وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ ۚ وَكُلُّ أَمْرٍ مُسْتَقِرٌّ |
ARAPÇA LATİN |
Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr(mustekırrun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. |
|
DİYANET VAKFI |
Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. |
|
ELMALILI SADE |
Yalan dediler, arzularına uydular. Halbuki, her iş (Allah takdirinde) yerini almıştır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Yalanladılar, keyfi arzularına uydular; ama herşey yerinde duruyor. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve yalanlarlar ve dileklerine uyarlar ve her iş, kararlaştırılmıştır. |
|
İBN-İ KESİR |
Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır. |
|
BEKİR SADAK |
Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her isin karar kilacagi bir sonucu vardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(Hakk´ı) yalanladılar da kendi heveslerine uydular. Oysa her işin kararlaştırılmış bir vakti vardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah’ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var. |
|
ALİ BULAÇ |
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş ´sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.´ |
|