وَقَالُوا آمَنَّا بِهِ وَأَنَّىٰ لَهُمُ التَّنَاوُشُ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ |
ARAPÇA LATİN |
Ve kâlû âmennâ bih(bihî), ve ennâ lehumut tenâvuşu min mekânin baîd(baîdin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Azabı görünce), “ona inandık derler” ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan) iman elde etmek nasıl mümkün olur? |
|
DİYANET VAKFI |
(İş işten geçtikten sonra:) «Ona inandık» demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur? |
|
ELMALILI SADE |
Ve: «O´na iman ettik!» demektedirler, fakat onlara uzak yerden el sunmak nerede? |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve demiş olurlar ki, ona imân ettik. Fakat onlara uzak bir yerden el sunmak nerede? |
|
FİZİLALİL KURAN |
O´na inandık derler, ama artık iyice uzağında kaldıkları imanı nasıl yakalayacaklardır? |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve diyecekler ki: İnandık ona, fakat bu uzak bir yerde nereden îmana kavuşacaklar, ondan faydalanacaklar? |
|
İBN-İ KESİR |
O´na inandık demişlerdir. Ama uzak bir yerden nasıl kolayca imana ulaşılır? |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Biz O´na iman ettik» derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede? |
|
BEKİR SADAK |
(51-52) Onlari korktuklari zaman bir gorsen; artik kurtulus yoktur; cehenneme yakin bir yerde yakalanmislardir. O zaman, «Allah´a inandik» derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasil kolayca ulasirlar? |
|
CELAL YILDIRIM |
«Biz O´na imân ettik» derler. Ama uzak bir yerden (Âhiret´ten imâna) el sunmak (Dünya´ya yeniden döndürülmek) onlara nereden? |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Ona îman etdik» demişlerdir. Fakat onlar için (dünyâye) uzak (kalmış) bir yerden (tevbeye) el sunmak nerede?. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Ve azabı gördükleri zaman): “-Biz O’na= Hz. Muhammed’e (s.a.v.) iman ettik.” demektedirler; fakat uzak bir yerden (ahiretten) tevbe etmek nerede? |
|
ALİ BULAÇ |
"Biz ona iman ettik" derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede? |
|