أَوْ يَأْخُذَهُمْ فِي تَقَلُّبِهِمْ فَمَا هُمْ بِمُعْجِزِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Ev ye’huzehum fî tekallubihim fe mâ hum bi mu’cizîn(mu’cizîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Yahut onlar dönüp dolaşırken Allah’ın kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Onlar, Allah’ı âciz bırakacak değillerdir. |
|
DİYANET VAKFI |
(45-46) Kötülük tuzakları kuranlar, Allah´ın, kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden veya onlar dönüp dolaşırlarken Allah´ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah´ı) âciz bırakacak değillerdir. |
|
ELMALILI SADE |
Ya da dönüp dolaşırlarken kendilerini yakalayamayacağından? Onlar Allah´ı aciz bırakacak değillerdir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Veya onları dönüp dolaşırlarken yakalayıvermesinden (emin mi oldular?) Halbuki, onlar (Hak Teâlâ´yı) aciz bırakıcılar değildirler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ya da ilahi azabın gezilerinden biri sırasında kendilerini yakalamayacağından emin midirler? Onların Allah´ın yapacağını engellemeleri sözkonusu değildir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Yahut onu âciz bırakamayacaklarına göre dönüp dolaşırlarken tutup onları helâk etmeyeceğinden. |
|
İBN-İ KESİR |
Yahut onlar dönüp dolaşırken kendilerini yakalamasından mı? Allah´ı aciz bırakacak değillerdir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ya da onlar, dönüp dolaşmaktalarken, onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda Allah´ı) aciz bırakacak değildirler. |
|
BEKİR SADAK |
(46-47) Veya hareket halindelerken (ki Allah´i aciz birakamazlar) ya da yok olmak endisesindeyken onlara azabin gelmesinden guvende midirler? Dogrusu Rabbin sefkatlidir, merhametlidir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(46-47) Veya dönüp dolaşırlarken, kendilerini (ilâhî azabın) yakalayıvermesinden —ki (Allah´ı) âciz bırakacak değillerdir— veya korku ve endişe üzere eksile eksile bir durumda bulunurlarken, kendilerini tutuvermesinden emniyette midirler ? Şüphesiz ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Yahud onlar dönüb dolaşırlarken (Allahın) kendilerini yakalayıvermesinden (bir eman mı aldılar) ki onlar (hiç bir suretle Allâhı) aaciz bırakıcı değildirler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Yahud gezip dolaşırlarken (Allah’ın azabı) kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Üstelik onlar, azabı engelleyiciler de değillerdir. |
|
ALİ BULAÇ |
Ya da onlar, dönüp-dolaşmaktalarken, onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda Allah´ı) aciz bırakacak değildirler. |
|