ذَٰلِكَ وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ |
ARAPÇA LATİN |
Zâlike ve men yuazzım şeâirallâhi fe innehâ min takvâl kulûb(kulûbi). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Bu böyle. Her kim de Allah’ın nişanelerini (kurbanlıklarını) yüceltirse, şüphesiz ki bu kalplerin takvasından (Allah’a karşı gelmekten sakınmasından)dır. |
|
DİYANET VAKFI |
Durum öyledir. Her kim Allah´ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır. |
|
ELMALILI SADE |
Bu böyledir; her kim Allah´ın kurbanlıklarına saygı duyarsa şüphesiz o kalplerin takvasındandır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
İşte bu, böyledir. Her kim Allah´ın şeârine tazîm ederse, artık şüphe yok ki o, kalplerin takvâsındandır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bu böyledir. Kim Allah´ın emrettiği ibadet biçimlerine saygı gösterirse hiç kuşkusuz bu saygı kalplerdeki takvadan kaynaklanır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İşte böyledir bu ve kim Allah dininin hükümlerini ulularsa şüphe yok ki bu hareket, yüreklerdeki çekinme duygusundandır. |
|
İBN-İ KESİR |
Bu böyledir. Kim, Allah´ın nişanelerine saygı gösterirse; şüphesiz ki bu kalblerin takvasındandır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İşte böyle; kim Allah´ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalblerin takvasındandır. |
|
BEKİR SADAK |
Bu boyledir; kisinin Allah´in nisanelerine hurmet gostermesi, kalblerin Allah´a karsi gelmekten sakinmasindandir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(Gerçek) budur. Kim Allah´ın ibâdet için koyduğu alâmet ve ölçülere uyup saygı gösterirse, şüphesiz ki bu kalblerin takvası (Allah´tan korkup saygısızlıktan sakınması)dır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bu, budur, kim Allahın şeaairini büyük tanırsa şübhesiz ki bu, kalblerin takvaasındandır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bu uzaklaşma Allah’a eş koşanlar içindir. Fakat kim Allah’ın dinini (veya hac farzlarını) büyük tanırsa, şüphe yok ki, bu, kalblerin takvasındandır. |
|
ALİ BULAÇ |
İşte böyle; kim Allah´ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır. |
|