نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعًا لِلْمُقْوِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn(mukvîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. |
|
DİYANET VAKFI |
Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlerin istifadesi için yarattık. |
|
ELMALILI SADE |
Biz onu hem bir ihtar, hem de alandaki muhtaçlara (çöl yolcularına) faydalı kıldık; |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(72-74) Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratanlar Biz miyiz? Biz onu (o ateşi) bir muhtıra ve sahraya konup göçenler için bir menfaat kıldık. Artık azîm Rabbinin ismiyle tesbihte bulun. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Biz onu hem düşündürücü, ibret verici bir uyarıcı, hem de ihtiyacı olanlar için bir yararlanma kaynağı olarak yarattık. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Biz onu, cehennem ateşini bir andırma ve çöllerde konup göçenlere bir fayda olarak halkettik. |
|
İBN-İ KESİR |
Biz, onu bir ibret ve konaklayanlar için faydalı kıldık. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Biz onu hem bir öğüt ve hatırlatma (konusu) hem de ihtiyacı olanlara bir meta kıldık. |
|
BEKİR SADAK |
Biz onu bir ibret ve colde konaklayanlar icin yararli kildik. |
|
CELAL YILDIRIM |
Biz, onu bir öğüt ve ibret ve hem de boş arazide yolculuk yapanlar (gezip dolaşanlar, rahat ve temiz hava almak isteyenler) için bir fayda kıldık. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Biz onu hem bir ibret, hem çöl yolcularına bir fâide kıldık. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Biz bu ateşi, (cehennem ateşine) bir ibret ve sahradaki yolculara bir menfaat kıldık. |
|
ALİ BULAÇ |
Biz onu hem bir öğüt ve hatırlatma (konusu), hem ihtiyacı olanlara bir meta kıldık. |
|