فَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ فَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا وَبِئْرٍ مُعَطَّلَةٍ وَقَصْرٍ مَشِيدٍ |
ARAPÇA LATİN |
Fe ke eyyin min karyetin ehleknâhâ ve hiye zâlimetun fe hiye hâviyetun alâ urûşihâ ve bi’rin muattalatin ve kasrın meşîd(meşîdin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır! |
|
DİYANET VAKFI |
Nitekim, birçok memleket vardı ki, o memleket (halkı) zulmetmekte iken, biz onları helâk ettik. Şimdi o ülkelerde duvarlar, (çökmüş) tavanların üzerine yıkılmıştır. Nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (ıssız kalmış) ulu saraylar vardır. |
|
ELMALILI SADE |
Evet nice memleketler vardır ki, Biz onları zulum yaparlarken helak ettik; şimdi damlarının üzerine çökmüş, ıp ıssız yıkıntı halindedir; ve nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (bomboş kalmış) muhteşem köşkler vardır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Evet. Nice beldeyi, o zalim olduğu halde onu helâk ettik ki, onun duvarları, tavanları üzerine yıkılmış ve nice muattal kuyu ve nice yüksek köşk (sahipsiz bırakılmıştır). |
|
FİZİLALİL KURAN |
Halkı zalim olan nice kenti yok ettik. Yapılarının duvarları, yere inen tavan yıkıntılarının üzerine çökmüştür. Nice su kuyularını kullanan kalmamış, nice korunaklı köşkleri ıssız kalmıştır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Nice şehirler var ki halkı zâlim olduğundan helâk ettik onları ve o şehirlerin tavanları, duvarlarına çökmüş, yerle bir olmuş, ıpıssız kalmış ve nice kuyular kuruttuk, nice yüce köşkler yıktık. |
|
İBN-İ KESİR |
Nice kasabaları zulüm ederken helak ettik. Şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmaktadır, kuyuları körelmiş, sarayları yıkılmıştır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terkedilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir). |
|
BEKİR SADAK |
Nice kasabalarin halkini haksizlik yaparken yok ettik. Artik catilari cokmus, kuyulari metruk, saraylari bombos kalmistir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Birçok kasaba halkını zulüm edip dururlarken yakalayıp yok ettik. Damları çökmüş, kuyuları kendi haline terkedilmiş ve (ıssız kalmış) yüksekçe sarayları.. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Evet) nice memleket (ler vardı) ki (halkı) zulümde devam edib dururlarken biz onları (mahv-ü) helak etdik. Şimdi dıvarlar tavanlarının üstüne çökmüş (ıpıssız kalmış) dır (o yerler). Ve (biz nice) kuyu (lar) ı muattal, (nice) yüksek saray (ları bomboş bırakdık). |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Nice memleketler vardı ki, zulüm yapıyorlarken biz onları helâk ettik de damları çökmüş, duvarları üzerlerine yıkılmıştır (ıssız harabeye dönmüştür). Nice kuyularla yüksek saraylar (sahibsiz) bomboş bırakılmıştır. |
|
ALİ BULAÇ |
(Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terk edilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir). |
|