بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ ۗ وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Bil beyyinâti vez zubur(zuburi), ve enzelnâ ileykez zikre li tubeyyine lin nâsi mâ nuzzile ileyhim ve leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. |
|
DİYANET VAKFI |
Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur´an´ı indirdik. |
|
ELMALILI SADE |
Onları açık mucizelerle ve kitaplarla göndermiştik. Sana da bu Kur´an´ı indirdik, insanlara kendilerine indirileni anlatasın diye. Belki düşünürler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(O peygamberleri) Açık mûcizeler ile ve kitaplar ile (gönderdik) ve sana da Kur´an´ı indirdik ki, kendilerine indirilmiş oldukları(emir ve nehyi) nâsa açıkça anlatasın ve gerek ki onlar da tefekkür edeler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
O peygamberleri açık deliller ile ve kitaplar ile göndermiştik. Sana da, insanlara indirilen ilahi mesajı açıklayasın da ola ki, düşünürler diye Kur´an´ı indirdik. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onları, delillerle, kitaplarla gönderdik ve sana da, onlara ne indirildiğini açıkça anlatman, düşünmelerini sağlaman için Kur´ân´ı indirdik. |
|
İBN-İ KESİR |
Kitablar ve apaçık delillerle. Sana da insanlara indirileni açıklayasın diye bu zikri indirdik. Belki düşünürler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik) . Sana da zikri (Kur´an´ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. |
|
BEKİR SADAK |
(43-44) Dogrusu senden once de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettigimiz bir takim adamlar gonderdik. Bilmiyorsaniz kitablilara sorun. Sana da, insanlara gonderileni aciklayasin diye Kuran´i indirdik. Belki dusunurler. |
|
CELAL YILDIRIM |
(43-44) Senden önce de ancak kendilerine vahiy ettiğimiz adamları birçok belge, mu´cize ve kitâblarla gönderdik. Eğer (bu konulan) bilmiyorsanız ilim ehlinden sorun. Sonra da kendilerine parça parça (halinde) indirileni insanlara açıklayasın diye Kur´ân´ı indirdik; ola ki düşünürsünüz. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(O peygamberler) apaçık bürhanlarla (mu´cizelerle) ve kitablarla (gönderildiler. Habîbim) biz sana da Kur´ânı indirdik. Tâki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın ve tâki onlar da iyice fikirlerini kullansınlar. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Biz, o Peygamberleri mûcizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Rasûlüm, sana da Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın olur ki; iyice düşünürler. |
|
ALİ BULAÇ |
(Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur´an´ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. |
|