وَالَّذِينَ يَسْعَوْنَ فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ أُولَٰئِكَ فِي الْعَذَابِ مُحْضَرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Vellezîne yes’avne fî âyâtinâ muâcizîne ulâike fîl azâbi muhdarûn(muhdarûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışanlar var ya, işte onlar azap için hazır bulundurulacaklar. |
|
DİYANET VAKFI |
Âyetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır. |
|
ELMALILI SADE |
Ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışarak çalışanlara gelince onlar, hakkın huzuruna azap içinde celbedileceklerdir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve o kimseler ki âyetlerimiz hakkında (bizi) aciz sanar oldukları halde koşar dururlar. Onlar azap içinde ihzar edilmiş kimselerdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bizimle başa çıkabileceklerini sanarak olanca güçleri ile ayetlerimize karşı çıkanlara gelince onlar azapla başbaşa kalacaklardır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve onlar ki delillerimizi boşa çıkarmaya uğraşırlar, onlardır, azapta hazır bulundurulanlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Ayetlerimizde bizi aciz bırakmaya çalışanlar, işte onlar azabla yüzyüze bırakılmışlardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir. |
|
BEKİR SADAK |
Ayetlerimizde Bizi aciz birakmaga yeltenenler, iste onlar, azabla yuz yuze birakilirlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
(Bizi) âciz bırakacaklarını sanarak âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) uğraşıp çaba gösterenlere gelince: İşte onlar azâb içinde bekletileceklerdir. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Birbiriyle yarışırcasına âyetlerimizin içinde koşanlar (yok mu?) onlar da azabın içerisine ihzaaren getirilenlerdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Âyetlerimizi reddetmek için yarışırcasına gayret sarfedenler ise, onlar cehennem azabına hazırlanmışlardır. |
|
ALİ BULAÇ |
Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir. |
|