مَتَاعٌ قَلِيلٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ |
ARAPÇA LATİN |
Metâun kalîlun ve lehum azâbun elîm(elîmun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Dünyada elde ettikleri) az bir yararlanmadır. Hâlbuki (ahirette) onlara acıklı bir azap vardır. |
|
DİYANET VAKFI |
(Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır. |
|
ELMALILI SADE |
Bu az bir faydalanmadır ve onlara acı bir azap vardır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(Bu) Biraz menfaatten ibarettir ve onlara pek acıklı bir azap vardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Kısa süreli bir dünya mutluluğu tadarlar, ama acıklı bir azap onları beklemektedir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Elde ettikleri pek az bir geçimden ibârettir ve onlara elemli bir azap var. |
|
İBN-İ KESİR |
Az bir geçim ve ardından onlara elim bir azab vardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acıklı bir azab vardır. |
|
BEKİR SADAK |
Az bir gecim ama ardindan can yakici bir azap onlaradir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Az bir yararlanma ve geçim ve kendileri için elem verici bir azâb.. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Bu, ancak geçici ve) az bir menfeatden ibâretdir. Halbuki onlara (âhıretde) pek acıklı bir azâb vardır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azab... |
|
ALİ BULAÇ |
(Bu dünyada olup-biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acı bir azap vardır. |
|