كِلْتَا الْجَنَّتَيْنِ آتَتْ أُكُلَهَا وَلَمْ تَظْلِمْ مِنْهُ شَيْئًا ۚ وَفَجَّرْنَا خِلَالَهُمَا نَهَرًا |
ARAPÇA LATİN |
Kiltel cenneteyni âtet ukulehâ ve lem tazlim minhu şey’en ve feccernâ hılâlehumâ neherâ(neheren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık. |
|
DİYANET VAKFI |
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık. |
|
ELMALILI SADE |
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş hiçbir şey noksan bırakılmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
O iki bağ da yemişlerini meydana getirmiş ve onlardan hiçbir şey noksan bırakmamıştı ve bunların arasında da bir ırmak akıtmıştık. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bağlar meyvalarını cömertçe veriyorlar, hiçbir ürünlerini esirgemiyorlardı. İki bağ arasından bir de ırmak akıtmıştık. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Bu iki bağ, dâimâ mahsûl verirdi, veriminde noksan bulunmazdı, iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık. |
|
İBN-İ KESİR |
Her iki bahçe de ürünlerini vermişler ve hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık. |
|
BEKİR SADAK |
Her iki bahce de urunlerini vermislerdi, hicbir seyi de eksik birakmamislardi. Ikisinin arasindan bir de irmak akitmistik. |
|
CELAL YILDIRIM |
O iki bağ da yemişlerini verdi, hiçbir şey eksik bırakmadı ve ikisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bu iki bağ (her sene aleddevam) mahsulünü vermiş, bundan bir şey´i eksik bırakmamışdı. Onların arasından bir de ırmak fışkırtmışdık. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiç bir şeyi noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız. |
|
ALİ BULAÇ |
İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir ırmak fışkırtmıştık. |
|