Meryem Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Kâf hâ yâ ayn sâd. Facebook'ta Paylaş
2 Bu, kulu Zekeriyya´ya Rabbinin rahmetini anıştır. Facebook'ta Paylaş
3 Hani o, gizlice Rabbine niyâz etmişti de. Facebook'ta Paylaş
4 Demişti ki: Rabbim, kemiklerim bile incelip zayıfladı, saçım sakalım ağardı, parıl parıl parlamada başım sanki ve sana ne duâ etmişsem mahrûm olmadım ben. Facebook'ta Paylaş
5 Benden sonra yerime geçecek, mîrâsıma konacak yakınlarımdan endişelenmekteyim, karım da kısır, sen bana katından bir oğul ihsân et de. Facebook'ta Paylaş
6 Bana da mîrasçı olsun, Yakup soyuna da mîrasçı olsun ve Rabbim, onu, rızânı kazanmışlardan et. Facebook'ta Paylaş
7 Ey Zekeriyya, biz seni müjdelemekteyiz, bir oğlun olacak, adı da Yahya´dır ve ondan önce bu adla adlanmış hiç kimseyi yaratmadık. Facebook'ta Paylaş
8 Rabbim dedi, benim nasıl oğlum olabilir ki karım kısır ve ben de ömrümün sonlarına vardım, tamâmıyla ihtiyarladım. Facebook'ta Paylaş
9 Böyledir bu dedi, Rabbine dedi, bu pek kolay ve sen yokken evvelce de seni yaratmıştım. Facebook'ta Paylaş
10 Rabbim dedi, bana bir delil göster. Sıhhatin yerindeyken dedi, tam üç gece insanlarla konuşamayacaksın, işte bu, sana delildir. Facebook'ta Paylaş
11 Zekeriyya, mihraptan çıkıp kavmine, sabah akşam onu tenzîh edin noksan sıfatlardan diye işâret etti. Facebook'ta Paylaş
12 Ey Yahya, azim ve kuvvetle kitabı al. Ve ona çocukken peygamberlik verdik. Facebook'ta Paylaş
13 Katımızdan ona bir kalb yumuşaklığı, bir temizlik ihsân ettik ve o, mabûdundan çekinirdi. Facebook'ta Paylaş
14 Anasına babasına iyilik ederdi ve cebbar ve âsi değildi. Facebook'ta Paylaş
15 Ve esenlik ona doğduğu gün, öldüğü gün ve diriltilerek kabrinden çıkarılacağı gün. Facebook'ta Paylaş
16 Kitapta Meryem´i de an. Hani o, âilesinden ayrılmış, doğu tarafında bir yere çekilmişti. Facebook'ta Paylaş
17 Ve âilesiyle arasına bir perde germişti. Derken ona rûhumuzu göndermiştik de gözüne, âzası düzgün bir insan şeklinde görünmüştü. Facebook'ta Paylaş
18 O, fenalıklardan çekinen bir adamsan demişti, rahmâna sığınırım senden. Facebook'ta Paylaş
19 Ruh, ben demişti, ancak Rabbinin bir elçisiyim, sana bir erkek çocuk vermeye geldim. Facebook'ta Paylaş
20 Meryem, benim nasıl oğlum olabilir ki hiç bir kimse, henüz bana dokunmadı demişti, hem kötü bir kadın da değilim ben. Facebook'ta Paylaş
21 Böyledir bu demişti ruh, bu iş, Rabbin için pek kolay demişti. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve katımızdan bir rahmet olarak halkedecektik ve bu iş, zâten de mukadderdi, olup bitti. Facebook'ta Paylaş
22 Sonunda ona gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekilip gitti. Facebook'ta Paylaş
23 Derken doğum sancısı, onu bir hurma ağacının dibine sevketti de keşke dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim. Facebook'ta Paylaş
24 Uzaktan bir ses geldi ona: Mahzûn olma, Rabbin, ayağının altından bir ırmak akıttı. Facebook'ta Paylaş
25 Hurma ağacını silk, sana terü tâze hurmalar dökülecek. Facebook'ta Paylaş
26 Ye, iç, gözün aydın. Fakat seni birisi görürse ben de, bugün rahmân için oruç tutmadayım ve hiçbir kimseyle kesin olarak konuşamam. Facebook'ta Paylaş
27 Çocuğunu kucağına alıp kavmine gelince ey Meryem dediler, gerçekte de pek büyük bir iş işledin. Facebook'ta Paylaş
28 Ey Hârûn´un kız kardeşi, baban, fena bir adam değildi, anan da kötü bir kadın değildi. Facebook'ta Paylaş
29 Meryem, çocuğuna işâret etti. Nasıl olur da dediler, beşikteki çocuk konuşur? Facebook'ta Paylaş
30 İsâ, Şüphe yok ki dedi, ben Allah´ın kuluyum, bana kitap vermiştir ve beni peygamber etmiştir. Facebook'ta Paylaş
31 Ve nerede olursam olayım kutlamıştır beni ve diri oldukça namaz kılmamı, zekât vermemi emretmiştir bana. Facebook'ta Paylaş
32 Ve anama itâatli etmiştir beni ve cebbar, kötü kişi olarak yaratmamıştır beni. Facebook'ta Paylaş
33 Esenlik bana doğduğum gün, öleceğim gün ve tekrar dirilip kabirden çıkacağım gün. Facebook'ta Paylaş
34 İşte budur Meryemoğlu İsâ. Onların şüpheye düştükleri şey hakkında gerçek söz, budur. Facebook'ta Paylaş
35 Evlât edinmesi, lâyık değildir Allah´a, noksan sıfatlardan münezzehtir o. Bir işin olmasını takdîr etti mi ona ancak ol der, oluverir. Facebook'ta Paylaş
36 Ve şüphe yok ki Allah, Rabbimdir ve Rabbiniz, ona kulluk edin; budur doğru yol. Facebook'ta Paylaş
37 Aralarından bölükler ayrıldı, ayrılığa / aykırılığa düştüler. Ulaşıp görecekleri büyük günün şiddetli azâbı kâfirlere. Facebook'ta Paylaş
38 Neler duyacaklar, neler görecekler bize geldikleri gün; fakat zâlimler, bugün, apaçık bir sapıklıkta. Facebook'ta Paylaş
39 Onları hasret günüyle korkut; iş olup biter o zaman ve onlar, şimdi gaflettedir ve onlar, inanmazlar. Facebook'ta Paylaş
40 Şüphe yok ki biziz yeryüzünün ve yeryüzünde olanların mîrasçısı ve dönüp bizim tapımıza gelir onlar. Facebook'ta Paylaş
41 Kitapta İbrâhim´i de an. Şüphe yok ki o, çok gerçek bir peygamberdi. Facebook'ta Paylaş
42 Hani o atasına ata demişti, ne diye taparsın duymaz, görmez, senden hiçbir şeyi gideremez şeylere? Facebook'ta Paylaş
43 Gerçekten de ata, sence bilinmeyen bir bilgiye sâhip oldum ben, artık bana uy da seni dosdoğru yola ileteyim. Facebook'ta Paylaş
44 Ata, Şeytan´a kulluk etme, şüphe yok ki Şeytan, rahmâna âsîdir. Facebook'ta Paylaş
45 Ata, gerçekten de korkuyorum, sana rahmândan bir azap gelip çatar da Şeytan´a dost olursun. Facebook'ta Paylaş
46 Atası, ey İbrâhim dedi, benim mâbutlarımdan yüz mü çevirmedesin? Bu işten vazgeçmezsen taşlarım seni, uzun bir zaman görünme, git, bırak beni. Facebook'ta Paylaş
47 İbrâhim, esenlik sana dedi, Rabbimden yarlıganmanı dileyeceğim, şüphe yok ki o, pek lûtfeder bana. Facebook'ta Paylaş
48 Ve sizi ve Allah´tan başka kulluk ettiğiniz şeyleri bırakıyor ve Rabbime duâ ediyorum, umarım ki duâmı kabûl eden, mahrûm etmez beni. Facebook'ta Paylaş
49 Onları ve Allah´tan başka kulluk ettikleri şeyleri bırakınca ona İshak´ı ve Yakup´u verdik ve hepsini de peygamber ettik. Facebook'ta Paylaş
50 Ve onlara rahmetimizden ihsânlar ettik, gerçek şöhretlerini yaydık, adlarını yücelttik. Facebook'ta Paylaş
51 Kitapta Mûsâ´yı da an; şüphe yok ki o, ihlâsa mazhar olmuş şeriat sâhibi bir peygamberdi. Facebook'ta Paylaş
52 Ona, Tûr´un sağ yanından nidâ ettik, bizimle konuşmak üzere tapımıza yaklaştırdık onu. Facebook'ta Paylaş
53 Rahmetimizden bir lütuf olarak kardeşi Hârûn´u da peygamber ettik. Facebook'ta Paylaş
54 Kitapta İsmâîl´i de an; şüphe yok ki o, vaadinde gerçekti ve insanlara gönderilmiş olan bir peygamberdi. Facebook'ta Paylaş
55 Ehline, ayâline namaz kılmalarını, zekât vermelerini emrederdi, Rabbinin katından da rızâsını kazananlardandı. Facebook'ta Paylaş
56 An kitapta İdrîs´i de; şüphe yok ki o çok gerçek bir peygamberdi. Facebook'ta Paylaş
57 Biz onu pek yüce bir mevkie yükselttik. Facebook'ta Paylaş
58 İşte bunlar, Âdem soyundan, Nûh´la berâber gemiye yüklediklerimizin soylarından, İbrâhim´in ve İsrâil´in soylarından gelen ve Allah tarafından kendilerine nîmetler ihsân edilen peygamberlerdendir, doğru yola sevk ettiğimiz ve seçtiğimiz kişilerdendir. Rahmânın âyetleri, onlara okundu mu ağlaya ağlaya hemen secdeye kapanırlardı. Facebook'ta Paylaş
59 Onlardan sonra öyle bir soy geldi ki namazı zâyi etti onlar, şehvetlere uydular, azınlıklarının cezâsına pek yakında uğrayacak onlar. Facebook'ta Paylaş
60 Ancak tövbe eden, inanan ve iyi işlerde bulunan müstesna. Bu çeşit kişiler cennete girerler ve hiçbir hususta zulüm görmezler. Facebook'ta Paylaş
61 Ebedî Adn cennetlerine girerler ki rahman, kullarının gıyabında, onlara vaadetmiştir bu cennetleri. Şüphe yok ki onun vaadi, mutlaka yerine gelir. Facebook'ta Paylaş
62 Orada mânasız bir söz işitmeyecekler, ancak esenlik size sözünü duyacaklar ve sabah akşam, rızıkları gelecek onlara. Facebook'ta Paylaş
63 Öylesine cennettir ki kullarımızdan kim, bizden çekinirse ona mîras vereceğiz o cenneti. Facebook'ta Paylaş
64 Biz melekler, ancak Rabbinin emriyle inebiliriz; onundur ne varsa ilerimizde ve ne varsa gerimizde ve ne varsa ikisi arasında ve Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz. Facebook'ta Paylaş
65 Rabbidir göklerin ve yeryüzünün ve ikisi arasında ne varsa hepsinin, ona kulluk et ve dayan ona ibadet etmede, onun Adıyla anılan başka bir varlık bilir misin? Facebook'ta Paylaş
66 Ve insan der ki: Ben öleceğim de sonra dirilip kabirden mi çıkarılacağım? Facebook'ta Paylaş
67 İnsan hiç mi düşünmez ki o hiçbir şey değilken daha önce biz yarattık onu. Facebook'ta Paylaş
68 Andolsun Rabbine onları da, Şeytanları da haşredeceğiz de sonra onları, diz çökmüş bir halde cehennemin çevresine getireceğiz. Facebook'ta Paylaş
69 Sonra hangi tâife, rahmâna karşı en fazla azgınlıkta bulunduysa onu ayırıp önce cehenneme atacağız. Facebook'ta Paylaş
70 Sonra elbette biz daha iyi biliriz cehenneme girmeye daha lâyık olanı. Facebook'ta Paylaş
71 Sizden bir tek kişi bile yoktur ki oraya uğramasın; bu, Rabbinin takdîr ettiği bir şeydir. Facebook'ta Paylaş
72 Sonra çekinenleri kurtarırız, zâlimleriyse dizüstü çökmüş bir halde bırakırız orada. Facebook'ta Paylaş
73 Onlara âyetlerimiz, apaçık okununca kâfir olanlar, iki bölükten dediler, hangisinin durağı daha hayırlı, meclisi daha güzel? Facebook'ta Paylaş
74 Onlardan önce nice ümmetler helâk ettik ki mal bakımından da daha güzel mallara sahipti onlar, gösteriş bakımından da. Facebook'ta Paylaş
75 De ki: Kim sapıklıktaysa rahman, onun sapıklığını uzattıkça uzatır da sonunda azâp olsun, kıyâmet olsun, kendilerine vaat olunan şeyi görür bu çeşit adamlar ve görünce de bilirler kimin yurdu daha hayırlıymış ve kimin kuvveti daha zayıf. Facebook'ta Paylaş
76 Ve Allah, hidâyete erenlerin hidâyetini arttırdıkça arttırır ve ebedî kalacak iyi işler, Rabbinin katında sevapça da daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlı. Facebook'ta Paylaş
77 Gördün mü delillerimizi inkâr edeni ve elbette bana mal da verilecek, evlât da diyeni? Facebook'ta Paylaş
78 Gizli olan bir şeyi mi anlamış, yoksa rahmandan bir söz mü almış? Facebook'ta Paylaş
79 Hâşâ söylediğini yazarız onun ve azâbını uzattıkça uzatırız. Facebook'ta Paylaş
80 Söylediği şeylere biz mîrasçı oluruz ve o bize yapayalnız gelir. Facebook'ta Paylaş
81 Onlar, kendilerine bir yücelik versinler, şefaatçi olsunlar diye Allah´tan başka mâbutlar kabûl etmişlerdir. Facebook'ta Paylaş
82 Hâşâ. Onların kulluğunu inkâr edecek o mâbut sandıkları şeyler ve onlara düşman kesilecek onlar. Facebook'ta Paylaş
83 Görmez misin, biz kâfirlere, onları boyuna taciz edecek Şeytanlar gönderdik. Facebook'ta Paylaş
84 Onların azâba uğraması için acele etme, biz ancak yıllarını, günlerini saymadayız onların. Facebook'ta Paylaş
85 O gün, çekinenleri bölük bölük, rahmânın huzurunda haşrederiz. Facebook'ta Paylaş
86 Ve mücrimleri susamış bir halde cehenneme sevk ederiz. Facebook'ta Paylaş
87 Rahmandan ahd almış olanlardan başkaları şefaat de edemez. Facebook'ta Paylaş
88 Ve dediler ki: Rahman, oğul edindi. Facebook'ta Paylaş
89 Andolsun ki pek çirkin bir söz söylediniz. Facebook'ta Paylaş
90 Öylesine bir söz ki neredeyse gökler parçalanacak ve yer yarılacak ve dağlar dağılıp çökecek. Facebook'ta Paylaş
91 Rahmânın oğlu var demeleri yüzünden. Facebook'ta Paylaş
92 Rahmâna oğul edinmek yaraşmaz. Facebook'ta Paylaş
93 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi de rahmânın tapısına kul olarak gelir. Facebook'ta Paylaş
94 Andolsun ki hepsini topluluk bakımından da saymıştır, tek tek de ve hepsini, hepsinin ahvâlini bilir. Facebook'ta Paylaş
95 Ve hepsi de kıyâmet günü, onun tapısına yapayalnız gelir. Facebook'ta Paylaş
96 Şüphe yok ki inanan ve iyi işlerde bulunanlara karşı rahman, gönüllere bir sevgidir verir. Facebook'ta Paylaş
97 Gerçekten de biz, ancak çekinenleri müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrâr edenleri korkutman için Kur´ân´ı, senin dilinle indirerek kolaylaştırdık sana. Facebook'ta Paylaş
98 Onlardan önce nice ümmetleri helâk ettik. Onlardan bir kişiyi bile duyuyor musun, yahut bir tânesinin olsun, sesini işitiyor musun? Facebook'ta Paylaş