وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي |
ARAPÇA LATİN |
Vahlul ukdeten min lisânî. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(27-28) “Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” |
|
DİYANET VAKFI |
Dilimden (şu) bağı çöz. |
|
ELMALILI SADE |
dilimden düğümü çöz, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(26-27) «Ve benim için işimi kolaylaştır.» «Ve dilimden düğümü çöz.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Dilimin düğümünü çöz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Dilimin bağını çöz de. |
|
İBN-İ KESİR |
Dilimden de düğümü çöz ki; |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Dilimden düğümü çöz,» |
|
BEKİR SADAK |
(25-35) Musa: «Rabbim! Gogsumu genislet, isimi kolaylastir, dilimin dugumunu coz ki sozumu iyi anlasinlar. Ailemden kardesim Harun´u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu gorevimde ortak kil ki Seni daha cok tesbih edelim ve cokca analim. suphesiz Sen bizi grmektesin» dedi. |
|
CELAL YILDIRIM |
(25-26-27-28) Musâ dedi ki: Ey Rabbim! Benim göğsümü geniş let. işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü anlayabilsinler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Dilimden de (şu) düğümü çöz ki», |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Dilimden düğümü (şu peltekliği) çöz. |
|
ALİ BULAÇ |
"Dilimden düğümü çöz;" |
|