فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُنْهَمِرٍ |
ARAPÇA LATİN |
Fe fetahnâ ebvâbes semâi bi mâin munhemir(munhemirin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık. |
|
DİYANET VAKFI |
Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. |
|
ELMALILI SADE |
Bunun üzerine göğün kapılarını şakır şakır dökülen bir su ile açtık. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(11-12) Biz de gök kapılarını bir çok su ile açtık (pek müthiş bir yağmur yağdırdık). Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Göğün kapılarını açarak bardaktan su boşanır gibi bir yağmur yağdırdık. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Derken açtık göklerin kapılarını da şarıl şarıl ardı gelmez yağmurlar yağdırdık. |
|
İBN-İ KESİR |
Bunun üzerine Biz de gök kapılarını boşanan sularla açmıştık. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Biz de ´bardaktan boşanırcasına akan´ bir su ile göğün kapılarını açtık. |
|
BEKİR SADAK |
Biz de bunun uzerine gok kapilarin bosanan sularla actik. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bunun üzerine göğün kapılarını sağnak halinde boşanan su ile açıverdik. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bunun üzerine biz de şarıl şarıl dökülen bir suya gök kapılarını açdık. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bunun üzerine, biz de bardakdan boşanırcasına bir yağmur ile göğün kapılarını açtık. |
|
ALİ BULAÇ |
Biz de ´bardaktan boşanırcasına akan´ bir su ile göğün kapılarını açtık. |
|