Nisa Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Ey insanlar, sizi tek bir candan yarattı, o canın eşini de ondan yaratıp ikisinden birçok erkek ve kadın türetti. Sakının Allah´tan ki onunla haklarınızı dilemektesiniz ve akrabalık hukukuna da riâyet edin. Şüphe yok ki Allah, sizi tamamıyla görüp gözetmededir. Facebook'ta Paylaş
2 Yetimlere mallarını verin ve iyisinin yerine kötüsünü koyup değiştirmeyin ve onların mallarını, kendi mallarınıza katıp yemeyin; çünkü bu, pek büyük bir suçtur. Facebook'ta Paylaş
3 Yetim kızlar hakkında adâletle muâmele edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz, hoşunuza giden başka kadınlardan iki, üç ve dört kadın alın. Fakat bunların arasında adâleti gözetemeyeceğinizden korkarsınız o vakit bir zevceyle, yahut sahip olduğunuz cariyelerle iktifa edin. Bu, doğruluktan sapmamanıza daha yakın ve size daha uygundur. Facebook'ta Paylaş
4 Kadınlarınızın mehirlerini bir bağış olarak verin, ama onlar, gönül hoşluğuyla mehirlerinin bir miktarını size bağışlarlarsa o vakit de onu içinize sindire sindire ve âfiyetle yiyin. Facebook'ta Paylaş
5 Allah´ın, size geçinmek için verdiği mallarınızı akılsızlara vermeyin, onları rızıklandırın, giydirin ve kendilerine tatlı ve güzel sözler söyleyin. Facebook'ta Paylaş
6 Yetimleri, nikâh çağına dek deneyin, ergenlik çağına ulaştıklarını, olgunlaştıklarını gördünüz mü mallarını kendilerine verin. Onların malını israf ederek, yahut büyüyünce geri alırlar diyerek yemeyin. Zengin olan, yetimin malına hiç dokunmasın. Fakir olan, örfe uygun bir miktar yiyebilir. Mallarını geri vereceğiniz vakit bu muâmeleyi tanıklar huzurunda yapın. Allah, gereğince hesap sorucudur ve o, yeter. Facebook'ta Paylaş
7 Erkekler için pay var anayla babanın ve yakınların bıraktıkları malda, kadın için de pay var anayla babanın ve yakınların bıraktıklarında. Mal, az olsun, çok olsun, mîrasta muayyen bir pay var. Facebook'ta Paylaş
8 Mîras taksim edilirken yakınlar, yetimler, yoksullar bulunursa o maldan onları da rızıklandırın ve kendilerine güzel sözler söyleyin. Facebook'ta Paylaş
9 Artlarında âciz ve küçük soy-sop bırakacağını düşünerek onlar için nasıl korkup üzüntüye düşerler; yetimler için de Allah´tan korksunlar da sözün doğrusunu söylesinler. Facebook'ta Paylaş
10 Yetimlerin mallarını zulümle yiyenler, ancak ateş yerler, o mallar, karınlarında ateştir âdeta ve onlar, alevli ateşe atılacaklardır. Facebook'ta Paylaş
11 Allah, evlâdınız hakkında size şunu tavsiye eder: Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onun. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu yok da anasıyla babası mîrasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz. Bu, Allah´tan farzdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
12 Çocukları yoksa zevcelerinizin, kalan mallarının yarısı sizindir. Çocukları varsa, vasiyeti yerine getirilip borcu ödendikten sonra dörtte biri sizin. Çocuğunuz yoksa sizden kalanın dörtte biri zevcelerinizin, çocuğunuz varsa, kalan maldan, vasiyet ettiğiniz şey yerine getirilip borcunuz ödendikten sonra sekizde biri onların. Mîras, çocuğu ve babası olmayan bir erkeğe, yahut kadına aitse ve onun da erkek, yahut kız kardeşi varsa her birinin hakkı, altıda birdir. Bunlar birden fazlaysa, mîrasçının vasiyeti yerine getirilip borcu ödendikten sonra kalan malın üçte birine ortak olurlar ve kimsenin de zarar görmemesi gerekir. Allah tarafından size öğüttür ve Allah her şeyi bilir, ceza vermede acele etmez. Facebook'ta Paylaş
13 İşte bunlardır Allah sınırları ve kim Allah´a ve Resûlüne itaat ederse Allah onu, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar ve onlar, ebedî kalırlar orada ve budur pek büyük bir kurtuluş ve kutluluk. Facebook'ta Paylaş
14 Ve kim Allah´a ve Resûlüne isyan eder ve sınırlarını aşarsa onu, daimî kalmak üzere, ateşe atar ve onadır horlayıcı, aşağılık bir hale getirici azap. Facebook'ta Paylaş
15 Kadınlarınızdan kötülükte bulunanların kötülüğüne, içinizden dört tanık getirin. Onlar, tanıklık ederlerse kadınları, ölümlerine dek, yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. Facebook'ta Paylaş
16 Sizden, kötülükte bulunanlar olursa iki tarafı da incitin. Tövbe ederler ve hallerini düzeltirlerse vazgeçin onlardan, şüphe yok ki Allah, tövbeleri kabul eder, rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
17 Şüphe yok ki Allah katında tövbe, ancak bilgisizlikle kötülükte bulunup sonra derhal tövbe edenlerin tövbesidir. Onlardır Allah´ın, tövbelerini kabul ettiği kişiler ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
18 Tövbe, o kişilerin tövbesi değildir ki kötülüklerde bulunup dururlar da sonucu içlerinden birine ölüm gelip çattı mı işte şimdi tövbe ettim ben der ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de tövbe değildir. O kişilerdir onlar ki onlar için elemli bir azap hazırlamışızdır. Facebook'ta Paylaş
19 Ey inananlar, zorla kadınları mîras olarak almanız helâl değildir size. Apaçık kötülükte bulunmadıkları halde onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmek için sıkıştırmayın onları ve onlarla iyi ve güzel geçinin, onlardan hoşlanmadığınız takdîrde de olabilir ki sizin hoşunuza gitmeyen bir şeyde Allah, birçok hayırlar takdîr etmiştir. Facebook'ta Paylaş
20 Zevcenizi bırakıp yerine bir başkasını almak isterseniz bırakacağınıza, yığınlarla mehir vermiş olsanız bile ondan hiçbir şey almayın. İftirâ ederek ve apaçık günaha girerek alır mısınız onu hiç? Facebook'ta Paylaş
21 Nasıl alabilirsiniz ki birbirinizle kaynaşmıştınız ve onlar, sizden adamakıllı söz de almışlardı. Facebook'ta Paylaş
22 Babalarınızın nikâhladığı kadınları almayın. Bu, ancak geçmiş bir âdettir ve geçen, geçip gitmiştir. Şüphe yok ki bu, kötü bir şeydi, iğrenç bir âdetti ve ne de kötü bir yoldu, yordamdı. Facebook'ta Paylaş
23 Haram edilmiştir size analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt emme yüzünden kardeşleriniz olan kızlar ve zevcelerinizin anneleri, zifafa girdiğiniz zevcelerinizin, sizin himâyenizde bulunan ve üvey kızlarınız olan kızları. Ancak zevcelerinizle zifafa girmedinizse kızlarını almanızda bir beis yok. Haram edilmiştir belinizden gelen oğullarınızın zevceleri ve iki kız kardeşi birlikte almak, çünkü bu âdet de geçmiştir artık; şüphe yok ki Allah, bütün suçları örter rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
24 Kocalı kadınlarla evlenmek de haram; ancak sahibi olduğunuz cariyeler müstesna. Allah´ın yazısı bu, emri bunlar size ve bunlardan başkalarını, evlenmeniz ve zinâda bulunmamanız için arayıp istemeniz helâl edilmiştir size. Kadınlardan biriyle evlenerek faydalandığınız takdîrde mehirlerini kararlaştırıldığı veçhile verin. Miktarını tâyin ettikten sonra gönül hoşluğuyla herhangi bir hususta uyuşursanız suç yok size. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
25 İçinizden, hür ve inanmış kadınları almaya gücü yetmeyenler, inanmış erlerin sahip oldukları cariyeleri alsın ve Allah, sizin inancınızı çok iyi bilir. Hepiniz de birsiniz, birbirinizden türediniz. Kötülükte bulunmayan, birisini dost tutmayan namuslu cariyeleri, sahiplerinin izniyle alın, ücretlerini de örfe uygun olarak güzellikle verin, onlar evlendikten sonra kötülükte bulunurlarsa cezaları, hür kadınların cezasının yarısıdır. Bu, içinizden zinâ etmekten korkanlara bir ruhsattır, fakat sabretmeniz size daha hayırlıdır ve Allah, suçları tamamıyla örter, rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
26 Allah, size her şeyi açıklamak ve size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tövbenizi kabul etmek ister ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
27 Ve Allah, tövbenizi kabul etmeyi diler, şehvetlerine uyanlarsa, sizin doğru yoldan tamamıyla sapmanızı. Facebook'ta Paylaş
28 Allah, sizin yükünüzü hafifletmeyi diler ve insan, zâten de zayıf olarak yaratılmıştır. Facebook'ta Paylaş
29 Ey inananlar, aranızda, mallarınızı haksız yere ve boşu boşuna yemeyin, ancak karşılıklı bir uzlaşmayla yapılan alışveriş başka ve birbirinizi öldürmeyin, şüphe yok ki Allah, size rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
30 Ve kim haddini aşarak zulmedip bu işi işlerse onu ateşe sokarız ve bu, Allah´a pek kolaydır. Facebook'ta Paylaş
31 Nehyedildiğiniz büyük günahlardan kaçınırsanız suçlarınızı örteriz ve sizi büyük ve şerefli bir mevkie ulaştırırız. Facebook'ta Paylaş
32 Allah´ın, bâzılarınızı, bir kısmınıza üstün etmesine haset etmeyin. Erkeklerin, kendi kazançlarından payları var, kadınların da kendi kazançlarından payları var. Allah´tan, lütfünü, inâyetini dileyin, çünkü şüphe yok ki Allah her şeyi tamamıyla bilir. Facebook'ta Paylaş
33 Ana ve babayla yakınların bıraktıkları mallara mîrasçı olacak erkek ve kadınları tâyin ettik. Kendileriyle ahitleştiğiniz kişilere de paylarını verin, şüphe yok ki Allah her şeyi görür. Facebook'ta Paylaş
34 Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdîrde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür. Facebook'ta Paylaş
35 Karıyla kocanın arasında bir ayrılık olacağından korkarsanız koca tarafından bir hakem, kadın tarafından da bir hakem gönderin. Aralarının düzelmesini dilerlerse Allah da bu hususta başarı verir onlara. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir ve her şeyden haberdardır. Facebook'ta Paylaş
36 İbâdet edin Allah´a ve ona hiçbir şeyi eş etmeyin. Anaya, babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşulara, uzak komşulara, yolda kalmışlara ve sahibi olduğunuz köle ve cariyelere iyilik edin, çünkü Allah, kendini beğenip övenleri sevmez. Facebook'ta Paylaş
37 Onlar, hem nekeslik ederler, hem de insanlara, nekes olmalarını emrederler ve Allah´ın, kendilerine lütfedip verdiği şeyleri gizlerler ve biz, kâfirlere, horlayıcı, onları aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır. Facebook'ta Paylaş
38 Onlar, Allah´a ve âhiret gününe inanmadıkları halde mallarını, ancak insanlara gösteriş olmak üzere sarfederler. Şeytan kime arkadaş olursa o, arkadaşların en kötüsüne düşmüştür. Facebook'ta Paylaş
39 Ne olurdu Allah´a ve âhiret gününe inanıp Allah´ın kendilerini rızıklandırdığı şeyleri harcasalardı; ve Allah, onları çok iyi bilir. Facebook'ta Paylaş
40 Şüphe yok ki Allah zerre kadar zulmetmez. Zerre miktarı iyilik bile olsa onu kat kat arttırır ve yapana, kendi katından büyük bir mükâfat verir. Facebook'ta Paylaş
41 Ne olacak halleri her ümmetten bir tanık getirdiğimiz, seni de hepsine tanık tuttuğumuz gün? Facebook'ta Paylaş
42 O gün, bir gündür ki kâfirlerle Peygambere isyan edenler, yerle yeksan olmalarını ve Allah´tan hiçbir sözü gizlememiş bulunmalarını dileyecekler. Facebook'ta Paylaş
43 Ey inananlar, namaza yaklaşmayın ne söylediğinizi bilmeyecek kadar sarhoşken ve yolda değilseniz yıkanıncaya dek cünüpken. Hastaysanız, yahut yolculuktaysanız, yahut biriniz ayakyolundan gelirse, yahut da kadınlara dokunursanız, su bulamadığınız takdîrde temiz toprakla teyemmüm edin, toprağı, yüzünüze ve ellerinize sürün. Şüphe yok ki Allah, bağışlayıcıdır, suçları örter. Facebook'ta Paylaş
44 Görmez misin kendilerine kitaptan bir pay verilenleri? Sapıklığı satın alıyorlar ve sizi de yoldan saptırmak istiyorlar. Facebook'ta Paylaş
45 Ve Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir ve dost olarak da Allah yeter, yardımcı olarak da Allah yeter. Facebook'ta Paylaş
46 Yahûdi olanlardan, sözleri yerlerinden alıp değiştirenler de var ve işittik de isyan ettik derler, işit, işitmeyesice ve dillerini eğip bükerek ve dini kınayarak bizi de gözet derler. İşittik ve itaat ettik, bizi de dinle ve bize de bak deselerdi onlar için daha hayırlı, daha doğru olurdu, fakat Allah, küfürleri yüzünden onları rahmetinden uzaklaştırdı, pek azından başkası imana gelmez onların. Facebook'ta Paylaş
47 Ey kendilerine kitap verilenler, yüzlerinizi mahvedip eski haline getirmeden, yahut cumartesi gününü tanıyanlara lânet ettiğimiz gibi size de lânet etmeden, sizdeki kitabı da gerçeklemek üzere indirdiğimiz kitaba inanın ve Allah´ın emri, mutlaka yerine gelecek. Facebook'ta Paylaş
48 Şüphe yok ki Allah, kendisine eş tanıyanları yarlıgamaz, ondan başka dilediğinin bütün suçlarını yarlıgar ve kim Allah´a eş tanırsa gerçekten de büyük bir iftirâda bulunmuş, pek büyük bir suç işlemiştir. Facebook'ta Paylaş
49 Görmez misin kendilerini temize çıkarmaya savaşanları, halbuki Allah, dilediğini arıtır, temizler ve onlar, hurma çekirdeğinin içindeki incecik kıl kadar bile zulüm görmezler. Facebook'ta Paylaş
50 Hele bak, Allah´a nasıl iftirâ ediyor, ona yalan isnat ediyorlar ve yeter bu apaçık suç onlara. Facebook'ta Paylaş
51 Görmez misin, kendilerine kitaptan bir pay verilenler, puta, şeytan´a inanırlar da kâfirler için bunlar derler, inananlara nispetle daha doğru yolda. Facebook'ta Paylaş
52 Onlar, o kişilerdir ki Allah onlara lânet etmiştir ve Allah kime lânet ettiyse ona gerçekten de hiçbir yardımcı bulunmaz. Facebook'ta Paylaş
53 Yoksa onların saltanattan bir payları mı var? Böyle olsa da insanlara bir habbe bile vermezler. Facebook'ta Paylaş
54 Yoksa Allah´ın, lütfedip insanlara ihsân ettiği şeylere haset mi ediyorlar? Gerçekten de biz İbrahîm soyuna kitap ve hikmet verdik ve onlara büyük bir saltanat ihsân ettik. Facebook'ta Paylaş
55 Onlardan, ona inanan da var, ondan yüz çeviren de ve bunlara alevli, yakıp kavuran cehennem yeter. Facebook'ta Paylaş
56 Şüphe yok ki âyetlerimizi inkâr edenleri, yakında ateşe atarız. Derileri yanıp eridikçe de azâbı tatsınlar diye yerlerine yeniden yeniye deri bitiririz. Şüphe yok ki Allah üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
57 İnanıp iyi işlerde bulunanlarıysa kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokarız. Ebedî kalırlar orada. Onlara orada her çeşit ayıptan arınmış tertemiz eşler var ve onları kaba gölgelikte huzura, rahata kavuştururuz. Facebook'ta Paylaş
58 Şüphe yok ki Allah, emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten de Allah, size ne de güzel öğüt vermede. Şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, görür. Facebook'ta Paylaş
59 Ey inananlar, Allah´a, peygambere ve içinizden emredecek kudret ve liyakata sahip olanlara itaat edin. Allah´a ve âhiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilâfa düştünüz mü o hususta Allah´a ve Peygambere mürâcaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir. Facebook'ta Paylaş
60 Görmez misin sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inandıklarını sananlar, Şeytan tarafından yargılanmalarını dilerler, halbuki onu inkâr etmeleri emredilmişti onlara ve Şeytan, onları tamamıyla sapıtmak, doğru yoldan pek uzak bırakmak ister. Facebook'ta Paylaş
61 Onlara, Allah´ın indirdiğine ve peygambere gelin dendi mi görürsün ki münafıklar, senden tamamıyla uzaklaşırlar. Facebook'ta Paylaş
62 Elleriyle hazırladıkları bir felâkete uğrayınca da halleri nice olur? Sonra sana gelirler Allah´a yemin ederek ve biz, ancak iyilik etmek, ara bulmak istedik diyerek. Facebook'ta Paylaş
63 Onlar, öyle kişilerdir ki Allah bilir kalplerinde olanı, yüz çevir onlardan, öğüt ver onlara, kendi hallerine dair tesirli, dokunaklı sözler söyle onlara. Facebook'ta Paylaş
64 Biz, her peygamberi ancak, Allah izniyle ona itaat edilsin diye gönderdik; onlar da nefislerine zulmettikleri vakit sana gelerek Allah´ın, kendilerini yarlıgamasını isteselerdi, Peygamber de onların yarlıganmalarını dileseydi elbette Allah´ın tövbeleri kabul edici rahîm olduğunu görür, anlarlardı. Facebook'ta Paylaş
65 Fakat öyle değil; andolsun Rabbine ki onlar iman etmiş olmazlar aralarında çıkan ihtilâflarda seni hakem etmedikçe ve sonra da yüreklerinde hiçbir sıkıntı, üzüntü duymadan verdiğin hükmü kabul eylemedikçe ve tamamıyla sana teslîm olmadıkça. Facebook'ta Paylaş
66 Biz onlara, kendinizi öldürün, yahut ülkenizden çıkın diye emretseydik, bunu onlara farz etmiş olsaydık ancak içlerinden pek azı bunu yapardı. Halbuki kendilerine verilen öğüdü tutsalar, deneni yapsalardı bu, hem onlara daha hayırlı olurdu, hem de inançlarını kökleştirirdi. Facebook'ta Paylaş
67 Biz de o vakit, onları, katımızdan büyük bir mükâfatla mükâfatlandırırdık. Facebook'ta Paylaş
68 Ve onları dosdoğru yola sevk ederdik. Facebook'ta Paylaş
69 Ve kim Allah´a ve Peygambere itaat ederse o ve o çeşit kişiler Allah´ın, nimetleriyle nimetlendirdiği peygamberlerle, gerçeklerle, şehitlerle ve iyi adamlarla eş olur, onlara katılırlar ve onlar, ne de güzel arkadaştır. Facebook'ta Paylaş
70 Bu lütuf ve ihsân, Allah´tandır ve Allah´ın her şeyi bilmesi yeter. Facebook'ta Paylaş
71 Ey inananlar, ihtiyata ait gereken tedbîrleri alın da bölük bölük, yahut hep birden ilerleyin. Facebook'ta Paylaş
72 İçinizde mutlaka ağır davranan olacak ve size bir felâket gelip çatınca da diyecek ki: Allah, gerçekten de bana lütfetti de o zaman, onlarla berâber bulunmadım. Facebook'ta Paylaş
73 Size Allah´tan bir lütuf ve ihsân gelince de onunla sizin aranızda hiçbir dostluk yokmuş gibi keşke diyecek, ben de onlarla berâber olsaydım da ben de o büyük lütfa nail olsaydım, ben de muradıma erseydim. Facebook'ta Paylaş
74 Artık Allah yolunda savaşsın dünya yaşayışı yerine âhireti satın alanlar ve kim Allah yolunda savaşır da öldürülür, yahut üstün olursa ona büyük bir ecir vereceğiz. Facebook'ta Paylaş
75 Ne oluyor size ki zayıf ve âciz erkeklerle kadınlar ve çocuklar, Rabbimiz bizi ahalisi zâlim olan şu şehirden çıkar, bize katından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla deyip dururlarken siz, Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
76 İnananlar, Allah yolunda savaşırlar, kâfir olanlar, Şeytan yolunda savaşırlar. Savaşın Şeytan´ın dostlarıyla ve şüphe yok ki Şeytan´ın hîlesi zayıftır. Facebook'ta Paylaş
77 Görmez misin savaştan el çekin ve namaz kılın, zekât verin denenleri? Onlara savaş farz edilince içlerinden bir kısmı, insanlardan, Allah´tan korkar gibi, hattâ daha da fazla korkmaya başladılar da ne olurdu, yakın olan ölümümüze dek bu emri geciktirseydin, bize savaşı emretmeseydin dediler. De ki: Dünyanın zevki azdır, âhiretse sakınanlar için daha hayırlıdır ve onlar, hurma çekirdeğinin içindeki incecik kıl kadar bile zulüm görmezler. Facebook'ta Paylaş
78 Nerede olursanız olun, ölüm sizi bulur; hattâ isterseniz sağlamlaştırılmış yüksek kalelerde olun. Onlara bir iyilik geldi mi bu derler, Allah´tan. Bir kötülük geldi mi, bu derler, senden. De ki: Hepsi Allah´tan. Ne oldu bu kavme ki hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyor. Facebook'ta Paylaş
79 Sana gelen iyiliğe ait şey Allah´tandır, kötülüğe ait olansa nefsinden ve biz seni insanlara peygamber olarak gönderdik, buna tanık olarak Allah yeter. Facebook'ta Paylaş
80 Peygambere itaat eden, gerçekten de Allah´a itaat etmiştir, yüz çevirene gelince; zâten biz seni onları korumak için göndermedik ki. Facebook'ta Paylaş
81 Bizden itaat etmek derlerse de yanından ayrıldılar mı onların bir kısmı, geceleyin senin dediğinden bambaşka şeyler kurar, Allah da onların kurduklarını yazar. Yüz çevir onlardan de dayan Allah´a, Allah yeter koruyucu olarak. Facebook'ta Paylaş
82 Hâlâ mı düşünmezler Kur´ân´ı Allah katından gayrı bir yerden gelseydi onda, birbirini tutmaz birçok şeyler bulurlardı. Facebook'ta Paylaş
83 Emniyete, yahut korkuya ait bir haber duysalar derhal yayarlar. Halbuki Peygambere ve içlerinden emre salâhiyeti olanlara başvursalardı bu haberi arayıp duyarak yayanlar, elbette onlardan gerçeğini öğrenirlerdi. Allah´ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan´a uyup gitmiştiniz. Facebook'ta Paylaş
84 Gayrı savaş Allah yolunda, kendinden başkasından sorumlu değilsin sen ve teşvik et inananları. Olur da Allah kâfirlerin zararını ve zulmünü defedip giderir ve Allah´ın azâbı da pek çetindir, cezası da. Facebook'ta Paylaş
85 Kim iyi bir şefaatte bulunursa o şefaatten payı vardır ve kim kötü bir şefaatte bulunursa ondan payı var ve Allah her şeyi bilir korur. Facebook'ta Paylaş
86 Size selâm verildiği vakit selâmı daha güzel bir sözle, yahut aynı sözle alın ve Allah, şüphe yok ki her şeyi hakkıyla hesaplar. Facebook'ta Paylaş
87 Bir Allah´tır ki yoktur ondan başka tapacak. Kıyâmet gününde hepinizi toplayacaktır ve o günde hiç şüphe yoktur ve kimdir Allah´tan daha doğru sözlü? Facebook'ta Paylaş
88 Ne oluyor size de münâfıklar hakkında iki bölük oluyorsunuz, Allah onları, kazandıkları suçları yüzünden gerisin geri küfre döndürdü; Allah´ın yoldan çıkarıp azdırdığını doğru yola getirmek mi istersiniz? Ve Allah kimi azdırdıysa artık onun için hiçbir yol bulamazsınız. Facebook'ta Paylaş
89 Onlar, sizin de kendileri gibi kâfir olmanızı ve böylece de hepinizin bir olmanızı isterler, onun için Allah yolunda yurtlarından göçmedikçe onların hiçbirini dost edinmeyin. Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse tutun onları ve öldürün onları bulduğunuz yerde ve onlardan ne dost edinin, ne yardımcı. Facebook'ta Paylaş
90 Ancak sizinle onların arasında ahitleşme olan bir kavme sığınanlar, yahut sizinle veya kendi kavimleriyle savaşmaya yürekleri dayanmayıp size gelenler, bu hükümden dışarıdır ve Allah dileseydi onları size mûsâllat ederdi de sizinle savaşırlardı. Sizi bırakırlar, sizinle savaşmazlar ve barış teklifinde bulunurlarsa Allah da onların aleyhinde bulunmaya bir yol bırakmamıştır size. Facebook'ta Paylaş
91 Başka bir bölüğünü de şöyle bulacaksınız: Onlar, sizden de emin olmak isterler, kavimlerinden de. Fakat bir fitneye sevk edilince tâ içine dalıverirler. Onlar sizi bırakmazlar, sizinle barış halinde yaşamazlar ve sizden el çekmezlerse tutun onları, öldürün onları bulduğunuz yerde ve işte size, onlara karşı apaçık bir kudret ve salâhiyet verdik. Facebook'ta Paylaş
92 İnanan birisinin, bir inanmış kişiyi öldürmesi câiz değildir, ancak yanlışlıkla olursa o başka. Yanlışlıkla bir mümini öldüren, mümin bir köle azat eder, öldürülenin âilesine de kan pahası verir, ancak âilesi, kan pahasını sadaka olarak bağışlarsa vermez. Öldürülen, mümin olmakla berâber size düşman olan bir kavimdense öldüren, mümin bir köle azat eder. Öldürülen, aranızda ahitleşme olan bir kavimdense âilesine kan pahası vermek ve bir mümin azat etmek gerek. Bunları yapamayan, Allah´a tövbe ederek iki ay, birbiri ardınca oruç tutar ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
93 Ve kim bir mümini kasten öldürürse cezası cehenneme atılmaktır, ebedî kalır orada ve Allah ona gazap eder ve rahmetinden uzaklaştırır onu ve ona pek büyük bir azap hazırlamıştır da. Facebook'ta Paylaş
94 Ey inananlar, Allah yolunda savaşa gittiğiniz zaman pek dikkatli ve ihtiyatlı olun ve size selâm verene, dünya menfaatini dileyerek sen mümin değilsin demeyin, şüphe yok ki Allah katında çok ganîmetler var. Siz de önce böyleydiniz de Allah size lütfetti, o halde dikkat edin, ihtiyatlı olun; hiç şüphe yok ki Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Facebook'ta Paylaş
95 Mâzeretleri olanlar müstesna, müminlerden savaşa katılmayıp oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar, eşit olamaz. Allah, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda savaşanları, derece bakımından, oturanlardan üstün etmiştir. Allah, hepsine de iyilikler, güzellikler vaat etti ve Allah üstün etti savaşanları oturanlardan, pek büyük bir ecirle. Facebook'ta Paylaş
96 Kendi katından ihsân ettiği derecelerle, yarlıgamayla ve rahmetle ve Allah suçları örtüp yarlıgayan rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
97 Melekler, nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken ne haldeydiniz derler. Onlar da, yeryüzünde derler, âciz kişilerdik biz. Melekler, Allah´ın yeri geniş değil miydi derler, siz de hicret edeydiniz. İşte onlardır yurtları cehennem olanlar ve orası, ne de kötü bir yurttur. Facebook'ta Paylaş
98 Ancak yurtlarından göçmek için bir düzen, bir yol bulamayan gerçekten de âciz erkeklerle kadınlar ve çocuklar bu hükümden dışarı. Facebook'ta Paylaş
99 Onlardır Allah´ın bağışlayacağı umulanlar ve Allah bağışlayıcıdır, suçları örtücüdür. Facebook'ta Paylaş
100 Allah yolunda yurdundan göçen, yeryüzünde barınacak birçok yerler bulur, ferahlığa erer ve kim, Allah ve Peygamberi uğrunda evinden çıkıp hicret eder de sonra ona ölüm gelip çatarsa onun ecri Allah´a aittir ve Allah suçları örter rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
101 Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin, size bir zarar vereceğinden ürkerseniz namazı kısaltmada bir vebal yok size ve kâfirler, zâten size apaçık düşmandır. Facebook'ta Paylaş
102 Onların içinde bulunur da namaz kıldırırsan onların bir kısmı seninle berâber ve silâhları yanlarında olarak namaz kılsın, secde ettiler mi öbür kısmı, arkanızda dursun. Sonra namaz kılmayan takım gelsin, seninle namaz kılsın, kalkanlarını, silâhlarını üstlerinde bulundursunlar. Kâfirler, birdenbire üstünüze bir saldırışta bulunmak için sizin silâhlarınızdan, eşyanızdan gafil olmanızı isterler. Ancak yağmurdan dolayı müşkülâta uğrarsanız, yahut hastaysanız silâhlarınızı çıkarmada vebal yok size, Facebook'ta Paylaş
103 Namazı kıldıktan sonra ayaktayken, otururken ve yanınıza yaslanınca Allah´ı anın, tam emniyete ve huzura ulaşınca da namazı dosdoğru kılın, çünkü namaz, müminlere muayyen vakitlerde kılınmak üzere farz edilmiştir. Facebook'ta Paylaş
104 Düşman olan kavmi takipte gevşek davranmayın. Siz acı duyuyorsanız şüphe yok ki onlar da sizin duyduğunuz acıyı duyuyorlar ve siz Allah´tan, onların ummadığı şeyleri umuyorsunuz ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
105 Biz sana kitabı, insanlar arasında Allah´ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye bir gerçek olarak indirdik, hainleri savunma. Facebook'ta Paylaş
106 Allah´tan yarlıganma dile, şüphe yok ki Allah, suçları örten rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
107 Nefislerine hâinlik edenlerden yana çıkıp uğraşma; şüphe yok ki Allah, hâinlikte ileri giden suçluları sevmez. Facebook'ta Paylaş
108 İnsanlardan gizlerler de Allah´tan gizlemezler, halbuki Tanrının râzı olmadığı sözü geceleyin söylerler, düzenler düzerlerken de o, onlarlaydı ve Allah, onların bütün yaptıklarını kavrar. Facebook'ta Paylaş
109 İşte siz o kişilersiniz ki dünya hayâtında onları tuttunuz, onlar için uğraştınız; fakat kıyâmet gününde, Allah´a karşı kim savunacak onları, yahut kim koruyacak onları? Facebook'ta Paylaş
110 Kim bir kötülük eder, yahut nefsine karşı zulümde bulunur da sonra Allah´tan yarlıganmak dilerse Allah´ı, suçları örtücü ve rahîm olarak bulur. Facebook'ta Paylaş
111 Kim bir suç işlerse o suçu kendi aleyhine kazanmıştır, zararı kendine ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
112 Kim bir hatada bulunur, yahut suç işler de onu bir suçsuza isnat ederse iftirâda bulunmuş, apaçık bir günahı yüklenmiş olur. Facebook'ta Paylaş
113 Allah´ın sana lütfü, ihsânı ve rahmeti olmasaydı onların bir kısmı seni bile doğru yoldan çıkarmayı kurmuştu, fakat onlar, ancak kendilerini sapıklığa sevk ederler ve hiçbir hususta sana zarar veremezler ve Allah, sana kitabı ve hikmeti indirdi ve evvelce bilmediğin şeyleri öğretti sana ve Allah´ın, sana lütfü ve ihsânı pek büyüktür. Facebook'ta Paylaş
114 Onların toplanıp gizlice konuşmalarının çoğunda hayır yoktur; ancak kim sadakayı, iyiliği ve insanların arasını bulmayı emrederse onun sözünde hayır var. Allah´ın razılığını kazanmak için bunları yapana pek büyük bir mükâfat vereceğiz. Facebook'ta Paylaş
115 Kendisince doğru yol apaçık belli olduktan sonra Peygambere aykırı hareket eden ve inananların yolundan başka bir yola giden kişiyi döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme atarız; orası, ne de kötü yerdir. Facebook'ta Paylaş
116 Şüphe yok ki Allah, kendisine eş tanıyanı yarlıgamaz, bundan başka dilediği kişinin bütün suçlarını örter, yarlıgar ve kim Allah´a eş tanırsa öylesine sapıtmıştır ki tuttuğu yol, doğru yoldan pek uzaktır. Facebook'ta Paylaş
117 Onlar, Allah´ı bırakırlar da dişi saydıkları putlara taparlar, böylece de ancak inatçı Şeytan´a tapmış olurlar. Facebook'ta Paylaş
118 Allah´sa ona lânet etmişti, o da demişti ki: Andolsun ki kullarından bir kısmını, ayartacağım da. Facebook'ta Paylaş
119 Onları doğru yoldan saptıracağım, olmaz isteklere sürükleyeceğim, putlara hayvanlar adatacağım da onların kulaklarını yarmalarını, Allah´ın yarattığını bozmalarını emredeceğim. Allah´ı bırakıp Şeytan´ı dost edinen, apaçık bir zarara düşmüş, ziyana uğramıştır. Facebook'ta Paylaş
120 Şeytan, onlara vaatlerde bulunur, onları olmayacak isteklere sürükler, kuruntular verir; fakat Şeytan´ın vaatleri, ancak aldatıştan ibarettir. Facebook'ta Paylaş
121 Onlardır yurtları cehennem olanlar ve oradan başka bir sığınak bulamazlar. Facebook'ta Paylaş
122 İnananları ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, oralarda ebedî kalacaklar; işte Allah´ın gerçek vaadi ve kimdir Allah´tan daha doğru sözlü? Facebook'ta Paylaş
123 Ne sizin boşuna kuruntularınızın aslı var, ne kitap ehlinin kuruntularının aslı. Kim kötülük ederse cezasını görür ve Allah´tan başka ne bir dost bulur, ne bir yardımcı. Facebook'ta Paylaş
124 Erkek olsun, kadın olsun, inanıp da iyi işlerde bulunanlar, cennete girerler ve kıl kadar bile zulüm görmezler, hakları zayi olmaz. Facebook'ta Paylaş
125 Kimin dini daha güzeldir iyilikte bulunarak özünü Allah´a teslîm eden ve Tanrıyı bir tanıyan İbrahîm´in dinine uyan kişinin dininden ve Allah İbrahîm´i dost edinmiştir. Facebook'ta Paylaş
126 Allah´ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve Allah, her şeyi kavramış, kuşatmıştır. Facebook'ta Paylaş
127 Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar, de ki: Onlar hakkındaki fetvayı Allah veriyor ve kendilerine verilmesi icap eden mîrası vermediğiniz ve beğenip almadığınız yetim kızlarla âciz çocuklar hakkında ve yetimlere adâletle muâmele hususunda işte size kitapta okunan hüküm. Hayra ait neler yaparsanız şüphe yok ki Allah hepsini bilir. Facebook'ta Paylaş
128 Kadın, kocasının kendisine eziyet edeceğinden, yahut kendisini ihmal edeceğinden korkarsa karıyla kocanın, kendi aralarında uzlaşıp barışmaları hususunda her ikisine de vebal yok ve barış, daha hayırlıdır da. Zâten nefislerde nekeslik meyli vardır, fakat iyilik eder, hoş geçinir ve sakınırsanız şüphe yok ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Facebook'ta Paylaş
129 Kadınlar arasında adâletle muâmele etmeyi ne kadar isteseniz, bu hususa ne kadar düşseniz imkân yok, yapamazsınız, adâletle muâmele edemezsiniz. Hiç olmazsa onların birine tamamıyla meyledip öbürünü muallâktaymış gibi bir vaziyete düşürmeyin, uzlaşır ve sakınırsanız şüphe yok ki Allah, suçları örter rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
130 Karıyla koca ayrılacak olurlarsa Allah, her birini lütuf ve keremiyle ihtiyaçtan kurtarır ve Allah´ın lütfu boldur, hüküm ve hikmet sahibidir o. Facebook'ta Paylaş
131 Ve Allah´ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde Andolsun ki sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de Allah´tan çekinmenizi tavsiye ettik. Fakat kâfir olursanız şüphe yok ki Allah´ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve Allah, her şeyden müstağnîdir ve övüş ona lâyıktır. Facebook'ta Paylaş
132 Ve Allah´ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve koruyucu olarak Allah yeter. Facebook'ta Paylaş
133 Dilerse ey insanlar, sizi ortadan kaldırır, başkalarını getirir ve Allah´ın buna gücü yeter. Facebook'ta Paylaş
134 Dünya mükâfatını dileyen bilsin ki dünya mükâfatı da Allah´ın yanındadır, âhiret mükâfâtı da ve Allah her şeyi duyar, görür. Facebook'ta Paylaş
135 Ey inananlar, Allah için daima adâleti tam yerine getirin ve tanıklığı o yolda yapın, hattâ kendi aleyhinize, yahut anayla babanın ve yakınların aleyhine bile olsa. Hattâ zengin, yahut yoksul bile olsa, çünkü Allah ikisine de sizden daha ziyade sahiptir, sizden daha fazla korur onları ve siz, adâleti icra ederken nefsinizin dileğine uymayın. Bir tarafı gözeterek hüküm verir, yahut birinden yüz çevirirseniz bilin ki Allah, şüphe yok, yaptıklarınızın hepsinden haberdardır. Facebook'ta Paylaş
136 Ey inananlar, inanın Allah´a ve Peygamberine ve Peygamberine indirdiği kitaba ve evvelce inen kitaba ve kim Allah´a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe inanmazsa şüphe yok ki doğru yoldan pek uzak kalmış, tamamıyla sapıtmış gitmiştir. Facebook'ta Paylaş
137 O kişiler ki iman ettiler de sonra kâfir oldular, sonra gene iman ettiler, sonra gene kâfir oldular, sonra da küfürlerini arttırdılar, Allah suçlarını örtmez onların ve doğru yola getirmez onları. Facebook'ta Paylaş
138 Münâfıkları, elemli bir azapla müjdele. Facebook'ta Paylaş
139 Onlar, inananları bırakırlar da kâfirleri dost edinirler. Yüceliği, kudreti onlardan mı umuyorlar, onlardan mı arıyorlar? Hiç şüphe yok ki bütün yücelik ve kudret Allah´ındır. Facebook'ta Paylaş
140 Kitapta, Allah´ın âyetlerini inkâr ettiklerini ve onlarla eğlendiklerini duyarsanız, başka bir bahisten söz açıncaya dek onlarla oturmayın, yoksa siz de onlara benzersiniz diye size bir emir indirmiştir. Şüphe yok ki Allah, münâfıklarla kâfirlerin hepsini de cehennemde toplayacaktır. Facebook'ta Paylaş
141 Onlar, sizin ahvâlinizi gözetip dururlar. Siz, Allah´ın lütfüyle bir fetih elde ederseniz biz de derler, sizinle değil miydik? Kâfirlere bir zafer payı düşse üstünlüğünüzü temin etmedik mi, inananların, size hücumunu menetmedik mi derler. Kıyamet gününde, Allah hakkınızda hükmeder ve Allah, kâfirlere, müminler aleyhine bir yol, bir başarı vermez. Facebook'ta Paylaş
142 Münâfıklar, Allah´ı kandırmak isterler ve o da onların cezasını verir. Onlar, namaza üşenerek kalkarlar, halk görsün diye kılarlar ve Allah´ı pek az anarlar ancak. Facebook'ta Paylaş
143 Onlar, imanla küfür arasında bocalayıp dururlar, ne onlara mal olurlar, ne bunlara ve Allah, kimi doğru yolundan saptırdıysa onu yola getiremezsin artık. Facebook'ta Paylaş
144 Ey inananlar, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. İster misiniz kendi aleyhinizde Allah´a apaçık bir delil veresiniz? Facebook'ta Paylaş
145 Şüphe yok ki münâfıklar, ateşin en aşağı katındadırlar ve kesin olarak onlara bir tek yardımcı bile bulamazsın. Facebook'ta Paylaş
146 Ancak tövbe edenler, ıslah olanlar, Allah´a sarılanlar ve Allah için dinlerinde ihlas sahibi bulunanlar müstesna. Onlar, inananlarladır ve Allah, müminlere pek büyük bir ecir verecektir. Facebook'ta Paylaş
147 Allah ne diye azâb etsin size şükrederseniz ve inanırsanız ve Allah şükredenlerin mükâfatını verir ve onları bilir zâten. Facebook'ta Paylaş
148 Allah, zulüm gören müstesna, kötü sözün apaçık söylenmesini sevmez ve Allah duyar, bilir. Facebook'ta Paylaş
149 Açıkça bir hayır yaparsanız, yahut yaptığınız hayrı gizlerseniz, yahut da gördüğünüz kötülüğü bağışlarsanız bilin ki Allah, şüphe yok, bağışlayıcıdır, her şeye gücü yeter. Facebook'ta Paylaş
150 Onlar, öyle kişilerdir ki Allah´ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah´la peygamberlerinin arasını ayırmak isterler ve bâzısına inandık, bâzısına inanmadık derler ve imanla küfür arasında bir yol tutmak isterler. Facebook'ta Paylaş
151 İşte onlardır gerçekte kâfirler ve biz kâfirler için, aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır. Facebook'ta Paylaş
152 Allah´a ve peygamberlerine inananlara ve içlerinden hiçbirini ayırt etmeyenlere gelince: Onlara ecirleri verilecektir ve Allah, suçları örten rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
153 Kitap ehli, onlara gökten bir kitap indirmeni isterler, Mûsâ´dan bundan da büyük bir şey istemişler, bize Allah´ı apaçık göster demişlerdi de zulümleri yüzünden bir yıldırım düşüp yakıvermişti onları. Sonra da onlara apaçık deliller geldiği halde buzağıya tanrı demişlerdi, gene de bu suçlarını bağışlamıştık da Mûsâ´ya apaçık bir kudret vermiştik. Facebook'ta Paylaş
154 Ettikleri ahdi yerine getirsinler diye Tur dağını, oldukları yerin üstünde yüceltmiş ve onlara, şehrin kapısından secde ederek girin demiştik ve cumartesi günü demiştik, haddi aşmayın ve onlardan pek kuvvetli bir söz almıştık. Facebook'ta Paylaş
155 Sonra sözlerinde durmayıp ahitlerini bozmaları, Allah´ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve kalplerimiz kapalı, anlamıyoruz demeleri yüzünden cezalarını buldular; kalplerini, küfürleri yüzünden Allah kapamıştır, o yüzden de içlerinden ancak pek azı imana gelir. Facebook'ta Paylaş
156 Ve inkâr etmeleri, Meryem hakkında söz söylemeleri, ona pek büyük bir iftirâda bulunmaları. Facebook'ta Paylaş
157 Ve biz Allah´ın peygamberi Meryemoğlu ve Mesîh İsa´yı öldürdük demeleri yüzünden cezalarını buldular. Onu öldüremediler de, asamadılar da, onlara öyle göründü. Zâten ihtilâfa düştükleri şeyde de onun hakkında zan içindedir onlar, ona ait bir bilgileri yoktur da ancak şüpheye kapılırlar. Gerçekten de apaçık onu öldüremediler. Facebook'ta Paylaş
158 Allah onu kendisine yüceltti ve Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
159 Ve kitap ehlinden hiçbiri kalmayacak ki onun ölümünden önce ona inanmasın, o da kıyâmet günü, onların aleyhine tanık olacak. Facebook'ta Paylaş
160 Yahûdi olanlardan meydana gelen zulüm yüzünden de onlara helâl edilen tertemiz şeyleri haram ettik ve bu, halkın çoğunu Allah yolunda menetmeleri. Facebook'ta Paylaş
161 Nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri yüzündendir ve biz, içlerinden kâfir olanlara elemli bir azap hazırladık. Facebook'ta Paylaş
162 Fakat onlardan bilgide ileri olanlar ve inananlar, sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilenlere de ve namaz kılanlardır, zekât verenlerdir, Allah´a ve âhiret gününe inananlardır onlar ve biz onlara büyük bir ecir vereceğiz. Facebook'ta Paylaş
163 Biz vahyettik sana, nitekim vahyettik Nûh´a ve ondan sonraki peygamberlere ve vahyettik İbrahîm´e, İsmâîl´e, İshak´a, Yakup´a ve evlâtlarına ve İsa´ya, Eyyub´a, Yûnus´a, Hârûn´a ve Süleyman´a ve Dâvûd´a Zebur´u verdik. Facebook'ta Paylaş
164 Ve öyle peygamberler var ki onların ahvâlini anlattık sana önceden ve Allah Mûsâ ile de konuşmuştu. Facebook'ta Paylaş
165 Ve peygamber, müjdeleyenlerdir ve korkutucu haber verenler; tâ ki insanların, peygamberler geldikten sonra Allah´a karşı bir mazeretleri, bir bahaneleri kalmasın artık ve Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
166 Fakat Allah, sana indirdiği kitapla tanıklık eder ki onu, bilerek indirmiştir ve melekler de tanıklık ederler ve tanık olarak Allah yeter. Facebook'ta Paylaş
167 Kâfir olanlar ve halkı Allah yolundan çıkaranlarsa öylesine sapıtmışlardır ki tuttukları yol, doğru yoldan pek uzaktır. Facebook'ta Paylaş
168 Kâfir olanları ve zulmedenleri Allah yarlıgamaz ve onları hiç bir yola sevk etmez. Facebook'ta Paylaş
169 Ancak cehennem yoluna sevk eder, ebedî kalırlar orada ve bu, Allah´a pek kolaydır. Facebook'ta Paylaş
170 Ey insanlar, şüphe yok ki peygamber, Rabbinizden gerçek olarak gelmiştir size, siz de inanın, hayırlıdır size bu. İnkâr ederseniz şüphe yok ki Allah´ındır ne varsa göklerde ve yeryüzünde ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Facebook'ta Paylaş
171 Ey kitap ehli, dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında gerçek olanı söyleyin. Meryemoğlu Mesîh İsa, ancak Allah´ın peygamberidir ve Meryem´e ilga ettiği kelimesidir ve kendisine ait bir ruhtur. Artık inanın Allah´a ve peygamberlerine ve Tanrı üçtür demeyin, vazgeçin bundan, bu hayırlıdır size. Allah, ancak tek tanrıdır, oğul sahibi olmaktan münezzehtir ve onundur ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve koruyucu olarak Allah yeter. Facebook'ta Paylaş
172 Ne Mesîh, Allah´a kul olmaktan çekinir, ne de Tanrının kendisine yakınlaştırdığı melekler ve ona kulluktan çekinen ve ululanmak isteyenleri o, tapısında toplayacaktır. Facebook'ta Paylaş
173 İnananların ve iyi işler işleyenlerin ecirlerini ödeyecek ve lütfünü, onlar hakkında daha da arttıracaktır. Kulluktan çekinip ululanmak isteyenleriyse elemli bir azapla azaplandıracaktır ve onlar, Allah´tan başka ne bir dost bulurlar, ne bir yardımcı. Facebook'ta Paylaş
174 Ey insanlar, size Rabbinizden reddi mümkün olmayan bir delil gelmiştir ve size apaçık bir nur indirmişizdir. Facebook'ta Paylaş
175 Allah´a inanıp ona sarılanları o, kendi rahmetine ve ihsânına alacak ve onları doğru yola sevkedecektir. Facebook'ta Paylaş
176 Fetva isterler senden, de ki; Allah size fetva vermede babası ve çocuğu olmayanın mîrasına ait: Evlâdı olmayan bir erkek ölür de onun bir tek kız kardeşi kalırsa bıraktığı malın yarısı onundur. Mîrasçı erkek kardeşse çocuğu ve babası olmayan kız kardeşinin bıraktığı bütün mal, onundur; kız kardeş ikiyse, yahut daha fazlaysa erkek kardeşin bıraktığı malın üçte ikisini alırlar. Mîrasçılar, aynı şartlar dahilinde erkek ve kız kardeşlerse erkeğe, kadına nispetle iki pay verilir. Allah, size doğru yoldan sapmamanız için bunları açıklamaktadır ve Allah, her şeyi bilir. Facebook'ta Paylaş