وَآيَةٌ لَهُمْ أَنَّا حَمَلْنَا ذُرِّيَّتَهُمْ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ |
ARAPÇA LATİN |
Ve âyetun lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fîl fulkil meşhûn(meşhûni). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. |
|
DİYANET VAKFI |
Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir. |
|
ELMALILI SADE |
Onlara bir delil de o dolu gemide zürriyetlerini taşımamız; |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onlar için bir alâmettir, onların çoluk çocuklarını dolmuş bir gemiye muhakkak bizim yükletmiş olmamız. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar için bir delil de, onların çocuklarını dolu gemide taşımamız. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve onlara bir delil de, soylarını, dopdolu gemide taşımamızdır. |
|
İBN-İ KESİR |
Soylarını dolu gemiyle taşımış olmamız da onlar için bir ayettir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onların soylarını dolu gemilerde (ana rahimlerinde) taşımamız da kendileri için bir ayettir. |
|
BEKİR SADAK |
(41-42) Onlara bir delil de: Soylarini dolu gemiyle tasimamiz ve kendileri icin bunun gibi daha nice binekler yaratmis olmamizdir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlar için ayrı bir açık belge de, soylarını o dolu gemiye yükleyip taşımamız, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onlar için bir âyet (ve ibret) de bizim, onların zürriyyetlerini o dopdolu gemilerde taşımış olmamız, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
İnsanlar için (kudretimize delâlet eden) bir alâmet de (ticarete gönderdikleri) evlâdlarını dolu gemide taşımamız; |
|
ALİ BULAÇ |
Onların soylarını dolu gemilerde taşımamız da kendileri için bir ayettir. |
|