وَلَمْ تَكُنْ لَهُ فِئَةٌ يَنْصُرُونَهُ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مُنْتَصِرًا |
ARAPÇA LATİN |
Ve lem tekun lehu fietun yansurûnehu min dûnillâhi ve mâ kâne muntesirâ(muntesiren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onun, Allah’tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi. |
|
DİYANET VAKFI |
Kendisine Allah´tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi. |
|
ELMALILI SADE |
Allah´tan başka kendisine yardım edecek bir topluluk da bulunmadı; kendi kendini de kurtaramadı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onun için Allah´tan başka yardım edecek bir cemaat de yok idi ve kendisine yardım edebilecek bir halde değildi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
O anda ne Allah dışında, yardımına koşabilecek destekçiler bulabildi ve ne de kendi kendini kurtarabildi. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ona Allah´tan başka yardım edecek bir topluluk olmadığı gibi onun da bu zararı gidermeye bir kudreti yoktu. |
|
İBN-İ KESİR |
Allah´tan başka ona yardım edecek adamları da yoktu. Yardım edilen de olmadı. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Allah´ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi. |
|
BEKİR SADAK |
Ona, Allah´tan baska yardim edebilecek adamlari da yoktu, kendi kendini de kurtaramadi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ona Allah´tan başka yardım edecek bir çevre ve topluluğu da yoktu; kendi kendine yardım edecek durumda da değildi. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Ona Allahdan başka yardım edecek bir cemaat yokdu. Kendisi de öc alabilecek değildi. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Allah’dan gayri, kendisine yardım edecek bir topluluğu da yoktu, Allah’ın intikamından kendi nefsini de kurtaramadı. |
|
ALİ BULAÇ |
Allah´ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi. |
|