|
Necm Suresi
|
AYET NO |
MEAL |
1 |
Battığı zaman yıldıza andolsun; |
|
2 |
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. |
|
3 |
O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. |
|
4 |
O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. |
|
5 |
Ona (bu Kur´an´ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir. |
|
6 |
(Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu. |
|
7 |
O, en yüksek bir ufuktaydı. |
|
8 |
Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi. |
|
9 |
Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı. |
|
10 |
Böylece O´nun kuluna vahyettiğini vahyetti. |
|
11 |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
|
12 |
Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız? |
|
13 |
Andolsun, onu bir de diğer inişte görmüştü. |
|
14 |
Sidretü´l-Münteha´nın yanında. |
|
15 |
Ki Cennetü´l-Me´va onun yanındadır. |
|
16 |
Sidreyi örten örtmekte iken, |
|
17 |
Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı. |
|
18 |
Andolsun, o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü. |
|
19 |
Gördünüz mü-haber verin; Lat ve Uzza´yı. |
|
20 |
Ve üçüncü (put) olan Menat´ı(n herhangi bir güçleri var mı)? |
|
21 |
Erkek (evlat) sizin, dişi O´nun mu? |
|
22 |
Eğer böyleyse, bu, çarpık bir paylaşma. |
|
23 |
Bu (putlar ise,) sizin ve atalarınızın (kendi istek ve öngörünüze göre) isimlendirdiğiniz (keyfi) isimlerden başkası değildir. Allah, onlarla ilgili ´hiçbir delil´ indirmemiştir. Onlar, yalnızca zanna ve nefislerinin (alçak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine uyuyorlar. Oysa andolsun, onlara Rablerinden yol gösterici gelmiştir. |
|
24 |
Yoksa insana ´her arzu edip dilekte bulunduğu´ şey mi var? |
|
25 |
İşte son da, ilk de (ahiret ve dünya) Allah´ındır. |
|
26 |
Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah´ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka. |
|
27 |
Gerçek şu ki, ahirete iman etmeyenler, melekleri dişi isimlerle isimlendiriyorlar. |
|
28 |
Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz. |
|
29 |
Şu halde sen, Bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başkasını istemeyenden yüz çevir. |
|
30 |
İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen O´dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O´dur. |
|
31 |
Göklerde ve yerde olanlar Allah´ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüllendirir. |
|
32 |
Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir. |
|
33 |
Şimdi, o yüz çevireni gördün mü? |
|
34 |
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu. |
|
35 |
Gaybın ilmi onun yanında da o mu görüyor? |
|
36 |
Yoksa Musa´nın sahifelerinde olan kendisine haber verilmedi mi? |
|
37 |
Ve vefa eden İbrahim´in (sahifelerinde) olan... |
|
38 |
Doğrusu, hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez. |
|
39 |
Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur. |
|
40 |
Şüphesiz kendi emeği (veya çabası) görülecektir. |
|
41 |
Sonra ona en eksiksiz karşılık verilecektir. |
|
42 |
Elbette son varış Rabbine olacaktır. |
|
43 |
Doğrusu, güldüren ve ağlatan O´dur. |
|
44 |
Doğrusu, öldüren ve dirilten O´dur. |
|
45 |
Doğrusu, çiftleri; erkek ve dişiyi, yaratan O´dur. |
|
46 |
Bir damla sudan (döl yatağına) meni döküldüğü zaman. |
|
47 |
Gerçek şu ki, diğer diriltme (yeniden neş´et) de O´na aittir. |
|
48 |
Doğrusu, muhtaç olmaktan O kurtardı ve sermaye verip-hoşnut kıldı. |
|
49 |
Doğrusu, ´Şi´ra (yıldızı)nın´ Rabbi O´dur. |
|
50 |
Doğrusu, önce gelen Ad (halkın)ı O yıkıma uğrattı. |
|
51 |
Semud´u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı. |
|
52 |
Daha önce Nuh kavmini de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar. |
|
53 |
Altı üstüne gelen (Lut kavminin) şehirlerini de O yerin dibine geçirdi. |
|
54 |
Böylece ona (o toplumun başına) sardırdığını sardırdı. |
|
55 |
Öyleyse, Rabbinin hangi nimetlerinden şüphe ediyorsun? |
|
56 |
Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. |
|
57 |
O yaklaşmakta olan yaklaştı. |
|
58 |
Onu Allah´ın dışında ortaya çıkaracak başka (hiçbir güç yoktur). |
|
59 |
Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz? |
|
60 |
(Alayla) Gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz. |
|
61 |
Ve şuursuzca baş kaldırıyorsunuz. |
|
62 |
Hemen, Allah´a secde edin ve (yalnızca O´na) kulluk edin. |
|