وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ |
ARAPÇA LATİN |
Ve kîle men râk(râkın). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir. |
|
DİYANET VAKFI |
«Tedavi edebilecek kimdir?» denir. |
|
ELMALILI SADE |
ve: «Okuyacak kim var?» denilir |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince. |
|
İBN-İ KESİR |
Çare bulacak kim? denir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Son müdahaleyi yapacak kim» denir. |
|
BEKİR SADAK |
(26-27) Dikkat edin; can bogaza gelip koprucuk kemiklerine dayandigi zaman: «Care bulan yok mudur?» denir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Okuyup üfleyecek bir kimse yok mudur? denilecek. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Tedâvî edebilecek kim?» denildi (denilecek). |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki: “- (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?” |
|
ALİ BULAÇ |
"Son müdahaleyi yapacak kim" denir. |
|