75 Allah, meleklerden ve insanlardan peygamberler seçmiştir; şüphe yok ki Allah, duyar, görür. Facebook'ta Paylaş
76 Bilir ne varsa önlerinde ve ne varsa artlarında ve bütün işler, dönüp Allah´a varır. Facebook'ta Paylaş
77 Ey inananlar, rükû edin, secde edin, kulluk edin Rabbinize ve hayır işleyin de kurtulun, erin muradınıza. Facebook'ta Paylaş
78 Ve Allah için hakkıyla savaşın. O seçti sizi ve dinde bir güçlük vermedi size; babanız İbrâhim´in dini. O mâbuttur daha önce ve bu Kur´ân´da size Müslüman adını takan, Peygamber, size tanık olsun, siz de insanlara tanıklık edin diye. Artık namaz kılın, zekât verin ve sarılın Allah´a, odur dostunuz; ne de güzel dosttur, ne de güzel yardımcı. Facebook'ta Paylaş