عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَىٰ |
ARAPÇA LATİN |
Allemehu şedîdul kuvâ. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(5-7) (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. |
|
DİYANET VAKFI |
(5-7) Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu. |
|
ELMALILI SADE |
Ona, kuvvetleri çok güçlü olan öğretti. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(4-5) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir. Onu kuvvetleri pek şiddetli olan öğretmiştir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bu vahyi O´na müthiş güçleri olan Cebrail öğretti. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ona öğretti kuvvetleri çok çetin. |
|
İBN-İ KESİR |
Onu müthiş kuvvetli olan öğretti. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ona (bu Kur´an´ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir. |
|
BEKİR SADAK |
(5-7) Ona, cetin kuvvetlere sahip ve guclu olan Cebrail ogretmistir; en yuksek ufukta iken dogruluvermis. |
|
CELAL YILDIRIM |
(5-6-7) Onu O´na, çok çetin güce sahip olan Melek (Cebrail) öğretti ki, o güzel bir görünümdedir ve en yüksek ufukta iken doğruldu. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onu müdhiş kuvvetlere mâlik olan öğretdi. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O’na, kuvvetleri pek çok olan (Cebrâil) öğretti. |
|
ALİ BULAÇ |
Ona (bu Kur´an´ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir. |
|