وَجَاءُوا أَبَاهُمْ عِشَاءً يَبْكُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve câû ebâhum işâen yebkûn(yebkûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Yûsuf’u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
|
DİYANET VAKFI |
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
|
ELMALILI SADE |
Yatsı vaktinde ağlayarak babalarına geldiler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve babalarına yatsı vakti ağlar oldukları halde geldiler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Akşam olunca ağlayarak babalarına geldiler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Akşam olunca ağlaya ağlaya babalarına gelmişlerdi. |
|
İBN-İ KESİR |
Akşam üstü ağlaya ağlaya babalarına geldiler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. |
|
BEKİR SADAK |
(16-17) Aksam ustu aglayarak babalarina geldiklerinde: «Ey babamiz! Inan olsun biz yaris yapiyorduk; Yusuf´u esyamizin yanina birakmistik; bir kurt onu yedi. Her ne kadar dogru soyluyorsak da sen bize inanmazsin» dediler. |
|
CELAL YILDIRIM |
(16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve: «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik; Yûsuf´u da eşyamızın yanına bıraktık, derken onu kurt yemiş; biz doğru (sözlü)ler de olsak sen bize inanacak değilsin.» |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Akşam ağlaya ağlaya babalarına geldiler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Kardeşleri, akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
|
ALİ BULAÇ |
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. |
|