فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ |
ARAPÇA LATİN |
Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. |
|
DİYANET VAKFI |
(8-9) Sonra (Muhammed´e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. |
|
ELMALILI SADE |
Aradaki mesafe iki yay boyu oldu, hatta daha yakın; |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Öyle ki, Peygamberle araları iki yay aralığı ya da daha yakın oldu. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İki yay kadar kaldı araları, yahut daha da yakın. |
|
İBN-İ KESİR |
İki yay kadar yahut daha da yakın oldu. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Nitekim (ikisi arasında uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha da yakınlaştı. |
|
BEKİR SADAK |
Aralari iki yay araligi kadar belki daha da yakin oldu. |
|
CELAL YILDIRIM |
O kadar ki (aralarında) iki yay boyu veya daha az bir mesafe kaldı. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Bu suretle o, peygamberlere) iki yay kadar, yahud daha yakın oldu da, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Böylece Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahud daha az oldu. |
|
ALİ BULAÇ |
Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı. |
|