وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve lekad vassalnâ lehumul kavle leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık. |
|
DİYANET VAKFI |
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir). |
|
ELMALILI SADE |
Andolsun ki, iyi düşünsünler diye, onlar hakkında sözü uladık da uladık. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Kasem olsun ki, onlar için belki düşünürler diye sözü birbiri ardınca irâd ettik. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve andolsun öğüt alsınlar diye sözü, birbiri ardınca âyet âyet ulayıp indirmedeyiz. |
|
İBN-İ KESİR |
Andolsun ki; Biz, onlar için sözü birbirine bitiştirdik. Belki düşünürler diye. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik. |
|
BEKİR SADAK |
And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetistirdik; belki dusunurler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Biz, düşünürler de öğüt alırlar diye sözü birbiri ardınca getirdik, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Andolsun ki biz onlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, sözü birbiri ardınca inzal edib durmuşuzdur. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Gerçekten o kâfirlere, Kur’an ayetlerini, birbiri ardınca inzal ve beyan ettik ki, ibret alıp iman etsinler. |
|
ALİ BULAÇ |
Andolsun, Biz öğüt alıp-düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip-indirdik. |
|