Zuhruf Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Hâ mîm. Facebook'ta Paylaş
2 Andolsun her şeyi açıklayan kitaba. Facebook'ta Paylaş
3 Şüphe yok ki biz, akıl edesiniz, anlayasınız diye Kur´ân´ı Arap diliyle meydana getirdik. Facebook'ta Paylaş
4 Ve şüphe yok ki o, bizim katımızda, kitabın aslındadır, temelindedir, elbette pek yücedir, hüküm ve hikmetle doludur. Facebook'ta Paylaş
5 Haddi aşmış bir topluluk olduğunuzdan dolayı size Kur´ân´ı bildirmekten vaz mı geçelim? Facebook'ta Paylaş
6 Önce gelenler içinde de nice peygamberler gönderdik. Facebook'ta Paylaş
7 Ve hiçbir peygamber gelmedi onlara ki onunla alay etmesinler. Facebook'ta Paylaş
8 Derken kuvvet bakımından, bunlardan çok daha çetin oldukları halde helâk ettik onları ve öncekilere âit kıssalar, sana anlatıldı evvelce. Facebook'ta Paylaş
9 Ve andolsun ki onlara, kim yarattı gökleri ve yeryüzünü diye sorsan elbette onları diyeceklerdir, üstün olan ve her şeyi bilen yarattı; Facebook'ta Paylaş
10 Öyle bir mâbuttur ki yeryüzünü, size karâr edilecek bir yurt olarak yaratmıştır ve istediğinizi elde etmeniz için de orada yollar halketmiştir. Facebook'ta Paylaş
11 Ve öyle bir mâbuttur ki ihtiyaç miktârınca yağmur yağdırır gökten, derken onunla ölü şehri diriltiriz, işte böylece sizi de diriltip kabirlerinizden çıkarır. Facebook'ta Paylaş
12 Ve öyle bir mâbuttur ki bütün mahlûkatı erkek ve dişi olarak yaratmıştır ve bindiğiniz gemileri ve hayvanları halketmiştir. Facebook'ta Paylaş
13 Binip oturun da sonra onların üstünde doğruldunuz mu Rabbinizin nîmetini anın ve yücedir, münezzehtir noksan sıfatlardan o mâbut ki râm etmiştir bunu bize, yoksa biz, zaptedemezdik onu deyin diye. Facebook'ta Paylaş
14 Ve şüphe yok ki biz, Rabbimize döneceğiz deyin diye. Facebook'ta Paylaş
15 Ve bâzı kullarının, onun bir parçası olduğuna, ondan vücuda geldiğine hükmettiler, gerçekten de insan, apaçık bir nankördür elbet. Facebook'ta Paylaş
16 Yoksa o, yarattıklarından kızları, kendisine kız ediniyor da oğulları size mi bırakıyor? Facebook'ta Paylaş
17 Ve onlardan biri, bir kızın oldu diye müjdelendi mi, Allah´ın kızı var dediği halde yüzü kapkara olur ve kızar, kederlenir. Facebook'ta Paylaş
18 Onlar, süslenip bezenerek yetişen ve münakaşada, düşmanlıkta, apaçık bir delil bile getiremeyen, istediğini söyliyemeyen bir mahlûku mâbûda mı nispet ediyorlar? Facebook'ta Paylaş
19 Ve rahmanın kulları olan meleklerin, kız olduğuna hükmediyorlar, onları yarattığımız vakit gördüler mi ki? Tanıklıklarını yazacağız ve soruya çekilecek onlar. Facebook'ta Paylaş
20 Ve rahman isteseydi derler, kulluk etmezdik onlara; bu hususta hiçbir bilgileri yok; onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar. Facebook'ta Paylaş
21 Yoksa onlara, bu kitaptan önce bir kitap mı verdik de ona sımsıkı yapışmışlar? Facebook'ta Paylaş
22 Hayır, şüphe yok ki dediler, biz atalarımızı bir dîne, bir inanca sâhip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izini izlemede, o yola gitmedeyiz. Facebook'ta Paylaş
23 Ve böylece senden önce de hiçbir şehre bir korkutucu göndermedik ki o şehrin, hâli vakti yerinde olanları, şüphe yok ki biz, atalarımızı bir dîne, bir inanca sâhip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izine uyduk demesinler. Facebook'ta Paylaş
24 Peygamber, onlara, ben dedi, atalarınızdan bulduğunuz dinden daha doğru bir dinle gelsem de gene atalarınızın yoluna mı gideceksiniz? Şüphe yok ki biz dediler, sizin gönderildiğiniz şeyleri zâten inkâr etmedeyiz. Facebook'ta Paylaş
25 Derken öç aldık onlardan, bak da gör, yalanlayanların sonları ne oldu? Facebook'ta Paylaş
26 Ve an o zamanı ki hani İbrâhim, atasına ve kavmine demişti: Şüphe yok ki ben, sizin kulluk ettiklerinizden tamâmıyla uzağım. Facebook'ta Paylaş
27 Ben, ancak beni yoktan var edene taparım, artık o da doğru yolu gösterir bana. Facebook'ta Paylaş
28 Ve bu birlik sözünü, gerçeğe dönsünler diye soyu arasında da dâimâ kalacak ve zevâl bulmayacak bir vasiyet olarak bıraktı. Facebook'ta Paylaş
29 Belki de ben, onları da, atalarını da, onlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim. Facebook'ta Paylaş
30 Ve onlara gerçek gelince de bu dediler, büyü ve biz şüphe yok ki inkâr etmedeyiz onu. Facebook'ta Paylaş
31 Ve bu Kur´ân dediler, iki şehirden birinin en büyük, en ileri gelen adamına inseydi ne olurdu? Facebook'ta Paylaş
32 Onlar mı Rabbinin rahmetini pay edecekler? Biziz geçimlerini, aralarında paylaştıran dünyâ yaşayışında ve bir kısmı, bir kısmına hizmet etsin diye bâzılarını derece bakımından bâzılarından üstün halkettik ve Rabbinin rahmeti, onların toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. Facebook'ta Paylaş
33 Bütün insanların, kâfir olmaları gibi bir mahzur bulunmasaydı rahmânı inkâr edenlerin evlerindeki tavanları ve üstüne basıp çıktıkları merdivenleri bile gümüşten halk ederdik. Facebook'ta Paylaş
34 Ve evlerinin kapılarını ve üstüne oturup yaslandıkları tahtları gümüşten yapardık. Facebook'ta Paylaş
35 Ve onları altınlara, mücevherlere boğardık ve bütün bunlar, dünyâ yaşayışına âit metâlardan ibâret ve âhiretse, Rabbinin katında, çekinenlerin. Facebook'ta Paylaş
36 Ve kim, rahmânı anmaktan yüz çevirirse ona bir Şeytan mûsâllat ederiz, artık o, arkadaş olur ona. Facebook'ta Paylaş
37 Ve şüphe yok ki Şeytanlar, onları yoldan çıkarır ve şüphe yok ki doğru yolu bulduklarını sanırlar. Facebook'ta Paylaş
38 Sonunda bizim tapımıza geldi mi keşke der, seninle benim aramda doğuyla batı kadar bir uzaklık olsaydı, gerçekten de ne kötü arkadaşmış. Facebook'ta Paylaş
39 Ve o zaman zulmetmiştiniz, bugün pişmanlık kesin olarak fayda vermez size, şüphe yok ki azapta da müştereksiniz. Facebook'ta Paylaş
40 Sen mi sağıra duyuracaksın, yahut köre ve apaçık bir sapıklık içinde bulunana yol göstereceksin? Facebook'ta Paylaş
41 Seni, katımıza alsak bile hiç şüphe yok ki mutlaka onlardan öç alırız biz. Facebook'ta Paylaş
42 Yahut da onlara vaadettiğimiz azâbı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim. Facebook'ta Paylaş
43 Sen yapış sana vahyedilene, şüphe yok ki doğru yoldasın sen. Facebook'ta Paylaş
44 Ve şüphe yok ki o, sana da elbet öğüttür, kavmine de ve soruya çekileceksiniz yakında. Facebook'ta Paylaş
45 Ve sor senden önce peygamberlerimizden gönderdiklerimize: Rahmandan başka kulluk edilen mâbutlar yarattık mı? Facebook'ta Paylaş
46 Ve andolsun ki Mûsâ´yı, delillerimizle Firavun´a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik de ben dedi, şüphe yok ki âlemlerin Rabbinin peygamberiyim. Facebook'ta Paylaş
47 Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar. Facebook'ta Paylaş
48 Onlara hiçbir delil göstermedik ki biri, öbüründen büyük olmasın ve tuttukları yoldan dönsünler diye de azaplandırdık onları. Facebook'ta Paylaş
49 Ve ey büyücü demişlerdi, sana söz verdiğini sandığın Rabbine yalvar bizim için, şüphe yok ki biz de elbette doğru yola geliriz. Facebook'ta Paylaş
50 Derken onlardan azâbı kaldırdık mı sözlerinden döndüler. Facebook'ta Paylaş
51 Ve Firavun, kavminin arasında bağırıp dedi ki: Ey kavmim, Mısır saltanatı ve ayağımın altından akıp duran şu ırmaklar, benim değil mi, görmüyor musunuz? Facebook'ta Paylaş
52 Ben, şu aşağılık ve doğrudüzen söz bile söyliyemeyen adamdan daha hayırlı değil miyim? Facebook'ta Paylaş
53 Ne olurdu, bâri ona altın bilezikler takılmış olsaydı, yahut da onunla, ona uyan, yardım eden melekler gelseydi. Facebook'ta Paylaş
54 Derken kavminin aklını çeldi de ona itâat ettiler, şüphe yok ki onlar, yoldan çıkmış bir topluluktu. Facebook'ta Paylaş
55 Bizi gazaba getirdilermi öç aldık onlardan, derken hepsini de sulara boğduk. Facebook'ta Paylaş
56 Gerçekten de kâfirlerin önde gidenleri kıldık onları ve sonradan gelenlere ibret ettik. Facebook'ta Paylaş
57 Meryemoğlu örnek getirilince kavmin hemen bağrışmaya başladı. Facebook'ta Paylaş
58 Ve bizim mâbutlarımız mı hayırlı, yoksa o mu dediler, onlar, bu örneği ancak çekişmek için getirdiler; zâten de onlar düşmanlık ededuran bir topluluktur. Facebook'ta Paylaş
59 Oysaki o, kendisine nîmetler verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek gösterdiğimiz bir kuldu ancak. Facebook'ta Paylaş
60 Ve dileseydik yeryüzüne melekler getirirdik, sizin yerinize onları geçirirdik. Facebook'ta Paylaş
61 Onun gökten inmesi, kıyâmetin yaklaştığını bildirir, sakın kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyin ve uyun bana; budur doğru yol. Facebook'ta Paylaş
62 Ve Şeytan, sizi yoldan çıkarmasın; şüphe yok ki o, size apaçık bir düşmandır. Facebook'ta Paylaş
63 Ve İsâ, apaçık delillerle gelince ben demişti, andolsun ki size peygamber olarak geldim ve ayrılığa düştüğünüz bâzı şeyleri elbette açıklayıp bildireceğim size; artık çekinin Allah´tan ve itâat edin bana. Facebook'ta Paylaş
64 Şüphe yok ki Allah, Rabbimdir ve Rabbinizdir o, kulluk edin ona. Budur doğru yol. Facebook'ta Paylaş
65 Aralarından bölükler, ayrılığa düştü; yazıklar olsun zulmedenlere elemli günün azâbından. Facebook'ta Paylaş
66 Onlar, kıyâmetin kopmasından başka bir şey mi bekliyorlar ki ansızın kopuverir başlarına ve onlar, anlamazlar bile. Facebook'ta Paylaş
67 Dostların bir kısmı, bir kısmına düşman olur o gün, ancak çekinenler müstesnâ. Facebook'ta Paylaş
68 Ey kullarım, korku yok size bugün, kederlenmezsiniz de. Facebook'ta Paylaş
69 O kullarım, inananlardır delillerimize ve onlar, teslîm olanlardır. Facebook'ta Paylaş
70 Girin cennete siz ve eşleriniz kutlulukla, sevinerek. Facebook'ta Paylaş
71 Onlara altından yapılmış tabaklar ve testiler sunulacak ve orada nefsin istediği ve gözün hoşlandığı her şey var ve siz, orada ebedî olarak kalırsınız. Facebook'ta Paylaş
72 Ve şu cennete mîrasçı oldunuz işlediğiniz şeyler yüzünden. Facebook'ta Paylaş
73 Size orada birçok meyveler de var, onlardan yersiniz. Facebook'ta Paylaş
74 Şüphe yok ki mücrimler, cehennem azâbında ebedî olarak kalırlar. Facebook'ta Paylaş
75 Azapları hafifletilmeyecek ve orada ümitsiz bir halde kalacaklar. Facebook'ta Paylaş
76 Ve biz zulmetmedik onlara ve fakat onlar zulmettiler kendi kendilerine. Facebook'ta Paylaş
77 Ve ey Mâlik diye bağıracaklar, yalvar Rabbine de öldürsün bizi; Mâlik, şüphe yok ki siz diyecek, ebedî olarak azaptasınız. Facebook'ta Paylaş
78 Andolsun ki size gerçeği gönderdik ve fakat çoğunuz gerçeği hoş görmüyor, istemiyordunuz. Facebook'ta Paylaş
79 Onlar, kâfirlikte ısrâr ettiler, biz de onları cezâlandırmada ısrâr edeceğiz. Facebook'ta Paylaş
80 Yoksa onların gizlediklerini ve gizli gizli konuştuklarını işitmedik mi sanırlar? Hayır ve elçilerimiz, ne dediklerini, ne yaptıklarını yazıp durmada. Facebook'ta Paylaş
81 De ki: Rahmanın çocuğu olsaydı gerçekten de ben, mâbûduma kulluk edenlerin ilki olurdum. Facebook'ta Paylaş
82 Yücedir, münezzehtir göklerin ve yeryüzünün Rabbi, arşın Rabbi, onların dediklerinden. Facebook'ta Paylaş
83 Bırak onları, vaadedilen güne ulaşıncaya dek didinip oynasınlar. Facebook'ta Paylaş
84 Ve o öyledir ki gökte de mâbuttur o, yerde de mâbut ve odur hüküm ve hikmet sâhibi olan ve her şeyi bilen. Facebook'ta Paylaş
85 Ve yücedir o ki onundur saltanatı ve tedbîri göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin ve onun katındadır kıyâmetin ne vakit kopacağına âit bilgi ve hep dönüp onun tapısına varacaksınız. Facebook'ta Paylaş
86 Ve ondan başkalarına tapanlar, şefâate nâil olmazlar, ancak gerçeğe tanık olanlar müstesnâ ve onlar, gerçeği bilirler de. Facebook'ta Paylaş
87 Ve andolsun ki onları kim yarattı diye sorsan elbette Allah derler; artık ne diye boş şeylere kapılırlar? Facebook'ta Paylaş
88 Ve der ki Yâ Rabbi: Şüphe yok ki bunlar, inanmayan bir topluluk. Facebook'ta Paylaş
89 Artık yüzçevir onlardan ve de ki: Esenlik size, yakında bilip anlarlar. Facebook'ta Paylaş