بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَىٰ بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا ۚ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ |
ARAPÇA LATİN |
Subhânellezî esrâ bi abdihî leylen minel mescidil harâmi ilel mescidil aksallezî bâreknâ havlehu li nuriyehu min âyâtinâ, innehu huves semîul basîr(basîru). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. |
|
DİYANET VAKFI |
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm´dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ´ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. |
|
ELMALILI SADE |
Uzaktır bütün noksanlıklardan O ki, kulunu bir gece Mescidi Haram´dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa´ya götürdü; ona ayetlerimizden gösterelim diye. Gerçek şu ki, O´dur işiten gören! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Münezehtir o (Hâlik-i Kudret) ki, kulunu bir gece Mescid-i Haram´dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa´ya yürüttü. Tâ ki, O´na âyetlerimizden gösterelim. Şüphe yok ki, ancak O (Hâlik-i Kadîm)dir ve herşeyi işiten, gören. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Kulu Muhammed´i bir gece Mescidi Haram´dan (Kabe´den) yola çıkararak, kendisine bazı mucizelerimizi, olağanüstülüklerimizi gösterelim diye, çevresini kutsal kıldığımız Mescidi Aksa´ya (Kudüs´e) ulaştıran Allah, her türlü noksanlıktan uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Noksan sıfatlardan münezzehtir kulunu geceleyin Mescid-i Harâm´dan çevresini kutladığımız Mescid-i Aksâ´ ya götüren, âyetlerimizden bir kısmını ona da gösterelim diye, şüphe yok ki o, her şeyi duyar, görür. |
|
İBN-İ KESİR |
Şanı yücedir o Allah´ın ki; kulunu geceleyin Mescid-i Haram´dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa´ya götürmüştür. Bir kısım ayetlerimizi gösterelim diye. Muhakkak ki O´dur O, Semi´, Basir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram´dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa´ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir görendir. |
|
BEKİR SADAK |
Kulunu (Muhammed´i) bir gece Mescidi Haram´dan, kendisine bir kisim ayetlerimizi gostermek icin, cevresini mubarek kildigimiz Mescidi Aksa´ya goturen Allah´in sani yucedir. dogrusu O, isitir ve gorur. |
|
CELAL YILDIRIM |
Kulu (Muhammedi) gecenin bir bölümünde —kendisine bir kısım âyetlerimizi (kudretimizi yansıtan belgelerimizi) göstermek için— Mescid-i Haram´dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ´ya götüren Allah (bütün noksanlıklardan) yücedir, münezzehtir, işiten ve gören O´dur. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Kulunu (Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemî) bir gece Mescid-i haramdan (alıb) Mescid-i Aksaaya kadar götüren (Zât-i ecelle ve a´lâ her dürlü nakıysalardan) münezzehdir. (O Mescid-i Aksaa ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik (ve bu gece yolculuğunu) ona (o peygambere) âyetlerimizden ba´zısını gösterelim diye (yapdırdık). Şübhesiz ki O, (asıl) O (her şey´i) hakkıyle işiden, (her şey´i) kemâliyle görendir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allah’dır ki, kulunu (Hz. Peygamber Aleyhisselâmı) gece Mescid-i Harâm’dan (Mekke’den alıp) o etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya kadar götürdü; ona, âyetlerimizden (kudretimize delâlet eden acaibliklerden) gösterelim diye yaptık. Hakikat bu: O Semî’dir = her şeyi işitir, Basîr’dir= her şeyi görür. |
|
ALİ BULAÇ |
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram´dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa´ya götüren O (Allah) Yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir. |
|