Isra Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Noksan sıfatlardan münezzehtir kulunu geceleyin Mescid-i Harâm´dan çevresini kutladığımız Mescid-i Aksâ´ ya götüren, âyetlerimizden bir kısmını ona da gösterelim diye, şüphe yok ki o, her şeyi duyar, görür. Facebook'ta Paylaş
2 Ve biz, Mûsâ´ya kitap verdik ve o kitabı, benden başka hiçbir koruyucu tanımayın emriyle İsrailoğulları için doğru yola bir rehber ettik. Facebook'ta Paylaş
3 Ey Nûh´la beraber gemiye bindirip kurtardığımız insanların soyundan gelenler, şüphe yok ki Nûh, çok şükreden bir kuldu. Facebook'ta Paylaş
4 Ve İsrailoğullarına kitapta şu haberi vermiştik: Yurtta mutlaka iki kere bozgunculuk edeceksiniz ve iki kere baş kaldıracak, büyük bir taşkınlıkta bulunacaksınız. Facebook'ta Paylaş
5 O iki taşkınlıktan birincisinin mukadder zamânı gelince size, azâp etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de yurdunuzun tâ içine girip sizi araştırdılar ve bu, yerine getirilen bir vaatti. Facebook'ta Paylaş
6 Sonra onlara karşı size gene devlet ve kudret verdik, mallar, oğullar ihsân ederek yardım ettik size ve sizi, topluluk bakımından da pek çoğalttık. Facebook'ta Paylaş
7 İyilik ederseniz faydası kendinize kötülükte bulunursanız zararı gene size. İkinci vaadimizin mukadder zamânı gelince gene yüzünüzü karartacaklar, ilk defa girdikleri gibi gene mescide girecekler, üst geldiklerini büsbütün mahiv ve helâk edeceklerdir. Facebook'ta Paylaş
8 Rabbinizin size acıyacağı umulur, fakat tekrar kötülüğe dönerseniz biz de döner, cezânızı veririz ve biz, cehennemi kâfirlere bir zindan olarak halkettik. Facebook'ta Paylaş
9 Şüphe yok ki bu Kur´ân, insanları en doğru bir yola sevk eder ve iyi işlerde bulunan inanmış kimselere, gerçekten de büyük bir mükâfâta nâil olacaklarını müjdeler. Facebook'ta Paylaş
10 Âhirete inanmayanlara gelince: Onlara elemli bir azap hazırladık. Facebook'ta Paylaş
11 İnsan, hayra duâ ediyormuşçasına şerre de duâ eder ve insan, pek acelecidir. Facebook'ta Paylaş
12 Geceyle gündüzü, iki delil olarak yarattık ve bir delil olan geceyi giderdik de Rabbinizin lutfunu aramanız, yılların sayısını bilmeniz, hesâbını anlamanız için yerine başka bir delîl olan ve her şeyi gösterip belirten gündüzü getirdik ve biz, her şeyi apaçık anlatmadayız. Facebook'ta Paylaş
13 Her insanın yaptığı işleri boynuna astık, kıyâmet günü de apaçık yazılmış bir kitap olarak meydana çıkaracağız onları, herkes, ne yapmışsa hepsini o kitapta yazılmış bulacak. Facebook'ta Paylaş
14 Oku kitabını, bugün hesap görmek için sen yetersin sana. Facebook'ta Paylaş
15 Kim doğru yolu bulursa ancak kendisi için bulmuştur ve kim doğru yoldan sapmışsa kendisini sapıtmıştır ve kimse, bir başkasının yükünü yüklenmez ve biz, peygamber göndermedikçe hiçbir topluluğu azaplandırmayız. Facebook'ta Paylaş
16 Bir şehri helâk etmek istersek ileri gelenlerine emrimizi tebliğ ederiz, buyruktan çıkar, orada isyâna koyulurlar da azâbı hak ederler, biz de onları tamamıyla helâk eder, orasını yerle yeksan ederiz. Facebook'ta Paylaş
17 Nûh´tan sonra nice toplulukları helâk ettik. Rabbin, kullarının suçlarından haberdardır, görür onları ve bu, yeter. Facebook'ta Paylaş
18 Kim, şu hemencecik, pek tez geçen dünyâyı dilerse biz de dilediğimize, dilediğimiz şeyi hemencecik veririz orada, sonra biz, cehennemi de onun için halkettik, oraya kınanmış, kovulmuş bir halde girer. Facebook'ta Paylaş
19 Ve kim, inanarak âhireti diler ve bu hususta adamakıllı çalışıp çabalarsa bu çeşit kimseler, çalışmalarının mükâfatını mutlaka görürler. Facebook'ta Paylaş
20 Onlara da, bunlara da, hepsine, Rabbinin lütuf ve ihsânından yardımda bulunuruz, bağışlar dururuz ve Rabbinin ihsânı, kimseden men edilmez. Facebook'ta Paylaş
21 Bak da gör, onların bir kısmını nasıl bir kısmından üstün ettik; elbette âhiretteki yücelik, dereceler bakımından da daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyük. Facebook'ta Paylaş
22 Allah´la berâber başka bir mabut tanıma, sonra kınanmış bir halde ve tek başına, yardımdan mahrûm olarak oturup kalırsın. Facebook'ta Paylaş
23 Ve Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi ve anaya, babaya iyilik etmenizi hükmetmiştir; onlardan biri, yahut her ikisi, senin hayâtında ihtiyarlık çağına ererse onlara üf bile deme, azarlama onları ve onlara güzel ve iyi söz söyle. Facebook'ta Paylaş
24 İkisine karşı da merhametle kanatlarını indir, mütevâzı ol ve yâ Rabbi de, onlar, çocukluğumda beni nasıl büyütüp yetiştirdilerse sen de onlara öylece merhamet et. Facebook'ta Paylaş
25 İçinizde ne var, Rabbiniz, sizden daha iyi bilir. Düzgün ve temiz kişiler olursanız şüphe yok ki o, tövbe edip hakka dönenlerin suçlarını örter. Facebook'ta Paylaş
26 Akrabâya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve israfta ileri giderek boş yere, haksız yere malını saçma, savurma. Facebook'ta Paylaş
27 Gerçekten de malını boş yere saçıp savuranlar, Şeytanlara kardeş olurlar ve Şeytan, Rabbine karşı nankördür. Facebook'ta Paylaş
28 Rabbinden umduğun bir rahmeti dileyerek onlara bir şey veremez, yüz çevirmek zorunda kalırsan güzel sözler söyle onlara, gönüllerini al. Facebook'ta Paylaş
29 Elini boynuna bağlama, tamâmıyla da açma, sonra kendini kınar ve birşeye gücün yetmeyerek pişman bir halde oturur kalırsın. Facebook'ta Paylaş
30 Şüphe yok Rabbin, dilediğinin rızkını genişletir, daraltır, şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür. Facebook'ta Paylaş
31 Evlâdınızı, yoksulluk korkusuyla öldürmeyin; onları da biz rızıklandırırız, sizi de. Şüphe yok ki onları öldürmek, pek büyük bir suçtur. Facebook'ta Paylaş
32 Zinâya yaklaşmayın, şüphe yok ki zinâ, kötülüktür ve zinâda bulunmak, kötü bir yol tutmaktır. Facebook'ta Paylaş
33 Haklı olmadıkça Allah´ın harâm ettiği cana kıymayın ve kim, zulümle öldürülürse mîrasçısına, öldürene karşı bir kudret ve salâhiyet verdik ancak öldürmede aşırı gitmemeli; şüphe yok ki yardıma da mazhar edilmiştir o. Facebook'ta Paylaş
34 Ergenlik çağına erişinceye dek yetîmin malına yaklaşmayın, ancak çok güzel bir tarzda o malı idare edebilirsiniz ve ahitlerinizde durun, şüphe yok ki ahitlerden sorumlusunuz siz. Facebook'ta Paylaş
35 Bir şey ölçtüğünüz vakit ölçeği tam tutun, tarttığınız şeyi doğru teraziyle tartın. Bu, hem daha hayırlıdır size, hem sonucu daha güzeldir. Facebook'ta Paylaş
36 Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrâr etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan. Facebook'ta Paylaş
37 Yeryüzünde kibirlenerek yürüme; çünkü ne yeri yarabilirsin, ne de boyun dağlara erer, onlara erişebilirsin. Facebook'ta Paylaş
38 Bunların hepsi de kötüdür ve Rabbinin katında hoşa gitmiyen şeylerdir. Facebook'ta Paylaş
39 Bunlar, Rabbinin, sana vahyettiği hikmetlerdendir ve Allah´la berâber başka bir mabut tanıma, sonra kınanmış, kovulmuş bir halde cehenneme atılırsın. Facebook'ta Paylaş
40 Yoksa Rabbiniz, size erkek çocuklar verdi de kendisinin, meleklerden kız çocukları mı var? Gerçekten, ne de büyük bir söz söylüyorsunuz. Facebook'ta Paylaş
41 Andolsun ki düşünüp ibret almaları için şu Kur´ân´da bu meseleyi apaçık ve defalarca anlattık, fakat bu anlatış, onların ancak, gerçekten büsbütün uzaklaşmalarına sebep olmada. Facebook'ta Paylaş
42 De ki: Onların dedikleri gibi Allah´la berâber başka mabutlar da olsaydı o zaman elbette arş sâhibine ulaşmak için bir yol, bir sebep araştırırlardı. Facebook'ta Paylaş
43 Halbuki o, onların söylediklerinden tamâmıyla münezzehtir, tamâmıyla yücedir, büyüktür. Facebook'ta Paylaş
44 Yedi gök ve yerle onlarda ne varsa hepsi, onu noksan sıfatlardan tenzîh eder ve hiçbir şey yoktur ki ona hamdederek onu noksan sıfatlardan tenzîh etmesin, yalnız siz, onların tesbîh edişlerini anlayamazsınız. Şüphe yok ki o, azâp etmede acele etmez, halîmdir ve suçları örter. Facebook'ta Paylaş
45 Kur´ân okuduğun zaman seninle âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde gereriz biz. Facebook'ta Paylaş
46 Anlamamaları için gönüllerine perdeler gerer, kulaklarına ağırlık veririz ve sen, Kur´ân´da, Rabbini, bir olarak andın mı yüz çevirirler, uzaklaşırlar senden. Facebook'ta Paylaş
47 Biz, seni dinleyecekleri zaman asıl neyi dinliyeceklerini ve birbirleriyle gizlice konuşurlarken o zâlimlerin, siz ancak büyülenmiş bir adama uymuşsunuz diyeceklerini pek iyi biliriz. Facebook'ta Paylaş
48 Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların. Facebook'ta Paylaş
49 Biz dediler, kemik ve toz haline geldikten sonra mı yeniden halk edilecek, dirileceğiz? Facebook'ta Paylaş
50 De ki: Taş, yahut demir olun. Facebook'ta Paylaş
51 Yahut da aklınızca bundan da daha büyük bir başka mahlûk olun; mutlaka dirileceksiniz. Diyecekler ki kim tekrar hayâta getirecek bizi? De ki: İlk defa sizi yaratan. Alay ederek başlarını sallayacaklar da ne zaman olacak bu iş diyecekler; de ki: Umarım ki pek yakında. Facebook'ta Paylaş
52 O gün sizi çağıracak, hamd ederek icâbet edeceksiniz ona ve sanacaksınız ki pek az bir müddet kalmışsınız dünyâda. Facebook'ta Paylaş
53 Kullarıma söyle: Sözün en güzelini söylesinler. Şüphe yok ki Şeytan, aralarına fesat sokar. Şüphe yok ki Şeytan, insana apaçık bir düşmandır. Facebook'ta Paylaş
54 Rabbiniz, sizi daha iyi bilir; dilerse acır size, yahut dilerse azâp eder size ve seni, onların amellerini gözetmek, onları korumak için göndermedik. Facebook'ta Paylaş
55 Ve Rabbin pek iyi bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde. Andolsun ki bâzı peygamberleri bâzısından üstün ettik ve Dâvûd´a Zebûr´u verdik. Facebook'ta Paylaş
56 De ki: Allah´tan başka mabut sandıklarınızı çağırın, onlar, sizden ne bir zararı defedebilirler, ne onu çevirmeye güçleri yeter. Facebook'ta Paylaş
57 Onların taptıkları, öyle varlıklar ki bizzat kendileri de hangisi daha yakın acaba diye Rablerine ulaşmak için bir vesile arayıp durmadalar, onun rahmetini ummadalar ve azâbından korkmadalar. Şüphe yok ki Rabbinin azâbı, çekinip kaçınmaya değer bir azaptır. Facebook'ta Paylaş
58 Hiçbir şehir yoktur ki biz o şehri, kıyâmetten önce helâk edip hâk ile yeksan etmeyelim, yahut şiddetli bir azâba uğratmayalım. Bu, kitapta yazılmıştır, taktîr edilmiştir. Facebook'ta Paylaş
59 Bizi, mûcizeler göndermekten meneden şey, ancak evvelki ümmetlerin, onları yalanlamalarıdır ve Semûd´a apaçık bir mûcize olarak dişi deveyi verdik de zulmettiler ona ve biz âyetleri, ancak korkutmak için göndeririz. Facebook'ta Paylaş
60 An o zamânı, hani sana demiştik ki hiç şüphe yok, Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır ve biz sana gösterdiğimiz rüyayı da, Kur´ân ´daki lânetlenmiş ağacı da ancak insanları sınamak için gösterdik ve onları korkutmadayız, fakat bu, ancak onların taşkınlıklarını arttırmada. Facebook'ta Paylaş
61 Hani bir zaman meleklere, Âdem´e secde edin demiştik de İblis´ten başka hepsi secde etmişti ve o, balçıktan yarattığın mahlûka secde mi edeyim demişti. Facebook'ta Paylaş
62 Bildir bana demişti, benden daha şerefli ve yüce olarak yarattığın bu mahlûk kimdir? Kıyamet gününe dek yaşatırsan beni andolsun ki pek azı müstesna, onun soyunu azdıracağım. Facebook'ta Paylaş
63 Git demişti, kim sana uyarsa onlardan, hepinizin de cezâsı cehennemdir gerçekten ve o cezâ, noksansız, tastamam bir cezâ. Facebook'ta Paylaş
64 Onlardan kime gücün yeterse seslen, oynat yerinden onu, atlı, yaya, bütün ordunla yürü üstlerine, malda, evlâtta ortak ol onlarla ve vaadet onlara ve Şeytan, yalandan başka bir şey vaat edemez ki onlara. Facebook'ta Paylaş
65 Şüphe yok ki gerçek kullarımın üstünde hiçbir hükmün yoktur, onlara karşı hiçbir gücün olmaz senin ve Rabbin, koruyucu olarak yeter onlara. Facebook'ta Paylaş
66 Rabbiniz, öyle bir Rabdir ki lütuf ve ihsânını arayın diye sizin için denizde gemileri yürütür. Şüphe yok ki o, size rahîmdir. Facebook'ta Paylaş
67 Denizde bir zarara uğradınız mı tapıp çağırdıklarınızın hepsi kaybolup gider, ancak o kalır. Sizi kurtarıp karaya çıkardı mı da yüz çevirirsiniz ve insan, pek nankördür. Facebook'ta Paylaş
68 Eminmisiniz sizi herhangi bir yerde orasıyla berâber yere geçirmeyeceğinden, yahut üstünüze taşlı topaçlı bir kasırga göndermeyeceğinden? Sonra bir koruyucu da bulamazsınız kendinize. Facebook'ta Paylaş
69 Yoksa emin misiniz bir kere daha sizi denize döndürüp üstünüze kırıp döken bir fırtına yollamayacağından ve nankörlüğünüze karşı sizi sulara gark etmeyeceğinden? Sonra bizden öcünüzü alacak bir kimse de bulamazsınız kendinize. Facebook'ta Paylaş
70 Andolsun ki biz Âdemoğullarını üstün ettik, karada suda taşıdık onları, tertemiz şeylerle rızıklandırdık onları ve yarattıklarımızın çoğundan üstün ettik onları. Facebook'ta Paylaş
71 O gün, herkesi, her topluluğu, uydukları kişilerle berâber çağıracağız. Gerçekten de kitabı, sağ eline verilenler, çekirdekteki kıl kadar bile zulüm görmeden kitaplarını okuyacaklar. Facebook'ta Paylaş
72 Ve burada kör olan, âhirette de kördür ve yolunu da tam sapıtmıştır, şaşırmış gitmiştir. Facebook'ta Paylaş
73 Onlar, sana vahyettiğimizden başka şeyler düzüp bize iftirâ etmen için az kaldı ki seni bile fitneye düşüreceklerdi ve o vakit seni dost edineceklerdi işte. Facebook'ta Paylaş
74 Sana sebât etme kabiliyeti vermeseydik andolsun ki birazcık meyledecektin onlara. Facebook'ta Paylaş
75 Eğer bunu yapsaydın hayâtın acısını da iki kat olarak tattıracaktık sana, ölümün acısını da iki kat, sonra da bize karşı hiçbir yardımcı bulamayacaktın kendine. Facebook'ta Paylaş
76 Onlar, nerdeyse seni yurdundan çıkarmak için tacîz edip duracaklar, fakat sen çıktıktan sonra arkandan onlar da pek az bir müddet kalacaklar. Facebook'ta Paylaş
77 Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki yol yordam da buydu ve yolumuzda yordamımızda bir değişiklik bulamazsın. Facebook'ta Paylaş
78 Ve namaz kıl güneşin zevâl vaktinde, geceleyin karanlık basınca ve fecir çağında; şüphe yok ki sabah namazı, meleklerin tanık olduğu bir namazdır. Facebook'ta Paylaş
79 Gecenin bir kısmında uyanıp namaz kıl, bu namaz, sana mahsustur ve farz namazlardan fazla bir namazdır. Umulur ki Rabbin, seni Makam-ı Mahmûd´a sâhip kılar. Facebook'ta Paylaş
80 Ve de ki: Yâ Rabbi, beni gireceğim yere gerçek olarak sok, çıkacağım yerden gerçek olarak çıkar ve katından, bana yardım eden bir kudret, kuvvet ver. Facebook'ta Paylaş
81 Ve de ki: Gerçek geldi, bâtıl yok olup gitti, şüphe yok ki bâtıl, zâten yok olur gider. Facebook'ta Paylaş
82 Ve biz, Kur´ân´dan, inananlara şifâ ve rahmet olan âyetleri indirmedeyiz ve bunlar, zâlimlerin ancak ziyanlarını arttırır. Facebook'ta Paylaş
83 İnsana nîmet verdik mi yüz çevirir, uzaklaşır, fakat bir şerre uğradı mı ümidini tamâmıyla keser, yeise düşer. Facebook'ta Paylaş
84 De ki: Herkes huylandığı huya göre hareket eder. Gerçekten de Rabbiniz, en doğru yolu kim bulmuştur, pek iyi bilir onu. Facebook'ta Paylaş
85 Ve sana rûhu soruyorlar; de ki: Ruh, Rabbimin işindendir ve zâten size pek az bir bilgiden başka bir şey de verilmemiştir. Facebook'ta Paylaş
86 Ve dilersek sana vahyettiğimizi senden de gidermeye muktediriz, sonra bize karşı onu koruyacak bir kimse de bulamazsın. Facebook'ta Paylaş
87 Ancak Rabbinin rahmeti onu korumuştur; gerçekten de onun lütfü, ihsânı pek büyüktür sana. Facebook'ta Paylaş
88 De ki: İnsanlar ve cinler, bu Kur´ân´ın bir benzerini meydana getirmek için bir araya gelseler bir benzerini meydana koyamazlar, hattâ bir kısmı bir kısmına yardım etse bile. Facebook'ta Paylaş
89 Andolsun ki bu Kur´ân´da insanlara bütün örnekleri tekrar tekrar anlattıksa da insanların çoğu kabûl etmedi, ancak küfre kapıldı. Facebook'ta Paylaş
90 Dediler ki: Bize yeryüzünden bir kaynak çıkarıp akıtmadıkça inanmayız sana. Facebook'ta Paylaş
91 Yahut hurma fidanlarıyla, üzüm çotuklarıyla dolu bir bahçen olup içinde de ırmaklar gürül gürül akmadıkça. Facebook'ta Paylaş
92 Yahut umduğun gibi göğü, parça parça üstümüze düşürmedikçe, yahut Allah´la melekleri karşımıza getirmedikçe. Facebook'ta Paylaş
93 Yahut altından yapılma bir evin olmadıkça, yahut da gökyüzüne gözümüzün önünde çıkmadıkça ve bunu yapsan bile herbirimize gökten yazılı bir kitap indirmedikçe ve biz, onu okumadıkça gene gerçeklemeyiz, seni, gene inanmayız sana. De ki: Rabbimi tenzîh ederim, ben neyim, ancak insan bir peygamber. Facebook'ta Paylaş
94 Fakat kendilerine doğru yolu gösteren bir peygamber geldi mi insanları inanmaktan meneden şey de Allah, hiçbir insanı peygamber olarak gönderir mi demeleridir zâten. Facebook'ta Paylaş
95 De ki: Yeryüzünde melekler bulunsaydı da rahat rahat gezselerdi onlara gökten bir meleği peygamber olarak gönderirdik. Facebook'ta Paylaş
96 De ki: Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter; şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür. Facebook'ta Paylaş
97 Allah, kimi doğru yola sevkederse odur doğru yolu bulan ve kimi saptırırsa o çeşit adamlara ondan başka hiçbir yardımcı bulamazsın ve biz onları, kıyâmet günü, yüzükoyun kapanmış olarak kör ve dilsiz haşrederiz, yurtları da cehennemdir; orasının ateşi ve harâreti sâkin oldukça alevini fazlalaştırır, yakar yandırırız. Facebook'ta Paylaş
98 Bu da, delillerimizi inkâr edip kemik haline geldikten, toz olup gittikten sonra mı yeniden yaratılacağız da dirileceğiz demelerinin karşılığı. Facebook'ta Paylaş
99 Görmüyorlar mı ki Allah, öyle bir mabut ki hiç şüphesiz gökleri ve yeryüzünü yaratmıştır, onların benzerini de yaratmaya gücü yeter ve onlar için bir müddet tâyin etmiştir ki şüphe yok bunda. Fakat zulmedenler, kabûl etmezler de ancak küfre kapılırlar. Facebook'ta Paylaş
100 De ki: Rabbimin rahmet hazîneleri elinizde olsaydı harcayıp tükenmeden korkar, hasislik ederdiniz, zâten de insan, pek hasistir. Facebook'ta Paylaş
101 Andolsun ki biz, Mûsâ´ya dokuz tane apaçık delil vermiştik; sor İsrailoğullarına; Mûsâ, onlara gelince Firavun yâ Mûsâ demişti, şüphe yok ki ben seni büyülenmiş sanıyorum. Facebook'ta Paylaş
102 O da, sen de biliyorsun ki demişti, bunları, insanlara apaçık deliller olmak üzere ancak göklerin ve yeryüzünün Rabbi indirmiştir ve şüphe yok ki ey Firavun, ben de seni küfriyle helâk olmuş sanıyorum. Facebook'ta Paylaş
103 Onları Mısır´dan çıkarmayı kurunca onu da onunla berâber bulunanların hepsini de sulara boğduk. Facebook'ta Paylaş
104 Ve bundan sonra İsrailoğullarına dedik ki: Yeryüzünde oturun, eğleşin, âhiret hakkındaki vaadimizin yerine gelme zamânı çatınca hepinizi derleyip tapımıza getirirler. Facebook'ta Paylaş
105 Ve biz Kur´ân´ı hak ve gerçek olarak indirdik, o da hak ve gerçek hükümlerle indi ve seni de ancak müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik. Facebook'ta Paylaş
106 Bir Kur´ân´dır ki onu insanlara dura dura, yavaş yavaş okuman için âyet âyet, sûre sûre ayırdık ve onu azar azar indirdik. Facebook'ta Paylaş
107 De ki: İster inanın, ister inanmayın; bundan önce kendilerine bilgi verilenlere okundu mu onlar, yüzüstü kapanıp secde ediyorlar Facebook'ta Paylaş
108 Ve noksan sıfatlardan münezzehtir Rabbimiz diyorlar, gerçekten de Rabbimizin vaadi, yerine gelmiştir. Facebook'ta Paylaş
109 Ağlaya ağlaya yüzüstü yere kapanıyorlar ve Kur´ân´ı dinleyiş onların gönül alçaklığını ve itâatlerini arttırıyor. Facebook'ta Paylaş
110 De ki: İster Allah adıyla duâ edin, ister rahman adıyla, hangi adla duâ ederseniz edin, gerçekten de bütün güzel adlar, O´nundur ve namazında pek yüksek sesle okuma, sesini pek de yavaşlatma, ikisinin arasında bir yol tut. Facebook'ta Paylaş
111 Ve de ki: Hamd Allah´a ki oğul edinmemiştir kendisine ve saltanatta, tasarrufta ortağı yoktur ve âciz olmadığından yardımcıya da ihtiyâcı yoktur ve pek büyük bil, onu, büyüklüğünü de bildir. Facebook'ta Paylaş