Taha Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Ta, Ha. Facebook'ta Paylaş
2 Biz sana bu Kur´an´ı güçlük çekmen için indirmedik, Facebook'ta Paylaş
3 ´İçi titreyerek korku duyanlara´ ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik). Facebook'ta Paylaş
4 Yeri ve yüksek gökleri yaratan tarafından bir indirmedir. Facebook'ta Paylaş
5 Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir. Facebook'ta Paylaş
6 Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O´nundur. Facebook'ta Paylaş
7 Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. Facebook'ta Paylaş
8 Allah; O´ndan başka İlah yoktur. En güzel isimler O´nundur. Facebook'ta Paylaş
9 Sana Musa´nın haberi geldi mi? Facebook'ta Paylaş
10 Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum." Facebook'ta Paylaş
11 Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa." Facebook'ta Paylaş
12 "Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva´dasın." Facebook'ta Paylaş
13 "Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle." Facebook'ta Paylaş
14 "Gerçekten Ben, Ben Allah´ım, Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl." Facebook'ta Paylaş
15 "Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim." Facebook'ta Paylaş
16 "Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın." Facebook'ta Paylaş
17 "Sağ elindeki nedir ey Musa?" Facebook'ta Paylaş
18 Dedi ki: "O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var." Facebook'ta Paylaş
19 Dedi ki: "Onu at, ey Musa." Facebook'ta Paylaş
20 Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş). Facebook'ta Paylaş
21 Dedi ki: "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz." Facebook'ta Paylaş
22 "Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın." Facebook'ta Paylaş
23 "Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım." Facebook'ta Paylaş
24 "Firavun´a git, çünkü o azmış bulunuyor." Facebook'ta Paylaş
25 Dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç." Facebook'ta Paylaş
26 "Bana işimi kolaylaştır." Facebook'ta Paylaş
27 "Dilimden düğümü çöz;" Facebook'ta Paylaş
28 "Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar." Facebook'ta Paylaş
29 "Ailemden bana bir yardımcı kıl," Facebook'ta Paylaş
30 "Kardeşim Harun´u" Facebook'ta Paylaş
31 "Onunla arkamı kuvvetlendir." Facebook'ta Paylaş
32 "Onu işimde ortak kıl," Facebook'ta Paylaş
33 "Böylece Seni çok tesbih edelim." Facebook'ta Paylaş
34 "Ve Seni çok zikredelim." Facebook'ta Paylaş
35 "Şüphesiz Sen bizi görüyorsun." Facebook'ta Paylaş
36 (Allah) Dedi ki: "Ey Musa istediğin sana verilmiştir." Facebook'ta Paylaş
37 "Andolsun, Biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk." Facebook'ta Paylaş
38 "Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)" Facebook'ta Paylaş
39 "Onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu Benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır. Gözümün önünde yetiştirilmen için, Kendim´den sana bir sevgi yönelttim." Facebook'ta Paylaş
40 "Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, Biz seni tasadan kurtarmış ve seni ´esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.´ Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa." Facebook'ta Paylaş
41 "Seni Kendim için seçtim." Facebook'ta Paylaş
42 "Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve Beni zikretmede gevşek davranmayın. Facebook'ta Paylaş
43 "İkiniz Firavun´a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor." Facebook'ta Paylaş
44 "Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar." Facebook'ta Paylaş
45 Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı ´taşkın bir tutum takınmasından´ ya da ´azgın davranmasından´ korkuyoruz." Facebook'ta Paylaş
46 Dedi ki: "Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum." Facebook'ta Paylaş
47 "Haydi ona gidin de deyin ki: Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğulları´nı bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azap verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun." Facebook'ta Paylaş
48 "Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azap, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir." Facebook'ta Paylaş
49 (Ona gidip aynı şeyleri tekrarladıklarında, Firavun onlara) Dedi ki: "Sizin Rabbiniz kim ey Musa?" Facebook'ta Paylaş
50 Dedi ki: "Bizim Rabbimiz, herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir." Facebook'ta Paylaş
51 (Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?" Facebook'ta Paylaş
52 Dedi ki: "Bunun bilgisi Rabbimin Katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz." Facebook'ta Paylaş
53 "Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşedi ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık." Facebook'ta Paylaş
54 "Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz, bunda sağduyu sahipleri için elbette ayetler vardır. Facebook'ta Paylaş
55 Sizi ondan yarattık, ona geri vereceğiz ve sizi bir kere daha ondan çıkaracağız. Facebook'ta Paylaş
56 Andolsun, Biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti. Facebook'ta Paylaş
57 Dedi ki: "Ey Musa, sen bizi sihrinle yurdumuzdan sürüp çıkarmaya mı gelmiş bulunuyorsun?" Facebook'ta Paylaş
58 "Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir ´buluşma zamanı ve yeri´ tespit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi. Facebook'ta Paylaş
59 (Musa) Dedi ki: "Buluşma zamanımız, (ülkenin ulusal) bayram günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti (olsun)." Facebook'ta Paylaş
60 Böylelikle Firavun arkasını dönüp gitti, hileli düzenini (yürütecek büyücüleri) biraraya getirdi, sonra geldi. Facebook'ta Paylaş
61 Musa onlara dedi ki: "Size yazıklar olsun, Allah´a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azap ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir." Facebook'ta Paylaş
62 Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler. Facebook'ta Paylaş
63 Dediler ki: "Bunlar herhalde iki sihirbazdır, sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp-çıkarmak ve örnek olarak tutturduğunuz yolunuzu (dininizi) yok etmek istemektedirler." Facebook'ta Paylaş
64 "Bundan ötürü, tuzaklarınızı biraraya getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtuluşu bulmuştur." Facebook'ta Paylaş
65 "Ey Musa" dediler. Ya sen (asanı) at veya önce biz atalım." Facebook'ta Paylaş
66 Dedi ki: "Hayır, siz atın." Sonra hemen (ne görsün), sihirlerinden dolayı, onların ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü. Facebook'ta Paylaş
67 Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı. Facebook'ta Paylaş
68 "Korkma" dedik. "Muhakkak sen üstün geleceksin." Facebook'ta Paylaş
69 "Sağ elindekini atıver, onların yaptıklarını yutacaktır; çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz." Facebook'ta Paylaş
70 Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar: "Harun´un ve Musa´nın Rabbine iman ettik" dediler. Facebook'ta Paylaş
71 (Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız." Facebook'ta Paylaş
72 Dediler ki: "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla ´tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin." Facebook'ta Paylaş
73 "Gerçekten biz Rabbimiz´e iman ettik; günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak-sürüklediğin (suçumuzu) bağışlasın. Allah, daha hayırlıdır ve daha süreklidir." Facebook'ta Paylaş
74 "Gerçek şu ki, kim Rabbine suçlu-günahkar olarak gelirse, hiç şüphe yok, onun için cehennem vardır. Onun içinde ise, ne ölebilir, ne dirilebilir." Facebook'ta Paylaş
75 "Kim O´na iman edip salih amellerde bulunarak O´na gelirse, işte onlar, onlar için de yüksek dereceler vardır." Facebook'ta Paylaş
76 "İçlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleri de (onlarındır). Ve işte bu, arınmış olanın karşılığıdır." Facebook'ta Paylaş
77 Andolsun, Biz Musa´ya vahyetmiştik: "Kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, onlara denizde kuru bir yol aç, yetişilmekten korkmadan ve endişeye kapılmadan." Facebook'ta Paylaş
78 Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü; sulardan onları kaplayıveren kaplayıverdi. Facebook'ta Paylaş
79 Firavun, kendi kavmini şaşırtıp saptırdı ve onları doğruya yöneltmedi. Facebook'ta Paylaş
80 Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur´un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik. Facebook'ta Paylaş
81 Size, rızık olarak verdiklerimizden temiz olanlarından yiyin, bu konuda azgınlık yapmayın, yoksa gazabım üzerinize kaçınılmaz olarak iner: Benim gazabım, kimin üzerine inerse, muhakkak o, tepetaklak düşmüştür. Facebook'ta Paylaş
82 Gerçekten Ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım. Facebook'ta Paylaş
83 "Seni kavminden ´çarçabuk ayrılmaya iten´ nedir ey Musa?" Facebook'ta Paylaş
84 Dedi ki: "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim." Facebook'ta Paylaş
85 Dedi ki: "Biz senden sonra kavmini deneme (fitne)den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp-saptırdı." Facebook'ta Paylaş
86 Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: "Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?" Facebook'ta Paylaş
87 Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı." Facebook'ta Paylaş
88 Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin de ilahınız, Musa´nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler. Facebook'ta Paylaş
89 Onun kendilerine bir sözle cevap vermediğini ve onlara bir zarar veya fayda sağlamaya gücü olmadığını görmüyorlar mı? Facebook'ta Paylaş
90 Andolsun, Harun bundan önce onlara: "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti. Facebook'ta Paylaş
91 Demişlerdi ki: "Musa bize geri gelinceye kadar ona (buzağıya) karşı bel büküp önünde eğilmekten kesinlikle ayrılmayacağız." Facebook'ta Paylaş
92 (Musa da gelince:) "Ey Harun" demişti. "Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (Onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?" Facebook'ta Paylaş
93 "Niye bana uymadın, emrime baş mı kaldırdın?" Facebook'ta Paylaş
94 Dedi ki: "Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup-yolma. Ben, senin: "İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin" demenden endişe edip korktum." Facebook'ta Paylaş
95 (Musa) Dedi ki: "Ya senin amacın nedir ey Samiri?" Facebook'ta Paylaş
96 Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi." Facebook'ta Paylaş
97 Dedi ki: “Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız." Facebook'ta Paylaş
98 "Sizin İlahınız yalnızca Allah´tır ki, O´nun dışında İlah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır." Facebook'ta Paylaş
99 Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten, sana Katımız´dan bir zikir verdik. Facebook'ta Paylaş
100 Kim bundan yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir. Facebook'ta Paylaş
101 O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür. Facebook'ta Paylaş
102 Sur´a üfürüleceği gün, Biz suçlu-günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak´ toplayacağız. Facebook'ta Paylaş
103 (Dünyada) Yalnızca on (gün) kaldınız" diye kendi aralarında fısıldaşacaklar. Facebook'ta Paylaş
104 Onların sözünü ettiklerini Biz daha iyi biliyoruz. Tutulan yol bakımından onların daha üst olanları ise: "Siz yalnızca bir gün kaldınız" derler. Facebook'ta Paylaş
105 Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak" Facebook'ta Paylaş
106 "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır." Facebook'ta Paylaş
107 "Orada ne bir eğrilik göreceksin, ne de bir tümsek." Facebook'ta Paylaş
108 O gün, kendisinden sapma imkanı olamayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman (olan Allah)a karşı sesler kısılmıştır; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitemezsin. Facebook'ta Paylaş
109 O gün, Rahman (olan Allah)´ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz. Facebook'ta Paylaş
110 O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O´nu kavrayıp kuşatamazlar. Facebook'ta Paylaş
111 (Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir. Facebook'ta Paylaş
112 Kim de bir mü´min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından. Facebook'ta Paylaş
113 Böylece Biz onu, Arapça bir Kur´an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur. Facebook'ta Paylaş
114 Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur´an´ı (okumada) acele etme ve de ki: "Rabbim, ilmimi arttır." Facebook'ta Paylaş
115 Andolsun, Biz bundan önce Adem´e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. Facebook'ta Paylaş
116 Hani Biz meleklere: "Adem´e secde edin" demiştik, İblis´in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi, o, ayak diremişti. Facebook'ta Paylaş
117 Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun." Facebook'ta Paylaş
118 Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır." Facebook'ta Paylaş
119 Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da." Facebook'ta Paylaş
120 Sonunda şeytan ona vesvese verdi; dedi ki: "Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?" Facebook'ta Paylaş
121 Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp-kaldı. Facebook'ta Paylaş
122 Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti ve doğru yola iletti. Facebook'ta Paylaş
123 Dedi ki: "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size Benden bir yol gösterici gelecektir; kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz." Facebook'ta Paylaş
124 "Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz." Facebook'ta Paylaş
125 "O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?" Facebook'ta Paylaş
126 (Allah da) Der ki: "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın." Facebook'ta Paylaş
127 İşte Biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir. Facebook'ta Paylaş
128 Kendilerinden önceki nesillerden nicelerini yıkıma uğratmamız, onları doğruya yöneltmedi mi? (Oysa bugün kendileri) onların kaldıkları yerlerde (tarihi kalıntıları üzerinde) gezinip duruyorlar. Şüphesiz bunda sağduyu sahipleri için ayetler vardır. Facebook'ta Paylaş
129 Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu. Facebook'ta Paylaş
130 Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin. Facebook'ta Paylaş
131 Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. Facebook'ta Paylaş
132 Ehline (ümmetine) namazı emret ve onda kararlı davran. Biz senden rızık istemiyoruz, Biz sana rızık veriyoruz. Sonuç da takvanındır. Facebook'ta Paylaş
133 Dediler ki: "Bize kendi Rabbinden bir ayet (mucize) getirmesi gerekmez miydi?" Onlara önceki kitaplarda açık belgeler gelmedi mi? Facebook'ta Paylaş
134 Eğer Biz onları bundan önceki bir azap ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce Senin ayetlerine tabi olsaydık." Facebook'ta Paylaş
135 De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." Facebook'ta Paylaş