Kamer Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Yaklaştı kıyâmet ve yarıldı ay. Facebook'ta Paylaş
2 Ve onlar, bir delil gördüler mi yüz çevirirler de sürüp giden bir büyü derler. Facebook'ta Paylaş
3 Ve yalanlarlar ve dileklerine uyarlar ve her iş, kararlaştırılmıştır. Facebook'ta Paylaş
4 Ve andolsun, öyle haberler geldi onlara ki o haberlerde onları vazgeçirecek, onlara öğüt verecek şeyler vardı. Facebook'ta Paylaş
5 Yüksek hikmet vardı, derken korkutuşlar fayda vermedi gitti. Facebook'ta Paylaş
6 Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır. Facebook'ta Paylaş
7 Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir. Facebook'ta Paylaş
8 Yönelirler çağırana; kâfirler, bugün derler, ne de zorlu gün. Facebook'ta Paylaş
9 Onlardan önce Nûh kavmi de kulumuzu yalanlamıştı ve delil dediler ona, pek fenâ incittiler onu. Facebook'ta Paylaş
10 Derken Rabbine duâ etti: Şüphe yok ki altoldum ben, artık sen yardım et bana. Facebook'ta Paylaş
11 Derken açtık göklerin kapılarını da şarıl şarıl ardı gelmez yağmurlar yağdırdık. Facebook'ta Paylaş
12 Ve yerden de sular fışkırttık, derken sular, mukadder bir emre göre birleşti. Facebook'ta Paylaş
13 Ve onu, tahtalardan yapılmış ve mıhlarla kenetlenmiş bir gemide taşıdık. Facebook'ta Paylaş
14 Gözümüzün önünde akıp giderdi; bir mükâfattı nankörlük görene. Facebook'ta Paylaş
15 Ve andolsun ki bir delil olarak bıraktık onu, fakat bir ibret alan mı var? Facebook'ta Paylaş
16 Derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım? Facebook'ta Paylaş
17 Ve andolsun öğüt ve ibret için Kur´ân´ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var? Facebook'ta Paylaş
18 Âd da yalanlamıştı, derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım? Facebook'ta Paylaş
19 Şüphe yok ki sürüp giden uğursuz bir günde onlara bir kasırgadır yolladık. Facebook'ta Paylaş
20 Onları kökünden koparmadaydı, sanki köklerinden kopup baş aşağı devrilen hurma kütükleriydi onlar. Facebook'ta Paylaş
21 Derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım? Facebook'ta Paylaş
22 Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur´ân´ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var? Facebook'ta Paylaş
23 Semûd da korkutucuları yalanladı. Facebook'ta Paylaş
24 Derken bizden bir adama mı uyacağız dediler, gerçekten de o zaman elbette sapıklığa düşeriz, ateşlere yanar, kavruluruz. Facebook'ta Paylaş
25 Vahiy, içimizden gele gele ona mı geliyor? Hayır, o, yalancı kendini beğenmiş birisi. Facebook'ta Paylaş
26 Yarın bilirler kimmiş yalancı kendini beğenmiş. Facebook'ta Paylaş
27 Şüphe yok ki onları sınamak için dişi deveyi gönderiyoruz, artık gözetle onları ve dayan. Facebook'ta Paylaş
28 Ve haber ver onlara, su, aralarında paylaştırılmıştır, her bölük, nöbetinde hazır olur, su alır. Facebook'ta Paylaş
29 Derken arkadaşlarına seslendiler, derken kılıcını çekti de devenin ayaklarını kesti, öldürdü. Facebook'ta Paylaş
30 Derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım? Facebook'ta Paylaş
31 Gerçekten de bir bağırış gönderdik onlara, derken hayvan ağılına konan çalıya çırpıya döndüler. Facebook'ta Paylaş
32 Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur´ân´ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var? Facebook'ta Paylaş
33 Lût kavmi de korkutucuları yalanladılar. Facebook'ta Paylaş
34 Gerçekten de, Lût´un âilesi müstesnâ, onlara taş yağdıran bir yel gönderdik, Lût´un âilesini de bir seher çağı kurtardık. Facebook'ta Paylaş
35 Katımızdan bir nîmet olarak; işte böyle mükâfatlandırırız şükredeni. Facebook'ta Paylaş
36 Ve andolsun ki o, bizim helâkimizle korkutmuştu onları da onlar, bu korkutuşlardan şüpheye düşmüşlerdi. Facebook'ta Paylaş
37 Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azâbımı ve korkutuşlarımın sonucunu. Facebook'ta Paylaş
38 Ve andolsun ki bir sabah çağı üstlerine bir azap çöküvermişti onların. Facebook'ta Paylaş
39 Artık tadın azâbımı ve korkutuşlarımı. Facebook'ta Paylaş
40 Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur´ân´ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var? Facebook'ta Paylaş
41 Ve andolsun ki Firavun soyuna da korkutucular gelmişti. Facebook'ta Paylaş
42 Bütün delillerimizi yalanladılar, derken onları üstün ve mutlak kudretli bir helâk edişle helâk ediverdik. Facebook'ta Paylaş
43 Sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı, yoksa kitaplarda bir kurtuluş mu var size? Facebook'ta Paylaş
44 Yoksa biz, birbirine yardım eden bir topluluğuz mu derler? Facebook'ta Paylaş
45 O topluluk, yakında bozguna uğrayacak ve ardını dönüp kaçacak. Facebook'ta Paylaş
46 Onlara vaadedilen azâbın mukadder zamânı kıyâmettir ve kıyâmetin azâbı, daha da zararlıdır ve daha da acı. Facebook'ta Paylaş
47 Şüphe yok ki suçlular, sapıklık içinde ve yakıp kavuran ateşlerdedir. Facebook'ta Paylaş
48 O gün, yüzüstü ateşe sürüklenip atılırlar; tadın bakalım, cehennemin yakışını. Facebook'ta Paylaş
49 Şüphe yok ki biz; her şeyi, bilgimizde mukadder olduğu gibi ve zamânında yarattık. Facebook'ta Paylaş
50 Ve bizim emrimiz, birdir, ancak bir göz kırpış, bir göz yumup açış gibi tezdir. Facebook'ta Paylaş
51 Ve andolsun ki taraftarlarınızı da helâk ettik, fakat bir ibret alan mı var? Facebook'ta Paylaş
52 Ve işledikleri her şey, kitaplardadır. Facebook'ta Paylaş
53 Ve küçük, büyük, hepsi de yazılıdır. Facebook'ta Paylaş
54 Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, ırmakların başlarında. Facebook'ta Paylaş
55 Gerçeklik makamında, çok kudretli bir büyük padişah katında. Facebook'ta Paylaş