وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ۚ وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْآنِ وَحْدَهُ وَلَّوْا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا |
ARAPÇA LATİN |
Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur´an´da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler. |
|
ELMALILI SADE |
Ve kalplerinin üzerine onu iyi anlamalarına engel kabuklar geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kuran´da tek olarak andığın vakit te ürkerek arkalarını döner giderler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onların kalpleri üzerine, onu iyice anlayamamaları için perdeler ve kulakları içine de bir ağırlık kıldık ve Kur´an´da rabbini bir olarak andığın zaman nefret ederek arkalarını dönüp giderler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Kur´an´ı kavramasınlar diye kalplerini bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Allah´ın ortaksız birliğini dile getiren Kur´an ayetlerini okuduğun zaman arkalarını dönüp kaçarlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Anlamamaları için gönüllerine perdeler gerer, kulaklarına ağırlık veririz ve sen, Kur´ân´da, Rabbini, bir olarak andın mı yüz çevirirler, uzaklaşırlar senden. |
|
İBN-İ KESİR |
Onu anlarlar diye kalblerine örtüler koyduk. Kulaklarına da ağırlık. Kur´an´da Rabbını tek olarak zikrettiğin zaman da onlar nefret ederek arkalarına döner giderler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve onların kalbleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur´an´da sadece Rabbini «bir ve tek» (ilah olarak) andığın zaman, ´nefretle kaçar vaziyette´ gerisin geriye giderler. |
|
BEKİR SADAK |
Kuran´i anlarlar diye kalblerine ortuler ve kulaklarina da agirlik koyduk. Kuran´da Rabbini bir tek, olarak andigin zaman, onlar urkerek ardlarina donerler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Kalbleri üzerine O´nu anlamalarına engel kılıflar geçiririz (perdeler örteriz); kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur´ân´da Rabbini, «Bir» olarak andığın zaman nefretle arkalarını dönüp giderler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Evet) onların kalbleri üzerine, onu (Kur´ânı) iyice anlamalarına (engel), perdeler gerer, kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen Kur´anda Rabbini bir tek olarak andığın vakit onlar ürkek ürkek arkalarını çevirirler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Ve kalblerinin üzerine, Kur’ân’ı anlamalarına engel perdeler geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık veririz. Rabbini, Kur’ân’da tek (eşsiz) olarak andığın zaman da, ürkerek arkalarını döner giderler. |
|
ALİ BULAÇ |
Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur´an´da sadece Rabbini "bir ve tek" (İlah olarak) andığın zaman, ´nefretle kaçar vaziyette´ gerisin geriye giderler. |
|